Türkiye yıllarca İsrailli turistlerin birinci tercihi oldu. Cazip fiyatlarla sunulan “her şey dâhil” paketleri, ucuza iyi tatil arayan İsrailliler tarafından adeta kapışılıyordu. Türkler misafirperver, sıcakkanlı ev sahipleri olarak görülüyor ve bu dostluk hiç bozulmayacakmış gibi duruyordu. Ne var ki 2010 yılında Mavi Marmara olayı yaşandı.
Çoğu Türk olan yüzlerce aktivistle Türkiye’den yola çıkan Mavi Marmara filosu, Gazze Şeridi’ne uygulanan deniz ablukasını delmeyi amaçlıyordu. Mavi Marmara gemisine çıkan İsrailli deniz komandoları beklemedikleri şekilde saldırıya uğrayınca ateş açmak zorunda kaldılar. Neticede 10 Türk aktivist hayatını kaybetti ve Türkiye ile İsrail arasında benzeri görülmemiş bir diplomatik kriz patlak verdi. İsrail ancak Mart 2013’te, o da dönemin ABD Başkanı Barack Obama’nın baskısıyla özür diledi, ardından da öldürülenlerin aileleri ve yaralananlara tazminat ödemeyi kabul etti. Ancak bu uzlaşı kâğıt üzerinde kaldı. İsrailliler de kendilerine düşman gözüyle bakıldığı düşüncesiyle Türkiye’ye gitmekten imtina etmeye başladılar.
Al-Monitor’un İsrail Turizm Bakanlığı’ndan edindiği verilere göre Mavi Marmara olayı öncesinde Türkiye’ye giden İsrailli turistlerin sayısı yılda 600 bin civarındaydı. Olayın ardından bu sayı yılda 100 bine düştü. Bu durum bazı iniş çıkışlarla neredeyse 10 yıl sürdü ve ilk kez geçen yıl önemli bir değişim görüldü. Türkiye’ye giden İsrailli turistlerin sayısı 2019’da 500 bini aşarak rekor kırdı.
Görünen o ki 2019’daki sıçrama tesadüf değildi. İsrailli turistlerin krizden 10 yıl sonra Türkiye’yi yeniden keşfettiği ve bugün koronavirüsün bile Türkiye’ye ilgiyi durduramadığı anlaşılıyor. İsrail şu an salgının ikinci dalgasıyla karşı karşıya ve Türkiye’deki durum da pek iç açıcı sayılmaz. Buna rağmen Tel Aviv-İstanbul uçuşları kesintisiz devam ediyor ve uçaklar çoğunlukla dolu kalkıyor.
İsrail’de turizm acentesi işleten Shlomo Germon Al-Monitor’a şu bilgileri verdi: “Koronavirüs krizi öncesinde Tel Aviv’den İstanbul’a günde en az beş uçuş oluyordu. Salgına rağmen şu an Türk Havayolları haftada 11 uçuş, Pegasus da haftada 14 uçuş gerçekleştiriyor. Türkiye’ye her gün en az 150 İsrailli gidiyor. Bu sayı koronavirüs günlerinde oldukça yüksek sayılır ve sayılar giderek artıyor.”
Hâlihazırda İsrailli turistleri karantina uygulamadan ya da test sonucu talep etmeden kabul eden sadece birkaç ülke var. Kıbrıs ve Yunanistan dâhil Avrupa ülkelerinin çoğu İsrail’den turist kabul etmiyor. İsrail vatandaşları ABD ve Meksika’ya gidebiliyor ama bunlar uzun ve pahalı destinasyonlar. Asya kıtası ise İsrailli turistlere neredeyse tümden kapalı. Hâl böyle olunca Türkiye en iyi seçenek olarak görülüyor ve pek çok İsrail vatandaşı bu fırsatı kaçırmak istemiyor.
Germon sözlerini şöyle sürdürdü: “Vardığında karantina koşulu olmayan, yakın mesafede ve fiyatı uygun tatil arayan İsrailli bir turistin gidebileceği en iyi yer Türkiye. Havaalanında koronavirüs test örneğinden sonra İsraillilerin girişine izin veren nadir ülkelerden biri. Sadece iki saatlik bir uçuş gerektiren yakınlık ve düşük otel fiyatları, İsraillilere cazip geliyor. Ağustosta beş yıldızlı bir otelin gecelik fiyatı 80 dolar. Böyle bir fiyat için pek çok insan İsrail’e dönüşte 14 günlük karantinaya razı.”
Ankara’da bulunan İsrailli turist rehberi Dror Nimni de Al-Monitor’a şöyle konuştu: “İsrailliler Türkiye’yi seviyor. Türkler konuklarını şımartmayı biliyor, Orta Doğu zihniyeti iletişimi kolaylaştırıyor. İsrailliler Türkiye’de evindeymiş gibi hissediyor. İki ülke arasında hiçbir kriz bunu değiştiremez. İsrailliler buraya gelince Türklerin sıcaklığına, hükümetler arasındaki gerilimin insanlara pek yansımadığına şaşırıyor. Bana göre bu trend önümüzdeki yıllarda yükselmeye devam edecek.”
Tatil amaçlı uçuşların yanı sıra Türkiye başka ülkelere aktarma yapmak için de tercih ediliyor. Germon’a göre Ben Gurion Havaalanı’ndan uçuşların önemli oranda azalması nedeniyle dünyanın çeşitli noktalarına İstanbul üzerinden bağlantı sağlayan Türk Havayolları ile uçma seçeneği de Türkiye’yi cazip kılıyor. Germon şöyle diyor: “Ben Gurion Havaalanı’nın en büyük eksikliği esasen ABD uçuşlarında yaşıyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa’dan gelen kimseyi ülkeye almama kararı yüzünden İsrail vatandaşlarının ABD’ye Avrupa aktarmalı uçma seçeneği de yok. Ama bu karar Türkiye için geçerli değil. Dolayısıyla Türkiye, New York güzergâhında çok iyi bir aktarma noktası hâline geliyor.”
Koronavirüs salgınından Türk-İsrail ilişkileri açısından ders çıkarmak gerektiğini savunan Nimni ise şöyle diyor: “Türkiye’ye Avrupa’dan turist gelmiyor ve İsrailli turistlerin yine önem kazandığını gören otelciler İsrail’den turist çekmek için benim gibi tur rehberlerine geliyorlar. Zamanında büyük rağbet gören ‘her şey dâhil’ paketlerini son dönemde yeniden sunmaya başladılar. Pandemi şunu gösteriyor ki İsrailliler ve Türkler, işbirliğinin elzem olduğunu, siyasetin bir kenara bırakılarak ilişkilerin 10 yıl önceki hâline döndürülmesi gerektiğini kabul etmek durumdalar. Sonuçta İsrailliler için Türkiye’nin sunduğu imkanların ciddi bir alternatifi yok."