Küresel ekonomi enflasyon belasıyla sarmalandığı için 2022 yılının gerçekten zor bir yıl olacağı aşikârdı. Ancak kimse Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini öngörmemişti. Tıpkı Türkiye ekonomi politikası belirlenirken olduğu gibi. Merkez Bankası’nın en önemli para politikası silahı politika faizi önemsizleştirilip cari fazla ve ihracat odaklı büyümeyle, kur korumalı mevduat ürünüyle çerçevesi oluşturulan ve bu araçlarla enflasyonu düşürmeyi hedefleyen yeni ekonomi politikası savaş olmasaydı başarılı olur muydu bilinmez ancak şu an tam bir açmaza düştüğü ortada.
Türkiye, iki büyük ticaret ortağının savaşından dünyada en çok etkilenecek ülkelerden biri durumunda. Turizmde, tarım ürünleri ihracat ve ithalatında, enerjide, hatta savunma sanayinde bu iki ülkeyle kritik bağları bulunan Türkiye’de sıkıntılar şimdiden baş gösterdi.
Türkiye'ye gelen turistlerin yüzde 19'unu Ruslar, yüzde 8'ini de Ukraynalılar oluşturuyor. Savaşın sıcaklığıyla iki ülkeden de rezervasyonlar bıçak gibi kesildi. Avrupa ülkelerinden gelen rezervasyonlarda da ciddi bir düşüş yaşandı.
Turizmde henüz erken rezervasyon aşamasındayız. Sektör temsilcileri, eğer sorun çözülürse erken rezervasyon iptallerinin gerçek sezonda yenilenebileceği görüşünde. Ancak Batı tarafından Rusya’ya uygulanan yaptırımların hava trafiğine sekte vurması turizmcileri endişelendiriyor.
Antalya'dan turizm yatırımları danışmanı bir kaynak, bu yıl Antalya ve Ege Bölgesi'ne 6-6.5 milyon Rus ve Ukraynalı turist beklendiğini ve Türkiye’nin bu yıl için 35 milyar dolar turizm geliri hedefiyle hazırlanan planların alt üst olduğunu vurgularken, “Ukrayna'dan Antalya’ya gelen turist sayısı 2 milyona ulaşıyordu. Antalya ve Ege bölgesi çok etkilenecek. Ancak paniklememek gerekiyor, mayıs ayına kadar sakin kalınmalı” diye konuştu.
Turizmde yaşanan bir diğer sorun da bazı Rus bankalarının SWIFT sisteminden çıkarılması. Pek çok sektörde olduğu gibi bu durum erken rezervasyon ödemelerinin alınamamasına yol açtı.
Bir turizm birliği yöneticisi, “Turizmciler endişe içinde bekliyor. 2022’de 2019’un aşılması, yeni rekor kırılması bekleniyordu. Rusya-Ukrayna krizi kısa sürede çözülürse büyük yara almadan atlatma şansımız olur” diyerek gerçek turizm sezonunun çok etkilenmeyebileceği umudunu dile getirdi.
Erken rezervasyon ödemeleri bazı Rus bankaları SWIFT dışı bırakıldığı için gerçekleşemiyor olsa da konunun uzmanları bu ödemelerin yaptırım dışı bırakılan bankalara kaydırılabileceğini ve sorunun çözülebileceğini belirtiyor. Enerji ödemelerinde ise Gazprombank yaptırım dışında kaldığı için sorun yaşanmama olasılığının yüksek olduğuna işaret ediliyor.
Ekonomist Haluk Bürümcekçi, “Turizmde henüz sezon başlamadı ancak savaş uzarsa ciddi kayıplar olabilir. Turist sayısında payı yüzde 30 Rusya ve Ukrayna’nın ama turizm gelirleri içindeki payı yüzde 15 seviyesinde. Riskler karşımıza çıkabilir ama daha önemli olan konu cari denge” diye konuştu.
Ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası bu yıl Türkiye’nin cari fazla vermesini öngörüyordu. Hem Merkez Bankası para politikası metinlerinde hem de hükümetin Yeni Ekonomi Programı’nda cari fazlaya sık sık atıfta bulunuluyor ve ekonomi de cari fazla hedefine göre şekillendiriliyor. Rusya-Ukrayna savaşı bu planları zora sokacak gibi görünüyor.
Yılın ilk iki ayında ödemeler dengesi verisinin en önemli ayaklarından dış ticaret açığı yüzde 186,3 artışla 18 milyar 357 milyon dolara fırladı. Açıkta iki katına varan artışta en önemli etken de enerji ithalatındaki yükseliş. Türkiye enerji ithalatını büyük oranda Rusya’dan gerçekleştiriyor. Rusya Türkiye’nin toplam ithalatında da şubat ayı itibariyle birinci sırada yer alıyor. Doğalgaz bağımlılığında da zirve yüzde 33’ün üzerindeki payla Rusya’nın.
Toplam 28.1 milyar dolar ithalat yapılan şubat ayında enerji ithalatı 8 milyar dolar oldu ve dış ticaret açığı 8.1 milyar dolar olarak hesaplandı. Dış ticaret açığında da yüzde 142 artış var.
Ukrayna krizi petrol fiyatlarında 115 doların aşılmasını, enerji emtialarında son yılların en yüksek seviyelerinin görülmesine yol açtı. Yapılan hesaplamalar petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık yükselişin cari açıkta 5 milyar dolar artışa yol açtığına işaret ediyor.
Cari açıkta enerjinin etkisi ne olacak? Bürümcekçi şu noktalara dikkat çekti: “Rusya-Ukrayna etkisini önce cari denge üzerinde görmeye başladık. Aylık enerji ithalatımız bir anda 8 milyar dolar civarına geldi. Enerji ithalatının mart ayından itibaren 10 milyar dolara çıkabileceği hesaplanıyor. Geçen yıl aylık 2-3 milyar dolar seviyesinde enerji ithalatı yapılırken şu an 8-10 milyar dolar seviyeleri gündemde. Bu ne kadar yüksek bir cari açık verileceğinin de habercisi. Zaten yıl sonu cari açık tahminleri de 30 milyar doların üzerine yükseltildi.”
Uluslararası yatırım kuruluşları da cari açıkta artış beklentisinde. JP Morgan Türkiye’ye ilişkin cari açık/GSYH tahminini bu yıl için yüzde 1,1'den yüzde 2,2'ye, 2023 için yüzde 1,2'den yüzde 1,8'e, Goldman Sachs ise 2022 cari açık/GSYH tahminini yüzde 1,5'ten yüzde 2,5'e yükseltti.
Turizm ve enerjinin ardından tedarik zincirindeki aksamalar, Rusya’nın yurtdışı ödemelerinde kesintiye gitmesi ve ihracat zorluğu Türkiye’nin önündeki diğer zorluklar olarak öne çıkıyor. Lojistik maliyetlerindeki yükseliş ve hatta TIR’ların yol alamaması ihracatçıyı güç durumda bırakıyor. Ukrayna’ya taşıma tamamen durdu, Rusya hattında ise büyük sıkıntılar var. Ukrayna üzerinden Rusya’ya gidemeyen Türk TIR’larının Gürcistan-Rusya sınırında 20 kilometreye varan kuyruklar oluşturduğu ve navlunda yüzde 50 civarında artış yaşandığı belirtiliyor. Sürecin uzaması çok daha büyük kayıplara ve sorunlara yol açacak.
Tekstil merkezi Türkiye’nin ihracatında Rusya ve Ukrayna büyük pay alıyor. Ve bu savaştan en fazla Laleli, Osmanbey, Merter ve Zeytinburnu gibi deri ve tekstil üretim merkezleri yara aldı. İhracat yapamamaya başlanan merkezlerin başında Laleli geliyor. Hazır giyim sektörünün kalbi konumundaki Laleli'de yıllık satışlar 3 milyar doları bulurken bunun yüzde 40'ı Rusya ve Ukrayna pazarına yapılıyor. Özellikle iki ülke ile bavul ticaretinin merkezi de Laleli. Laleli’deki iş dünyası temsilcilerinin verdiği bilgiye göre ilk etapta sipariş iptallerinin hacmi 200 milyon doları aştı. Savaştan sadece üç gün önce Lalelili iş insanları Moskova’da düzenlenen fuarda onlarca yeni anlaşma ve siparişe imza atmıştı ancak şimdi tüm bunlar geride kaldı. Savaşın daha da uzaması tüm üretim merkezlerindeki kayıpların milyar dolarları aşmasına neden olacak.
Küresel çapta ekonominin en büyük sorunlarından enflasyon Türkiye’nin de birincil sorunu. Rusya-Ukrayna savaşı öncesinde bile tüketici enflasyonu yıllık yüzde 54,44’e, üretici enflasyonu yüzde 105,01’e fırlamış durumda. Zaten enflasyonu hâlihazırda artıran gıda ve enerji gruplarında fiyatlar savaşla birlikte hızla yükselişe geçti. Yapılan hesaplamalar petrol fiyatlarında 10 dolarlık artışın tüketici enflasyonunu 1.5 puan yukarıya çektiğini ortaya koyuyor. Petrol, doğalgaz gibi enerji emtialarının yanı sıra tahıl emtialarında da rekorların kırılması, Türkiye’nin enflasyonunu vuracak. Gıda ve hammadde fiyatlarındaki artışa bir de enerji maliyetlerindeki yükselişin eklenmiş olması endişeleri artırıyor.
Türkiye’nin ithalat sorunu da yaşaması muhtemel. Ayçiçeğinde Türkiye dünyanın en büyük ithalatçısı. Türkiye'nin yağ ithalatının yüzde 70'i Rusya ve Ukrayna'dan gerçekleşiyor. Bunun yanı sıra ham ayçiçeği yağının tonu 1400 dolardan 2 bin doların üzerine çıktı. Türkiye'ye yağ taşıyan ve Azak Denizi'nde Rusların çıkışına izin vermediği 15-16 gemi bulunuyor. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil’e göre bu gemiler yağı getiremezse Türkiye yağsız kalabilir. Büyükhelvacıgil, İthalat Genel Müdürlüğü'ne bir yazı göndererek marketler dâhil stoklarda en fazla mart sonu nisan ortasına kadar yetecek yağ kaldığını vurguladı.