Irak’ta 4 Mart itibarıyla her türlü alkollü içkinin ithalatı, üretimi ve satışı resmen yasak hâle geldi. Alkol yasağı ilk olarak 2016 yılında getirilmiş fakat laik kesimler ve azınlıklardan gelen yoğun tepkiler nedeniyle uygulanmamıştı.
Yeni kanun, yasağı ihlal edenler için 10 milyon ila 25 milyon dinar (7700-19000 dolar) arasında değişen para cezaları öngörüyor.
Kanun geçtiğimiz ay Resmî Gazete’de yayınlandı ve böylece yasağı uygulamanın önü açıldı. Yeni Başbakan Muhammed Şia El Sudani’nin ekimde göreve başlayan koalisyon hükümetinde “Koordinasyon Çerçevesi” adındaki oluşumda yer alan İslamcı Şii parti ve milisler hâkim konumda ve bu gruplar alkol yasağını destekliyor.
Kanunun yürürlüğe girdiği günlerde Bağdat, Erbil ve diğer kentlerdeki içki dükkânları hâlen açık olsa da Ezidi ve Hristiyan toplumları başta olmak üzere Irak’ın bazı kesimlerinden yasağa tepkiler yükseliyor.
‘Irak İslam devleti değil’
Irak büyük bir dini çeşitliliğe sahip. Nüfusun çoğunluğu Şii ve Sünni Müslümanlardan oluşsa da Hristiyanlar, Ezidiler, Zerdüştler, Sabia Mendailer gibi farklı inançlara mensup büyükçe topluluklar mevcut. Bazı yorumcular içki yasağını Irak’ın İslami bir devlete dönüştürülmesi yönünde bir adım olarak görüyor.
Nüfusu ağırlıkla Keldani Katolik olan Ankava kasabasında yaşayan aktivist Diya Butros Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Bu, etnik ayrımcılıktır. Alkolü yasaklamayan İslam dışındaki inançların haklarının ihlalidir.”
Siyasi yorumcu Ali Sahib de Irak’ın İslam devleti olmadığını vurgulayarak, “İçki içilmesine izin veren dinler var. Hükümet belli bir görüşü veya ideolojiyi dayatamaz” diyor.
İslam dininden farklı olarak Ezidi ve Hristiyan inançlar alkol tüketimini yasaklamıyor. İçkiyi dini ritüellerde kullananlar dahi var.
Bir diğer eleştiri, kanunun, bireysel, dini ve kültürel özgürlükleri güvence altına alan Irak anayasasına aykırı olduğu yönünde. Irak’ta savaş mağdurlarına yardım eden Luftbrucke Irak isimli sivil toplum kuruluşunun başkanı Ezidi aktivist Mirza Dinnayi, Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Kanun anayasaya aykırı. Çünkü Irak çok etnikli, çok dinli, çok kültürlü bir ülkedir ve pek çok insan için alkol yasak değildir.”
Bir başka endişesini dile getiren Dinnayi, içki içenlerin yasak yüzünden başka seçeneklere yönelebileceğini ve uyuşturucu madde kullanımının artabileceğini söyledi. Dinnayi, “Müslüman ülkelerin çoğu alkolü yasaklamak yerine belli düzenlemeler getiriyor. Irak hükümeti de komple bir yasak koymak yerine niçin benzer bir yol izlemiyor?” diye konuştu.
İçki yasağı özellikle Ezidileri ve Hristiyanları kaygılandırıyor. Zira Irak’ta içki dükkânlarının büyük çoğunluğunu bu kesimler işletiyor. Son yıllarda çok sayıda Hristiyan ve Ezidi bu sektörde çalıştıkları için saldırıya uğradı. Kanunun bu azınlıklara karşı şiddeti körüklemesinden korkuluyor.
Hâl böyle olunca sivil toplum örgütleri kanuna karşı güçlü bir tavır aldılar. Yasağı eleştiren 1000’i aşkın tanınmış araştırmacı, akademisyen, gazeteci ve aktivist BM Genel Sekreteri’ne hitaben bir açık mektuba imza attılar.
Anayasal itirazların yanı sıra Irak’ın kuzeyindeki özerk Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) kanunu uygulamayı reddedebilir. Irak’taki Hristiyan ve yabancı nüfusunun büyük bölümü Kürdistan Bölgesi’nde, özellikle bölgenin başkenti Erbil ve yakınındaki Ankava’da yaşıyor. KBY’den bir gümrük yetkilisi Kürt medya kuruluşu Rudaw’a yaptığı açıklamada yasağa ilişkin kendi kararlarını verme hakkını saklı tuttuklarını belirtti.
Dini mercilerin tutumu
Kanun İslam dinindeki alkol yasağına dayandırılsa da Şii dini mercilerin kanunun çıkarılmasında herhangi bir rolü olmadı. Irak’taki Şiilerin en yüksek dini mercii kutsal kent Necef’te bulunuyor ve başında Ayetullah Ali Sistani var. Sistani 2000’li yılların başından bu yana sivil devleti savunuyor ve dini dayatmalara karşı çıkıyor.
Sistani kanun hakkında henüz yorum yapmış değil ancak Al-Monitor’a konuşan önde gelen bir din adamı, Necef’teki dini mercinin bu kanuna ve buna benzer başka adımlara karşı olduğunu belirtti.
Kimliğinin saklı kalmasını isteyen din adamı, “Necef’teki dini merci Irak için her zaman ‘sivil devlet’ çağrısında bulundu, devlet kurumlarında her türlü dinsellik dayatmasına karşı çıktı” şeklinde konuştu.
Kaynak, Sistani’nin geçmişteki bazı tutumlarını hatırlattı. Örneğin Sistani 2013’te Şeriatı dayattığı gerekçesiyle Şahsi Hâl Yasası’na tepki göstermiş, ayrıca devlet kurumlarında dini sembollerin sergilenmesine karşı çıkmıştı.
Sistani’nin şu an neden sessiz kaldığı sorulduğunda din adamı şöyle dedi: “Sistani böyle bir yasaya karşı olduğunu çoktandır ortaya koydu. Aynı şeyi tekrar edip durmanın gereği yok.”
Ancak yolsuzluk ve milis güçlerinin yaygın olduğu Irak’ta, içki yasağının insanları karaborsaya yönelteceğinden korkuluyor. Ayrıca yasak nedeniyle Irak’a yönelik uyuşturucu kaçakçılığı artabilir, madde kullanımının başka türleri de yaygınlaşabilir.