Bölgedeki nüfuzunu giderek artıran İran’da yaşanan protestolar bir iç mesele olarak değerlendirilmiyor. Zira yaşananların İran’ın hem müttefiklerine hem de hasımlarına yönelik yansımaları olacak, bilhassa da Tahran’ın hasımlarıyla ciddi bir güç mücadelesine giriştiği Irak’ta.
İran yanlısı Şii kesimleri zor durumda bırakan protestolar İran’ın Irak’ta oynadığı rolden rahatsız olanlar, başta da Sünniler ve Kürtler için umut oldu.
Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Nuri El Maliki 3 Ocak’ta şu açıklamayı yaptı: “İran halkı, merhum İmam Humeyni’nin öncülüğünde ezici zafer kazanmış bir halktır. İran halkının şimdi de Ayetullah Hamaney’in bilge öncülüğünde tüm yabancı komploları bertaraf edeceğinden şüphemiz yok.”
Protestoları önemsiz gibi göstermeye çalışan Maliki olayları “İran’ın içerideki düşmanlarının körüklemeye çalıştığı bir iç mesele” olarak tanımladı.
Maliki de Hamaney ve diğer İranlı yetkililer gibi protestolardan ABD, İsrail ve Suudi Arabistan’ı sorumlu tuttu. Protestoların asıl sebebi olarak sorunları görmezden gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı “İran’ın dış düşmanları ve içerideki iş birlikçileri amaçlarına ulaşamayacaklar.” dedi.
İslami Yüksek Konsey’in önde gelen liderlerinden Şeyh Celalleddin El Sağır da 3 Ocak’ta benzer bir açıklama yaparak “Ülkenin bazı bölgelerinde çıkan ayaklanmaların sebebi Suudi, Amerikan ve İsrail korkularıdır.” dedi.
Protestoların İran’ın bölgedeki nüfuzuna gölge düşürmeyeceğini vurgulayan El Sağır şöyle devam etti: “Bölgedeki Şii etkinliği artıyor ve hem kültürel hem de siyasi bakımdan yükselişini sürdürerek ötekilere alan bırakmayacak.”
Irak’taki bağımsız Şii kesimler ise İran’daki protestolara mesafeli yaklaşıyor. Bunun İran’ın iç meselesi olduğu ve olayların gidişatının Irak’ı etkilemeyeceği düşünülüyor. Örneğin önde gelen Şii liderlerden Ali El Sistanı’nin sözcüsü konuya ilişkin hiçbir açıklama yapmadı. Keza Mukteda El Sadr da sessizliğini koruyor.
Aynı şekilde Irak Cumhurbaşkanlığı ve parlamentosunun da konuya ilişkin resmi bir açıklaması olmadı. Parlamento farklı mezheplerden vekillere ev sahipliği yapsa da çoğu Iraklı, İran ve hasımları arasında yaşanan bilhassa da ABD ve Suudi Arabistan’ın başını çektiği çatışmanın arasına girmek istemiyor.
Ancak protestoları İran yandaşı Şii partilerin aleyhine koz olarak kullanmaktan çekinmeyen Sünni kesimler de var. Eski Ninova Valisi ve önde gelen Sünni liderlerinden Esil El Nuceyfi, Dava Partisi, İslam Yüksek Konseyi ve Halk Seferberlik Birlikleri’ne kastederek şöyle dedi: “İran’da yaşananlar İran rejimiyle bağlantılı ve velayet-i fıkıh’ı benimseyen kesimleri fazlasıyla etkileyecek.”
Şii partilerin gelişmeleri fırsat olarak görmesi gerektiğini belirten Nuceyfi bu gruplara yönelik şu çağrıyı da yaptı: “Pozisyonlarını yeniden değerlendirmeli ve Iraklı Sünnilerin onlar için İran’dan daha iyi bir müttefik olduğunu görmeliler.”
İran’a yakın Sünni partileri ise fırsatçılıkla suçlayan Nuceyfi İran gücünü kaybedince bu kesimlerin Tahran’a cephe alacaklarını iddia etti: “Şimdi kendi menfaatleri için İran’ın Irak’taki rolüne destek veren Sünniler o zaman tutumlarını değiştirecekler.”
İran yanlısı Şii partiler halktan daima Irak’ta ekonomik, toplumsal ve güvenlik alanlarında bir velayet-i fıkıh modeli kurmak için oy istediler.
Irak’taki Şiiler İran’ı gelişmiş, sürekli büyüyen, güçlü bir devlet olarak görüyordu ve protestolar bu parlak imajı bozdu. İnsanların yoksulluk ve mahrumiyetten dolayı öfkeli olduğu, İran’ın kendi halkı pahasına bölgeye müdahil olmasının hoşnutsuzluk yarattığı protestolarla gözler önüne serildi.
Iraklı Gazeteci Emir İbrahim de Al-Monitor’a şu değerlendirmeyi yaptı: “İran’daki protestoların şiddetlenmesiyle Irak’ta velayet-i fıkıh’ı savunanların elinin zayıflaması çok normal. Ne de olsa hep bunun en mükemmel model olduğunu savundular”
Protestoların bir diğer nedeni de İran bütçesinden seçilmemiş siyasi gruplara, yabancı kültürel kuruluşlara pay ayrılmasıydı. Dolayısıyla İran rejiminin Irak, Suriye, Lübnan, Yemen ve diğer müttefiklerine eskisi gibi cömert desteklerde bulunması zorlaşacak. Bu da İran yanlısı partilerin siyasi nüfuzunu ve istikrarını etkileyecek.
İbrahim bu konuda şöyle dedi: “İran rejiminin bölgede oynadığı role duyulan öfke Irak’taki İran yanlısı partilere ve silahlı gruplara da yansıyacak. Protestolar bu gruplara giden mali ve askeri desteği de etkileyebilir.”
İran’da yaşanan protestoların Tahran’ın Irak’taki nüfuzuna kısa vadede büyük bir etki yapması beklenmiyor. Ancak protestolar, İran’ın eski rejimin yıkılmasından bu yana Irak’ta giderek artan nüfuzu açısından sonun başlangıcı olabilir.