Dünyada yaklaşık bir buçuk milyar Müslüman var ama Kudüs’teki kutsal mekânları yılda ancak birkaç bin Müslüman turist ziyaret ediyor. İsrail’in 2020’de Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, Fas ve Sudan’la imzaladığı normalleşme anlaşmaları bu tabloyu değiştirmek için muazzam bir fırsat sunuyor.
Ters yöndeki turist akışı ise çok daha canlı seyrediyor. Normalleşme anlaşmalarını imzalayan ülkelere giden İsrailli turistlerin sayısı daha şimdiden on binlerle ifade ediliyor. COVID-19 kısıtlamaları Dubai’yi etkilemeden önce bu sayı sırf aralık ayında 70 bin civarındaydı. BAE merkezli Etihad Havayolları’nın yakın zamanda Dubai’den Tel Aviv’e direkt uçuşlara başlaması bekleniyor. Kasım ayında duyurulan bu yeni hattın açılışı, COVID-19 kısıtlamaları nedeniyle ertelenmişti.
İsrail ve BAE’nin dünyadaki en hızlı aşılama kampanyalarını yürütmesi, iki ülkenin karşılıklı olarak turistlere açılmasına imkân veriyor. Geçtiğimiz hafta Dubai’de İsrailli gruplara mihmandarlık yapan Eli Harel, BAE’de temas ettiği tüm seyahat acentelerinden İsrail’de Müslümanlara yönelik turizm imkânları hakkında sorular aldığını belirtiyor.
Nitekim İsrail Turizm Bakanlığı son aylarda yoğun bir hazırlık yürütüyor, Arap ülkelerinden turist çekmek üzere pazar araştırmaları yapıyor.
Al-Monitor’un sorularını yanıtlayan Turizm Bakanı Orit Farkaş-Hacohen şöyle konuştu: “Hükümetler anlaşmaları imzaladı ama barışı turizm üzerinden halklar sağlayacak. Abraham Anlaşmaları hayata geçer geçmez İsrail’deki turizm sektörü, bugüne kadar çok kısıtlı olan Müslüman turizmi için hazırlıklara başladı. BAE, Bahreyn ve Fas’taki mevkidaşlarımla konuştum, İsrail turlarına yönelik iyi niyet olduğunu biliyorum.”
Turizm Bakanlığı’nın pazar geliştirme müdürü Ksenia Kobiakov, önümüzdeki aylarda on binlerce Müslüman turist beklediklerini, bu sayının birkaç yılda milyonlara ulaşabileceğini belirterek, “İyimser bir öngörüde bulunduğumu biliyorum ama bu kesinlikle muazzam bir potansiyelin gerçekçi değerlendirmesine dayanıyor” dedi.
Peki, ne gibi hazırlıklar yapılıyor? İnanç turizmi müdürü Noga Şer-Greco’ya göre bakanlık İslami mekânların haritasını çıkarıyor ve bunların beklenen turist dalgasına nasıl hazırlanacağını inceliyor. Örneğin, Arapça ve İngilizce tabelalar artırılacak ve mekânların İslami önemi vurgulanacak. Ayrıca, tur operatörleri ve turizm bürolarına, BAE veya başka Müslüman ülkelerden gelecek yeni turistlere nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda bilgi ve talimatlar iletiliyor. Tur operatörleri ve rehberler için İslam konulu seminerler ve stajlar düzenleyen bakanlık, BAE’deki yüzlerce tur operatörü için de Zoom üzerinden atölyeler düzenliyor.
İsrail’deki Arap kesimin kurduğu Tur Rehberleri Forumu’nun başkanı Mursi Hica, bu hazırlıklarda Turizm Bakanlığı ile işbirliği yapıyor. Hica’ya göre İsrail’e gelen Müslüman turistler için “olmazsa olmaz” niteliğinde iki dini mekân var: Eski Kudüs’te yer alan El Aksa Cami ve Kubbet üs-Sahra ve Batı Şeria’nın El Halil kentinde bulunan Harem-i İbrahim Camii. Selahaddin Eyyubi’nin Haçlı ordusunu mağlup ettiği bölge olan Hıttin ve Akka’daki Cezzar Ahmed Paşa Camii gibi başka mekânlar da Müslüman turistleri çekebilir.
Hica, bu turizm faaliyetlerinin katma değerinin sadece ekonomik olmadığını, Yahudi, Hristiyan ve Müslüman İsrail vatandaşlarının Müslüman ülkelerden gelen turistlerle bağ kurması açısından önemli olduğunu vurguladı. İsrail’deki beklenti, yeni turistlerin İsrail’in kültürel ve ekonomik merkezi Tel Aviv’e de ilgi duyacağı yönünde.
Dubai’de büyük bir turizm acentesinin sahibi olan Muhammed El Mogini de Al-Monitor’a yaptığı açıklamada BAE veya Körfez’den gelen ortalama bir turistin dini mekânları görmek isteyeceğini ama Tel Aviv’e ve Taberiye Gölü ile Hermon Dağı gibi doğal alanlara da ilgi duyacağını belirtti.
Har Hanegev ve Mitzpe Ramon belediye meclislerinin turizm koordinatörlüğünü yürüten, aynı zamanda Ben Gurion Üniversitesi’nde araştırmacı olan Şahar Şilo’ya göre Abraham Anlaşmaları ile tüm Müslüman dünyasında İsrail’e bakışı değiştiren süreçler yaşanacak. Al-Monitor’a konuşan Şilo, Dünya Turizm Örgütü verilerine dayanarak Müslüman turizminin 2050 yılına kadar dünya turizminin yaklaşık yarısını teşkil etmesinin beklendiğini vurguluyor. Bu potansiyel ağırlıkla Endonezya, Malezya ve Hindistan gibi büyük Müslüman nüfuslara sahip ve çoğu Arap olmayan ülkelerden kaynaklanıyor.
Şilo bir noktaya daha dikkat çekiyor: İslami mirasla ilgili dini boyut bir yana, Müslümanlar İsrail’in teknolojide sağladığı ilerlemeye, yüksek teknolojiye verdiği öneme hayranlık besliyor. Dolayısıyla pek çok Müslüman bunun örneklerini, mesela çölde tarım uygulamalarını görmek isteyebilir. Şilo bu açıdan anahtar devletin Suudi Arabistan olduğunu düşünüyor. Suudi Arabistan kendi vatandaşlarına İsrail’i ziyaret etme imkânı tanırsa pek çok Arap ve Müslüman ülkenin onun izinden gitmesi bekleniyor.
İsrail Yurtiçi Tur Operatörleri Derneği Başkanı Yossi Fatael, daha şimdiden tur paketleri, rehberlik ve benzeri hizmetler için pek çok Müslüman gruptan talep aldıklarını belirtti. Fatael’e göre Etihad Havayolları’nın gündeminde birkaç ülkeyi kapsayan turistik parkurlar da var. Örneğin Uzakdoğulu bir Müslüman turist BAE’den Suudi Arabistan’a, oradan Ürdün’e ve ardından İsrail’e geçerek Kudüs’te iki üç gün geçirebilir.
Dubai ve Abu Dabi’nin dünya turizminde doğulu turistler için önemli bir bağlantı noktası olduğunu belirten Fatael, bunun İsrail’e yönelik bağlantı uçuşları için de potansiyel oluşturduğunu söyledi. Ancak Fatael’in önemli bir uyarısı var: Bunun olabilmesi için İsrail’e girişte özellikle Müslümanlara uygulanan sert sorgulamalar değişmeli, devletin güvenliğinden taviz vermeden daha nazik yöntemler benimsenmeli. Bir diğer mesele de El Aksa Cami. Fatael, El Aksa’ya giden BAE’li turistlere Filistinlilerin sataştığına dair iddialar olduğunu, bu sorunun da çözülmesi gerektiğini söylüyor.
Turizm Bakanı Farkaş-Hacohen, yeni turistlerin rahat hissetmesi ve olabildiğince çeşitli tur seçeneklere sahip olması için ellerinden geleni yapacaklarını vurguladı. Bakan, “Konuyla ilgili bilgileri Arapça olarak internete, özel Facebook ve Instagram hesaplarına koyduk. Amacımız, yeni Müslüman dostlarımızın tüm otellerimizde evindeymiş gibi hissetmesi. Ayrıca ortak tur paketleri oluşturmaya hazırlanıyoruz. Örneğin bir pakette Kudüs gezisinin yanı sıra Bahreyn ve BAE ziyaretleri yer alacak. Böylece bölgenin tamamı dünya için daha önemli hâle gelecek” şeklinde konuştu. Bakan, uluslararası uçuşlar normale döndükten sonra İsrail’e yılda 100 bin Bahreynli ve BAE’li turist çekmeyi hedeflediklerini belirtti.