İsrail'deki Tel Aviv Moshe Dayan Enstitüsü 7 Aralık’ta sıradışı bir makale yayınladı. “İsrail Türkiye’nin Denizaşırı Komşusu: Türkiye ile İsrail arasındaki deniz yetki alanlarının belirlenmesi” başlıklı makalenin yazarları, Türkiye ile Libya arasındaki deniz yetki alanı anlaşmasının mimarı olarak bilinen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yakınlığıyla tanınan Emekli Tümamiral Profesör Cihat Yaycı ile üniversite araştırmacılarından Zeynep Ceyhan’dı. Editörlüğünü Hay Ertan ve Kohen Yanarocak’ın üstlendiği makale enstitünün Turkeyscope sayfasında yayınlandı.
Üst düzey Türkiyeli isimlerin İsrail platformlarında makaleler yayınlamaları ender rastlanan bir durum. Yaycı’nın makalesi ise hem içeriği hem de Akdeniz’deki münhasır ekonomik bölgelerin yeniden belirlenmesini önerdiği için oldukça sansasyoneldi. Makale, Türkiye ile İsrail arasında Kıbrıs’ı görmezden gelen yeni bir deniz yetki alanları anlaşması olasılığını tartışıyor. Bir diğer deyişle Kıbrıs’ın hâlihazırda hak iddia ettiği ihtilaflı bölgelerin aslında İsrail’in egemenliğinde olması gerektiğini savunan makale eşliğindeki haritada Akdeniz’de şu an Güney Kıbrıs’ın üzerinde hak ettiği 8, 9, 11 ve 12’nci parsellerin Kıbrıslılardan İsrail’e devredilmesi öneriliyor. Makale daha yayınlanmadan bile İsrail basınından büyük ilgi topladı.
İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkiler Gazze yolundaki Türkiyeli aktivistlerin İsrail askerleri tarafından öldürüldüğü 2010’daki Mavi Marmara olayından bu yana kötüye gidiyor. İsrail olayın ardından özür dileyip kurbanların ailelerine tazminat ödedi. Ancak Erdoğan’ın bilhassa da Filistin meselesi konusunda İsrail’e yönelik söylemi yıllar içinde daha da sertleşti, açıklamaları çoğu zaman anti Semitizm’in sınırlarını zorluyor. İsrail de Ankara’ya Hamas’ın karargâhını Türkiye’ye taşımasına izin verdiği ve kıdemli Hamas yetkililerine Türk pasaportu verildiği için öfkeli. İki taraf arasındaki bir diğer anlaşmazlık da Doğu Kudüs’teki Filistinli vakıf ve dernekleri destekleyen Türk faaliyetleri.
Tüm bunlar düşünüldüğünde Yaycı’nın makalesi İsrail’de olumlu bir gelişme olarak algılandı. İsrail televizyonu i24 News kanalına konuşan Kohen Yanarocak da makalenin ciddiye alınması gerektiğini vurgulayarak şöyle dedi: “Bu İsrail-Türkiye ilişkileri için yeni bir adım. Kıdemli bir Türk isminin böyle bir öneride bulunması İsrail-Türkiye ilişkilerinde yeni bir alt yapının zeminini hazırlamaya ve Doğu Akdeniz’de yeni bir müttefik olarak İsrail’in itibarını düzeltmeye yöneliktir.”
En yetkin Türkiye uzmanlardan biri olan Yanarocak’a göre Ankara elbette İsrail’le ilişkileri normalleştirmek için daha büyük adımlar atmalı. Öncelikle İsrail'e yönelik sözlü saldırılar sona ermeli ve Hamas’la yakın ilişkilerden vazgeçilmeli. Ayrıca iki ülke de başkentlere büyükelçi ve konsoloslarını karşılıklı olarak yeniden atamalı.
Kudüs’teki yetkililer ise Ankara’dan gelen olumlu mesajlara temkinli yaklaşıyor. İsrail Dışişleri Bakanı Gabi Aşkenazi 6 Aralık’taki Manama Diyalog Forumu’nda yaptığı konuşmada Türkiye’nin Akdeniz’deki faaliyetlerine değinerek şöyle dedi: “Bölgedeki faaliyetlerini yakından takip ediyoruz; saldırgan tutumlarından endişeliyiz. Bölgedeki müttefiklerimizle ve Yunanistan, Kıbrıs, Mısır da dahil Doğu Akdeniz’deki komşularımızla yakın temas halindeyiz.”
Türkiye’nin bölge politikalarını gözden geçirmesini umduğunu belirten Aşkenazi şöyle devam etti: “Türklerle ilişkilerimizde bir değişim görmüyorum, ama gelişmeleri yakından takip ediyoruz. (…) Erdoğan’ın dış politikasını farklı bir zemine taşımasını umuyoruz, ki buna Hamas karargâhına ev sahipliği yapmak da dahil.”
İsrail Hayom gazetesi 8 Aralık’ta Türk yetkililerin dört ay önce enerji görüşmelerine başlamak istediklerini iletmek için İsrailli muhatapları ile temasa geçtiklerini, ancak temasların ağırlaşan pandemi koşulları nedeniyle sonuçsuz kaldığını yazdı. Amberin Zaman da 30 Kasım’daki Al-Monitor makalesinde Türk Milli İstihbarat Başkanı Hakan Fidan’ın ilişkileri normalleştirme çabaları kapsamında İsrailli yetkililerle gizli görüşmeler yaptığını duyurmuştu.
Gelişmeleri değerlendiren diplomatik bir kayak ise isminin açıklanmaması kaydıyla Al-Monitor’a şunları aktardı: “Erdoğan muhtemelen Biden yönetiminin Türkiye konusunda takınması beklenen sert tutumdan korkuyor. Ankara Kudüs’le ilişkileri düzeltmenin Washington’ın izleyeceği yeni politikayı yumuşatacağını düşünüyor olabilir.”