Suriye’nin kuzeydoğusunda Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolündeki bölgelerde yeniden sahneye çıkan İslam Devleti’nin (İD) “din polisi” halk arasında korku salıyor. Hesba olarak bilinen din polisinin hortlaması, SDG’nin, Halep’in doğu kırsalındaki Menbiç’te ve Haseke kırsalında çıkan olaylarla meşgul olduğu bir döneme denk geliyor.
Deyrizor’un doğu kırsalında etkili olan Hesba, haziran başında halkı SDG ve ABD önderliğindeki koalisyonla işbirliği yapmamaya, Kürt öncülüğündeki özerk yönetime bağlı yerel meclislerde çalışanları da istifaya çağırdı ve bu talimatlara uymayanları öldürmekle tehdit etti.
Deyrizor kırsalında kadın tarım işçilerini taşıyan bir aracı durduran Hesba mensupları, kadınları makyaj yapmama konusunda uyardılar. Ayrıca şeriata uygun giyinmeyen kadınların toplu taşıma araçlarına alınmamasını emrederek buna uymayan işletmecilere ağır cezalar kesme veya araçlarını yakma tehdidinde bulundular. Hesba mensuplarının yerel aracılarla ilettiği bir başka talimat da tüm tüccar ve çiftçilerin zekât vermesi gerektiği, aksi halde “ağır” cezaların uygulanacağı şeklindeydi.
İslamcı ve cihatçı gruplar konusunda uzmanlaşan ve şu an Türkiye’de bulunan Suriyeli gazeteci Urabi Abdülhay Urabi Al-Monitor’a şu bilgileri verdi: “İD 2019’un ortalarından bu yana hücrelerini yeniden yapılandırdı. İD’in sivil kolunu canlandırmaya çalışan hücreler, Hesba yapılanmasını canlandırdılar. Terör örgütü silahlı eylemlerden ziyade halka kendi kurallarını dayatmaya yöneldi. Büyü yaptığını iddia eden bir kişiyi öldürdüler, bir içki dükkânını yaktılar, tütün satışını engellemek için büyük miktarlarda tütüne el koydular, başka bir sürü şey yaptılar. Tüm bunlar, İD’in gelecekte daha büyük bir alanı kontrol etmek hedefiyle siviller arasında nüfuzunu artırmaya çalıştığının işareti. Hesba’nın eylemleri, İD’in inanışlarına ve ideolojisine bağlı kaldığını, fikirlerini değiştirmediğini ve bunlardan vazgeçmeyeceğini gösteriyor.”
Urabi sözlerini şöyle sürdürdü: “İD’in kendisini finanse etmesi gerekiyor ki silah ve mühimmat alabilsin, savaşçılarına maaş verebilsin. Böylece sahadaki faaliyetlerini sürdürebilir, başka yerlerde yaşayan savaşçı ailelerini geri getirebilir. Sivillere zekât dayatmasının nedeni budur. Örgüt SDG’nin yaşadığı sıkıntılardan istifade ederek halka kendisini kabul ettirmeye, kurallarını dayatmaya, karşıtlarını yıldırmaya ve silahlı eylemlerini genişleterek SDG’ye yönelik saldırılarını artırmaya çalışıyor. Bu da örgütün Suriye’deki gelişmeleri yakından izlediğini ve etkisini artırmak için her fırsatı kullandığını gösteriyor.”
Naher Medya Ağı’nın Deyrizor muhabiri Ahid Slebi de konuyla ilgili şunları aktardı: “Haber kaynaklarımızdan, muhabirlerimizden bilgiler geliyor ve biz şu an SDG kontrolündeki bölgelerde Hesba’nın dönüşünü, eylemlerini izliyoruz. Hesba mensupları kayıtlı veya canlı müzik çalındığı için restoran ve kafe sahiplerini tehdit ediyorlar. Örgütün dini öğretilerine, İslami kurallarına aykırı hareket edenleri takip ediyorlar. Tutukladıkları kişileri toplu tövbe toplantılarına alarak insanlara radikal düşünceler aşılamaya, fikirlerini halk arasında yücelterek kendi bekalarını sağlamaya çalışıyorlar. Bu arada SDG İD hücrelerine karşı ciddi bir mücadele sergilemiyor. Hesba mensupları SDG’nin kontrol ettiği yerlerde serbestçe devriye geziyor ve iki taraf arasında sanki bir koordinasyon varmış gibi SDG hareketsiz kalıyor. Bu durum aslında SDG’nin işine geliyor. Çünkü SDG, İD bölgeden temizlendiğinde kendi rolünün de sona ereceğini biliyor.”
İD’in silahlı eylemleri de son aylarda artmış durumda. Yerel meclislerin ve özerk yönetime bağlı birimlerin çalışanlarını hedef alan örgüt, SDG’nin askeri üsleri ve kontrol noktalarına da saldırılar düzenledi. Saldırılarda ölen ve yaralanan SDG mensupları oldu, SDG’ye ait araba ve askeri araçlar patlayıcı düzeneklerle tahrip edildi.
Suriye İnsan Hakları Ağı’nın kurucu başkanı Fadıl Abdül Gani’nin Al-Monitor’a verdiği bilgiye göre İD son dönemde yerel meclislerde çalışanları özellikle hedef alırken sıradan sivilleri hedef almaktan kaçınıyor. Gani’ye göre “İD, halkın yetersiz hizmetler nedeniyle SDG’ye duyduğu öfkeyi istismar ediyor. Halk mevcut hizmetleri bölgenin örgüt kontrolünde olduğu zamanki hizmetlerle kıyaslasın istiyor.”
Bu yılın başından itibaren dokuz özerk yönetim çalışanının İD tarafından öldürüldüğünü belgelediklerini belirten Gani, “İD ayrıca bazı sivillerin intikamını almak için SDG’nin askeri birimlerini hedef alıyor ve böylece insanları kendi tarafına çekmeye çalışıyor” dedi.