KAHİRE — Türkiye’nin Kızıldeniz’de edindiği nüfuza ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bölgesel emellerine karşı Mısır’ın İsrail ve Sudan’la üçlü bir cephe oluşturduğu iddia ediliyor.
Ankara hükümetine yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesi 14 Kasım tarihli haberinde Türkiye’nin Somali’deki varlığından “rahatsızlık” duyan Mısır’ın girişimiyle Mısır, İsrail ve Sudan’dan üst düzey askeri yetkililerin Kızıldeniz’de güvenliğin koordinasyonu ve bölgedeki Türk varlığını kısıtlama planlarını ele almak üzere tarihi ve yeri belirtilmeyen bir toplantıda bir araya geleceklerini yazdı. Mısır tarafından toplantıya Genel İstihbarat Servisi yetkililerinin, Savunma Bakanı Yardımcısı’nın ve Güney Bölge Komutanı’nın katılacağı belirtildi.
Mısır parlamentosunun Afrika İşleri Komisyonu’nda yer alan emekli Tümgeneral Hatem Başat, konuyla ilgili yazılı açıklamasında Türkiye’nin Kızıldeniz’de kontrol sağlamak için Somali’de “fesat” adımlar attığını, Mısır’ın bunların farkında olduğunu belirtti. Başat, Mısır’ın tıpkı Doğu Akdeniz Gaz Forumu ile Akdeniz’de yaptığı gibi ittifaklar ve anlaşmalar yoluyla Arap dünyasını bu emellere karşı koruyacağını, her türlü tehdidi bertaraf edecek bir platform oluşturacağını kaydetti.
Son dönemde Somali’deki nüfuzunu artıran Türkiye, kasım ayı başında Somali’nin Uluslararası Para Fonu’na olan borcunun yaklaşık 2,4 milyon dolarını ödediğini duyurdu.
Türkiye’nin Somali Büyükelçisi Mehmet Yılmaz da 6 Kasım’da Somali Başbakanı Muhammed Huseyin Roble ile yaptığı görüşmede Türkiye’nin Somali’ye koşulsuz desteğini artıracağını belirtti. Aynı gün Mogadişu’daki Türk askeri eğitim merkezini ziyaret eden Roble, Türk subaylarının üst düzey eğitim verdiğini ve merkezin “ordunun yeniden yapılandırılmasında umut veren bir model” olduğunu söyledi.
Sudanlı yazar ve yorumcu Eltaki Muhammed Osman Al-Monitor’a yaptığı değerlendirmede Sudan’ın Kızıldeniz’deki Sevakin Adası’nı Türkiye’ye tahsis eden ve Erdoğan’ın stratejik müttefiki olan Cumhurbaşkanı Ömer Beşir’in devrilmesinin ardından Türkiye’nin Sudan’da kaybettiği nüfuzu Somali’de telafi etmeye çalıştığını belirtti.
Erdoğan 2017 yılında Sevakin Adası’nın Türkiye’ye tahsis edildiğini açıkladığında bazı gözlemciler bu adımı Mısır’ı çevreleme ve Mısır’ın Kızıldeniz’deki menfaatlerini baltalama teşebbüsü olarak görmüştü.
Osman’a göre Beşir’in gidişiyle Türkiye’nin Sudan’ı kontrol etme iddiası son buldu ve bu da Mısır’ı Sudan’la yakınlaşmaya, Arap güvenliğini korumak için askeri ve stratejik ittifaklar arayışına itti.
Mısır’ın seçkin Saika Gücü ile hava kuvvetlerinden birlikler, Mısır-Sudan tarihinde bir ilk olan Nil Kartalları-1 ortak tatbikatına katılmak üzere 14 Kasım’da Sudan’ın Marva Hava Üssü’ne indiler.
Mısır’ın İsrail ve Sudan’la güç birliği yapmasına değinen Osman, Mısır’ın Sudan-İsrail ilişkilerinin normalleşmesinden istifade ederek Türkiye’nin Kızıldeniz’deki emellerine karşı bir ittifak oluşturmaya çalıştığını belirtti. Osman’a göre “Bu ittifak üç ülkeyle sınırlı değil. Suudi Arabistan’ı da kapsıyor. Suudi Arabistan’ın da İsrail’le ilişkileri var ama hassas konumu nedeniyle bunları açıklamıyor.”
Sudan’ın İsrail’le ilişiklerini normalleştirme kararı, 23 Ekim’de ABD Başkanı Donald Trump tarafından duyurulmuştu.
Osman, Kızıldeniz’de Türk ve İran tehditlerinden kaygı duyan İsrail’in katılımıyla üçlü bir ittifakın Türkiye’nin bölgedeki adımlarını durdurmakta etkili olacağını öngörüyor.
El Ahram Siyasi ve Stratejik Çalışmalar Merkezi’nde Afrika uzmanı olan Amani El Tavil de Al-Monitor’a yaptığı değerlendirmede Mısır’ın Türkiye’ye karşı lobi oluşturma çabasının ilk olmadığını, Kızıldeniz’de ise Suudi Arabistan’la işbirliği yaparak seyrüsefere yönelik tehditlere karşı ortak tatbikatlar yaptığını vurguladı.
Tavil’e göre Mısır’ın güney Kızıldeniz kıyısındaki Berenice askeri üssü de Türkiye’nin bölgedeki tehdit ve emellerine karşı kuruldu. Mısır’ın başka ülkeleri yanına alma çabasının olumlu olduğunu belirten Tavil, bu adımın etkili olacağını çünkü özellikle İsrail’in, ister İran ister Türkiye kaynaklı olsun Kızıldeniz’deki tehditlere karşı bölgeyi emniyete almak istediğini savundu.
Mısır ve Suudi Arabistan geçtiğimiz ocak ayında bölgede güvenliği artırmak, tehditlere karşı koyabilmek amacıyla Kızıldeniz’de Morgan-16 ortak deniz tatbikatını gerçekleştirmişti. Bundan bir hafta önce ise Mısır, Kızıldeniz’deki Arap kıyılarını saldırılardan korumak amacıyla, 63 bin hektarlık alanıyla Kızıldeniz ve Afrika’nın en büyük askeri üssü olan Berenice üssünün açılışını yapmıştı.
Tavil’e göre küresel ticarette önemli bir güzergâh olan Türkiye, Kızıldeniz’de nüfuz alanları oluşturmak istiyor. Uzman şöyle devam etti: “Erdoğan ne yazık ki Somali’nin yoksulluğundan ve ülkedeki iç savaştan istifade ederek ekonomik ve askeri alanda kontrol sağlamaya, nüfuzunu pekiştirmeye çalışıyor. Somali’nin muazzam petrol kaynakları var, Türkiye’nin ise petrol kaynakları kıt. Buna Somali’nin Aden Körfezi’nde ve Kızıldeniz girişindeki müstesna konumu eklenince Somali Türkiye için önemli bir hedef oluyor.”
Somali Ticaret ve Sanayi Bakan Vekili Abdullah Ali Hasan ekimde video konferansla düzenlenen Türkiye-Afrika Ekonomik Forumu’nda, 2017’de 150 milyon dolar olan Somali-Türkiye ticaret hacminin yüzde 37 artarak geçen yıl 206 milyon dolara ulaştığını söyledi.
Türkiye’nin 30 Eylül 2017’de Mogadişu’nun güneyinde açtığı askeri eğitim kampı, yurtdışındaki en büyük Türk askeri tesisi.
Erdoğan ocak ayında Türkiye'nin Somali’den petrol arama çalışmalarına katılma teklifi aldığını söyledi. Türkiye İstatistik Kurumu’na göre Türkiye’nin enerji ithalatı faturası 2019’da 41,1 milyar dolar civarındaydı.