Peşmerge’nin İslam Devleti’yle (İD) mücadelesi 2014’ten bu yana devam ediyor. Ancak çatışmalar şu an duraksamış görünüyor. Merkezi hükümetin ve ABD’nin baskısıyla Irak Kürdistanı’ndaki çatışmaların sıklığı ve yoğunluğu tüm cephe hatlarında azalmış durumda. Peşmerge kaynaklarına göre Bağdat ve ABD, hükümet güçleri öncülüğünde yapılacak taarruzun hazırlıkları tamamlanıncaya kadar Kürt güçlerinin ilerlemesini istemiyor.
Peşmerge ile İD arasındaki çatışımalar aralıklarla da olsa Irak Kürdistanı’nın pek çok bölgesinde sürüyor. Peşmerge Bakanlığı’nın medya başkanlığını yürüten Tuğgeneral Helgurd Hikmet Mele Ali, Erbil’deki çalışma odasında Al-Monitor’a şöyle diyor: “Bin 50 kilometre uzunluğunda bir cephe hattımız var. Bu hat boyunca çatışmalar devam ediyor. Temmuzun son haftasında İD bir parça ilerledi ama Peşmerge tarafından geri püskürtüldü. Karşılıklı ateş açılıyor ama durum şu an sakin sayılır. Yoğun bir çatışma yok.”
Dohuk yakınlarındaki cephede görev yapan Tuğgeneral Maraan da benzer bilgiler aktarıyor: “Bazı günler çatışmalar yaşanıyor, top ve tank ateşi şeklinde.”
Al-Monitor muhabirinin bölgede bulunduğu 4 Ağustos günü hiç ateş açılmıyor. Oysa nisanda oldukça yoğun çatışımalar yaşanmış. Maraan birkaç askerini kaybettiğini anlatıyor.
Maraan ve başka Peşmerge kaynaklarına göre İD’e karşı daha sert şekilde taarruza geçmemelerinin nedeni Bağdat’ın baskısı. Maraan “Bağdat hükümetinden talimat bekliyoruz.” diyor.
ABD’yle de koordinasyon gerektiğini vurgulayan Maraan “İlerlemek istediğimiz zaman ABD ve müttefiklere haber veriyoruz.” diyor. Maraan’ın bu sözleri ABD’nin de Peşmerge’nin geri durmasını istediğine işaret ediyor.
Peşmerge ile iş birliği yapan Dvekh Navşa milis grubunda yer alan eski bir ABD deniz piyadesi, daha da ileri giderek ABD’nin Peşmerge’ye yerinden kıpırdamama emri verdiğini iddia ediyor. Güvenlik sebebiyle kimliğinin gizli kalmasını isteyen eski deniz piyadesi “ABD bu hattın böyle kalması gerektiğini söyledi.” diyor.
Peşmerge ise İD kontrolündeki bölgeleri geri almaya hazır olduğuna inanıyor. Maraan “Musul’u geri almaya hazırız.” derken, Ali de “Biz Kürtler savaşmaya hazırız.” diyor.
Mevcut duraksama için bir dizi neden gösteriliyor. Irak silahlı kuvvetlerinin taarruza geçmek için hazırlık yaptığını belirten Ali “Irak’ın geri kalanı da hazır hâle gelmeli.” diyor. İD’in geçen sene Irak’ta ne kadar hızlı ilerlediği düşünülürse Irak ordusunun hazırlık seviyesi yersiz bir kaygı değil. Haziran 2014’te düşen Musul’u hatırlamak yeter.
Kürt güçleriyle Irak ordusu arasındaki gerilim de hesaba katılan bir diğer etmen. Maraan bu konuda şöyle diyor: “Tek başımıza taarruza geçersek sorun çıkar. Araplarla Kürtler arasında hassasiyet yaratmaktan kaçınmamız lazım.” Maraan, İD’in Irak’ta elinde tuttuğu en büyük kentlerden biri olan Musul’a dair de şöyle diyor: “Musul’a doğru taarruza geçersek oranın Arap toprağı olduğunu söyleyecekler. Bu nedenle Irak ordusuyla eş güdüm hâlinde olmamız gerekir.”
Son olarak “dost ateşi” kaygısı da Peşmerge ile onunla birlikte hareket eden grupları cephe hattını ileri çekmekten alıkoyuyor.
Bakufa’daki üste bulunan Dvekh Navşa mensubu Samir Anvya bunu şöyle açıklıyor: “Başka cephe hatları da var. İlerlersek onların önüne geçeriz. Oysa aynı hizada olmamız gerekir.” Anvya’ya göre ABD ve diğer müttefikler bölgede gerçekleştirdikleri hava operasyonlarında yanlışlıkla Peşmerge’yi vurmaktan çekiniyor: “Bir hata yapıp bizi vurmak istemiyorlar.” Eski deniz piyadesi de bu kaygıya katılıyor: “Hattın ötesine geçersek hava saldırılarında vurulabiliriz.”
Peşmerge güçleri İD’le mücadeleye Irak ordusundan daha hazırlıklı olduğuna inanıyor. Irak hükümeti ise onların şu an taarruza geçmesini engelliyor. Bu durum iki taraf arasında tam bir anlayış birliğinin olmadığını gösteriyor.
Ancak görüş ayrılıkları iki tarafın da son dönemde başarılı bir sınav vermesini engellemiş değil. Ali’ye göre hem Peşmerge’nin hem Irak ordusu ve onunla birlikte hareket eden grupların 2015’te İD’e karşı verdiği mücadele geçen seneye göre daha başarılı. Basında yer alan haberlere göre İD ocak ayında Musul civarındaki birkaç köyü kaybetti. Kaydedilen mesafeye rağmen ilerleme kararı alınıncaya kadar çatışmaların görece düşük yoğunlukta seyretmesi ve cephe hattının değişmemesi bekleniyor.
Musul’un 22 kilometre kuzeyindeki ufak Batnaya kasabasında ise İD’in siyah bayrağı bir kilisenin tepesinde dalgalanıyor. Batnaya hâlen İD’in kontrolünde. Kasabanın Süryani ağırlıklı halkı kaçmış durumda. Batnaya’da yaşananlar İD’in gelişiyle evlerinden olan binlerce Iraklının hikâyesi. Irak hükümeti anlaşılabilir bazı sebeplere Peşmerge’ye henüz İD’e karşı taarruza geçme izni vermiyor. Ancak Batnaya halkı gibi yurtlarından kaçmak zorunda kalan binlerce Iraklı Bağdat’ın Peşmerge’ye bir an önce yeşil ışık yakmasını umuyor.
Bu haber Samed Hasan’ın katkılarıyla yazılmıştır.