Mısır’da kabul edilen yeni yasa gerektiği gibi uygulanırsa kötü nam salan Mısırlı hediyelik eşya satıcıları turistleri artık rahatsız edemeyecek. Temsilciler Meclisi’nin 23 Nisan’da onayladığı yasaya göre arkeolojik ve tarihi mekânlarda turistleri rahatsız ettiği tespit edilen kişilere para cezası verilecek. Ciddi rakamlarda olan cezalar 10 bin Mısır lirasına kadar (yaklaşık 565 dolar) çıkabilecek.
Turistler yeni yasadan memnun görünüyor. İspanya’dan gelen Maria Daniel Al-Monitor’a şöyle diyor: “Muhteşem tarihi mekânlarda satıcılar tarafından rahatsız edilmek çok can sıkıcı. Mısır’ın imajını da bozuyor.”
Daniel, turistlerin yerel satıcılardan alışveriş yapma zorunluluğu hissetmeden mekânları gezebilme hakkı olduğunu vurguluyor: “Baskı altında kalmadan alışveriş yapmak veya yapmamak benim hakkım. Bu yasa bize rahat bir ortam sağlanması açısından mutlaka değişiklik yaratacak, katkıda bulunacak.”
Meclis Turizm ve Havacılık Komisyonu üyesi Muhammed Abdo’ya göre turistlere askıntı olan satıcı ve dilenciler turistleri rahatsız etmekle kalmıyor, Mısır’ın imajını ve turizm gelirlerini olumsuz etkiliyor.
Al-Monitor’a konuşan Abdo şöyle diyor: “Turistleri alışveriş yapmaya mecbur etmek çok çirkin. Yasa bu anlamda ileriye doğru atılmış bir adım. Turistleri korumak için yasanın mutlaka uygulanması lazım.”
Abdo, dünyanın her yerinde dilenciler olduğunu ama ülkenin imajını korumak adına dilencilerin turistik mekânlardan uzak tutulması gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “Turizm milli bir meseledir. Turistlerin rahatsız edilmesi aynı zamanda ülkeye zarar veriyor, milli gelirimizi olumsuz etkiliyor.”
Mısır’ın en önemli gelir kaynaklarından biri olan turizm sektörü gayri safi yurt içi hasılanın yaklaşık yüzde 12’sini sağlıyor. 2010-2017 döneminde yılda ortalama 7,8 milyar dolar olan turizm geliri 2010 yılında 12,5 milyar dolarla zirve yaparken 2016 yılında 3,8 milyar dolarla dibe vurdu.
Yeni Turizm Bakanı Rana El Maşat, 25 Nisan’da yaptığı açıklamada turist sayısının yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30 arttığını belirtti.
Abdo, para cezasının satıcıları caydırmak için olumlu bir adım olacağını ama bununla kalmamak gerektiğini vurguluyor. Vekile göre yeni yasaya paralel olarak sadece sektörde çalışanlara değil tüm halka yönelik bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı, turizmin milli gelir için ne kadar önemli olduğu anlatılmalı.
Mısır Turizm Federasyonu’nun eski üyelerinden Seyif Elamri ise para cezasının yetersiz olduğunu düşünüyor ve daha da ileri giderek “İhlalde bulunanlar hapse atılmalı.” diyor. Elamri mevcut yasanın katı bir şekilde uygulanması gerektiğini vurgularken Mısır’daki turistik mekânların piramitlerden Luksor Tapınağı’na kadar çok geniş bir alana yayılması nedeniyle uygulama konusunda tereddütlerini dile getiriyor.
Güney Luksor’da Turizm ve Tarihi Eserler Polis Müdürlüğü’nde müdür yardımcısı olan Tuğgeneral Abdül Cevad Emin’e göre önemli mekânlarda güvenlik kameralarının bulunması polisin işini kolaylaştıracak. Ahram Online sitesine konuşan Emin, yasayı ihlal edenlerin kameralardan kolayca tespit edilebileceğini, turist rehberlerinin de ihbarda bulunabileceğini söylüyor. “İşimiz yasayı uygulamak ve ihlal edenleri kontrol etmek.” diyor.
Michigan Eyalet Üniversitesi Sürdürülebilir Turizm ve Koruma Alanlarının Yönetimi Bölümü’nde doktora çalışmalarını sürdüren Teguh Amor Patria ise konuya satıcılar açısından bakıyor. Al-Monitor’a konuşan Patria yeni yasadan rahatsızlık duyduğunu söylüyor: “Bana göre önce yasayı satıcılara anlatan bir programın planlanması gerekir. Satıcılara düzenlemeyi öğrenme şansı tanımadan uygulamaya geçilmesi bana doğru gelmiyor.”
İdeal koşullarda turizmin yerel halk dâhil ilgili tüm paydaşlara fayda sağlaması gerektiğini vurgulayan Patria, çözüm olarak satıcılar dâhil yerel halkın turizm hizmetlerinin incelikleri konusunda bilgilendirilmesini öneriyor: “Böylece insanlar turistlerin ilgilenmediği ürün ve hizmetlerle rahatsızlık vermek yerine turistlerin ihtiyacını karşılayan ürünler üretebilir.”
Bunun dışında satıcılar için özel bölgelerin oluşturulabileceğini ya da satıcı sayısı sınırlandırılarak turistleri ürkütmeden satış yapılabileceğini belirten Patria şöyle devam ediyor: “Tabii tüm bunlar gerçek hayatta bu kadar kolay olmayabilir. Dolayısıyla ben (satıcılara yönelik) bir programla veya eğitimlerle başlamak gerektiğini düşünüyorum.”
Patria, hem turistleri hem yerel satıcıları memnun eden kalıcı bir çözüme ulaşmak için hükümetin, turizm sektörünün ve yerel toplulukların el birliğiyle çalışması gerektiğini vurguluyor.