KERKÜK, Irak — Iraklı Kürt vatandaşı Kamil Ali Abbas, Irak ordusuna 2004’te, ordunun ABD işgali sonrası yeniden yapılandırıldığı dönemde girdi. Orduda topçu çavuşu olarak görev yapan Kerküklü Abbas, İslam Devleti’ne (İD) karşı 2016-2017’de sürdürülen Musul Savaşı’nda Halk Seferberlik Birlikleri (HSB) ve Kürt Peşmerge’yle aynı safta savaştı. Şimdi ise ordu ve HSB Peşmerge’ye karşı savaşıyor.
Kendini korumak amacıyla mahlas kullanan Abbas Al-Monitor’a WhatsApp üzerinden yaptığı açıklamada “HSB bombardıman sesleriyle ilerliyordu.” diyor. Irak ile Kürt güçleri arasında 16 Ekim’de başlayan çatışmalar üzerine güvenlik için ailesiyle birlikte Kerkük’ten Erbil’e taşıdığını anlatan Abbas şöyle devam ediyor: “Çocuklarım olmasaydı asker olarak kalırdım ama çocuklarım için oradan ayrılmam gerekiyordu.”
Abbas ve Irak ordusunda görev yapan diğer Kürt subaylar Bağdat yönetimi ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin birbirlerine silah çektiği bir ortamda iki tarafın da tepkisinden korkuyor.
Abbas, 25 Eylül’de yapılan Kürdistan bağımsızlık referandumundan sonra işini kaybetmekten endişeli: “Evet oyu verenler ordudan atılabilir. Öyle bir durumda oy kullanmadığımı, Irak devletine sadakatimi kanıtlamak zorundayım.”
Irak Kürdistanı’nın henüz devletleşmek için gereken alt yapıya sahip olmadığını düşünen Abbas referandumda oy kullanmamış. Abbas referandumun sonucunda yaşanacakları öncesinde öngördüğünü ve haklı çıktığını söylüyor. Nitekim Kerkük’ü ele geçiren Bağdat yönetimi Kürdistan Seçim Komisyonu üyeleri için de tutuklama kararı çıkarmış durumda.
Irak ordusuna mensup bir Kürt olarak hem HSB’nin hem de Kürt toplumunun gazabından korkan Abbas şöyle anlatıyor: “Kürtlere ait bir kontrol noktasına gidip Irak ordusunda çalıştığımı söylediğimde beni küçümsüyorlar. Bir Kürt olarak Irak ordusunda ne işim olduğunu soruyorlar.”
Kürtler ile Iraklılar arasındaki çatışmalar topyekun bir savaşa dönüşürse hem Kürtleri öldürmemek için hem de can güvenliği için kaçacağını anlatan Abbas Irak güçlerinin Kerkük’ü kolayca ele geçirmesinin ardından kaygılarının biraz yatıştığını da belirtiyor: “Ordudaki diğer Kürt savaşçılarla temastayım. Onlar bir sorun yaşamamışlar, görevlerinin başındalar.”
Kürdistan 24 kuruluşunun haberine göre Irak ordusundaki Kürt savaşçılar geçmişte de toplu olarak ordudan ayrıldı. Bunların arasında 2007’de ordudan ayrılıp Peşmerge’ye katılanlar, 2011’de ABD’nin Irak’tan çekilmesinin ardından ordudan ayrılanlar ve 2014’te Irak ordusunun İD’den kaçmasının ardından ordudan ayrılanlar da var. 2003’ten sonra Kürt vatandaşlara Irak Savunma Bakanlığı ve ordu kadrolarında yüzde 20’lik bir pay tanındı.
Irak ordusuna mensup en tanınmış Kürt asker Musul Savaşı’nda da çarpışan Irak Özel Harekat Komutanı Fadıl Barvari’dir.
Tıpkı diğer Iraklı Kürt vatandaşları gibi Abbas da Irak ordusuna başka iş bulamadığı için katılmış. Abbas’ın Irak ordusuna kaydolduğu dönemde Peşmerge’ye katılmak için siyasi bir partiye üye olmak gerekiyormuş ve Abbas bağımsız kalmak istediği için bunu tercih etmemiş. Abbas Irak Kürdistanı’nda yaşanan çatışmalara rağmen şimdilik ordudaki işine devam etmek istiyor.
Bu gerginlik sadece Abbas’ı değil Irak ordusunda görev yapan diğer Kürtleri de rahatsız ediyor. Irak ordusunun Musul’daki komutanlarından Erbilli bir subay da son yaşanan çatışmaların bölgedeki mezhepçi gerginliği artırmasından korkuyor. Güvenliği için Aras Ahmet mahlasını kullanan asker Al-Monitor’a “Kürtlerin Irak’ta bir gelecekleri kalmadı.” diyor.
Ahmet, Saddam Hüseyin rejimi sonrasında Irak devletinde Kürt olarak görev almak istemiş. Ancak referandum gerginliğinin ardından Ahmet de Abbas gibi işini kaybetmekten korkuyor. Referandum krizinin ardından Kürt siyasilerin işlerini bırakmak zorunda kaldıklarını ya da işlerinden atıldıklarını söyleyen Ahmet, Irak Parlamentosu tarafından görevden azledilen Kerkük Valisi Necmettin Kerim’e işaret ediyor. Kerkük’teki Irak birliklerini “işgal güçleri” olarak tanımlayan KBY Başkan Yardımcısı Kosrat Resul hakkında da yakalama kararı çıkarılmış durumda. Irak Parlamentosu’nun referandumda “evet” oyu kullananların milletvekilliklerinin iptali için çıkardığı yasa ise Irak Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi.
Referandumun yankıları sürerken KBY Başkanı Mesud Barzani 1 Kasım’da görevi bırakacağını açıkladı.
KBY’nin bağımsızlık ilan etmesi durumunda Irak ordusundaki Kürtlerin akıbetlerinin ne olacağı belirsiz. Bu askerler, ileride kurulacak Kürt ordusunda, bilhassa da hava kuvvetlerinde görev alabilirler. Peşmerge komutanı Sertip Hassari Al-Monitor’a Havice’deki K1 askeri üssünde yaptığı açıklamada “Irak Hava Kuvvetleri’nde ABD’de eğitim almış Kürt komutanlar var.” diyor. Hassari ileride Kürdistan’ın da bir hava gücüne sahip olabileceğini ekliyor.
Havice’deki bir diğer Peşmerge komutanı Kemal Kerküki ise Irak ordusundan ayrılacak Kürtler için Al-Monitor’a “Bize dönmek isteyenleri kucaklamaya hazırız.” diyor.
Hassari ve Kerküki’nin görev yaptıkları Kerkük vilayeti Peşmerge’yle yaşanan çatışmaların ardından şu an Irak ordusu ve HSB’nin kontrolünde. Kerkük ve diğer ihtilaflı bölgelerde yaşanan çatışmalar nedeniyle 25 Eylül referandum sonuçlarını askıya alacağını açıklayan KBY Bağdat’a ateşkes ve diyalog çağrısı yaptı. Irak ve Kürt yönetimi arasında 27 Ekim’de ateşkes anlaşmasına varıldı.
Kerkük’ün yeniden ele geçirilmesi Irak ulusal güçleri için hayati bir zafere işaret ediyor. Iraklılar zaferin mutluluğunu yaşarken Kerkük’ü “Kürtlerin Kudüs’ü” addeden Kürt kentlerinde ise yas havası hâkim.
Irak Başbakanı Haydar El Ebadi Irak güçleri Kerkük’e girmeden “etnik kimlikleri fark etmeksizin her vatandaşın korunması” talimatını verdi. Ancak Abbas buna inanmıyor: “Kürt toplumu Irak’ta ikinci sınıf vatandaş konumuna düşecek.” diyor. Bu, merkezi Irak hükümetine bağlı çalışan tüm Kürtlerin paylaştığı bir kaygı.
Kürt kardeşleri ve hizmet ettikleri Irak devleti arasında kalan Abbas ve diğer Kürtler günün sonunda ordudaki görevlerini bir iş olarak görüyor. Abbas sözlerini şöyle noktalıyor: “Ne yapacağım? Bu iş benim tek geçim kaynağım, bırakamam.”