Türkiye geçtiğimiz günlerde eski El Fetih yöneticisi Muhammed Dahlan’ı terörden arananlar listesinde kırmızı kategoriye aldığını duyurarak hem Filistin Yönetimi’ni hem de İsrail’i şaşırttı. Türkiye Dahlan’ı daha önce 2018’de Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinde, 2016’daki başarısız darbe girişiminde, Türk lirasını zayıflatmaya yönelik girişimlerde yer almakla suçlamıştı. Dahlan’ın başına 1o milyon Türk Lirası ödül konmuş durumda.
Al-Monitor’a konuşan Dahlan’a yakın bir isim, Ankara’nın iddialarını şu ifadelerle reddetti: “Bu, delice bir şey. Dahlan’ın darbede parmağı olduğuna Erdoğan’ın kendisi bile inanmıyor.”
Ekim 2011’de Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas tarafından El Fetih’ten atılan ve “hain” olarak damgalanan Dahlan, o günden bu yana Abu Dabi’de yaşıyor. Dahlan’ın ekibi de “milletin düşmanın” yandaşı ilan edildi, Filistin Yönetimi’nden maaş alanlara ödemeler durduruldu. Filistin yargısı 2016’da Dahlan’ı 16 milyon doları zimmetine geçirmekten gıyabında suçlu buldu ve üç yıl hapis cezasına çarpıttı. Abbas Dahlan’ın parlamenter dokunulmazlığını da kaldırdı.
İlginçtir ki Filistin Yönetimi mensuplarının “Dahlan çetesi” diye aşağıladığı ve Cemaat Ebu Fadi olarak anılan Dahlan destekçileri, idolleştirdikleri ismin Türkiye’de en çok arananlar listesine alınmasından Abbas’ı veya Filistin Yönetimi’nin üst düzey kademelerini suçlamıyorlar.
Kimliğinin saklı kalması kaydıyla Al-Monitor’a konuşan Dahlan’a yakın bir diğer isim, “Abbas’ın bunda bir dahli yok ama keyfinin yerinde olduğu kesin” dedi. Bu kişiye göre Abbas ve muhtemel halefleri Türkiye’nin işlerine gelen adımlar atmasından “son derece memnun”. Kaynak, Dahlan’ın tüm bunları “saçmalık” olarak gördüğünü ve hayatının tehlikede olmasına rağmen “son yedi yılda yaptığı gibi” Erdoğan’ı eleştirmeye devam edeceğini öne sürdü.
Dahlan geçtiğimiz ay Suudi MBC Masr televizyonuna verdiği mülakatta “Hayal aleminde yaşayan ve akli dengesi bozuk olan Erdoğan, Osmanlı İmparatorluğu’nu canlandırarak Arap dünyasını işgal etmek istiyor” ifadesini kullanmıştı.
Kaynağa göre Erdoğan’ın Dahlan’ı hedef alması, Müslüman Kardeşler’in yandaşları ile karşıtları arasındaki mücadeleyle bağlantılı. Türkiye ve Katar Müslüman Kardeşler’i her alanda desteklerken, Mısır ve Suudi Arabistan örgütü ve uzantılarını şer odakları olarak görüyor. Müslüman Kardeşler’e karşı mücadelenin başını Mısır Cumhurbaşkanı Abdül Fettah El Sisi çekiyor. Sisi ve Dahlan yakın dost olarak biliniyor ve bu dostluk sayesinde Müslüman Kardeşler’in bir kolu olmasına rağmen Hamas ile Dahlan arasında 2017’de bir uzlaşma sağlandı.
Kaynağa göre Dahlan’ın aranan terörist olarak damgalanmasıyla Müslüman Kardeşler’in nefret ettiği bir isim olan Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed Bin Zayid’in karalanması amaçlanıyor. Dahlan son yıllarda Veliaht Prens’in danışmanı olarak görev yapıyor.
Ancak Abbas’ı suçlamaktan kaçınan tüm bu açıklamalar, fazlasıyla basite indirgenmiş görünüyor. Dahlan’a yakın isimlerin asıl amacı, kendilerini “Abu Dabi’deki fitneciler” olarak gören Abbas ve Filistin güvenlik güçlerinin baskısını savuşturmak olabilir.
Öte yandan İsrailli bir güvenlik kaynağı, “Muhammed Dahlan’ın aranan biri hâline getirilmesi hiç kuşkusuz ki Filistin Yönetimi’nde hız kazanan liderlik mücadelesi ile ilgili” dedi. Kimliğinin saklı kalması kaydıyla Al-Monitor’a konuşan kaynağa göre Erdoğan Filistin’deki meselelere ilk kez müdahil olmaya çalışmıyor. Örneğin son yıllarda Doğu Kudüs konusunda faal ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı’nı (TİKA) kullanarak Doğu Kudüs’teki esnafa para aktarıyor, mülkler üzerinde kontrol sağlamaya çalışıyor.
Hamas kontrolündeki Gazze’de Erdoğan Filistinlilerin yılmaz destekçisi ve kahraman olarak görülüyor. Ancak Erdoğan’ın Batı Şeria’daki güç odaklarını etkileme girişimleri, bugüne kadar fiyaskoyla sonuçlandı. Kontrolü parayla sağlama çabaları basit ve toy göründü. Yine de Erdoğan’ın bu çabalara girişmesi, Kudüs başta olmak üzere Filistin kontrolündeki Batı Şeria’da bir köprübaşı tutmak istediğini ortaya koydu. Dolayısıyla Erdoğan Filistin tarafında liderlik mücadelesinin başladığını ve Abbas’ın yerini almak için Dahlan’ın güçlü bir aday olduğunu düşünüyor olabilir. Böyle bir senaryonun gerçekleşmesini Erdoğan asla istemez.
Yukarıda belirtildiği gibi Türkiye’nin Dahlan’ı karalama çabaları yeni değil. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Katar’ın El Cezire kanalına ekimde verdiği mülakatta Dahlan’ı “İsrail’in ajanı” olmakla itham etti. Çavuşoğlu ayrıca Muhammed Bin Zayid’in, Abbas’ın yerine Dahlan’ı getirmeye çalıştığını öne sürdü.
Dahlan’ın “İsrail ajanı” ve “hain” gibi şaibeli sıfatlarla anılması durduk yere olmadı. 2015 yılında Filistin medyasında İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Liberman’ın Paris’te Dahlan’la görüştüğü ve onu Abbas’ın yerine layık bir isim olarak gördüğünü söylediği yönünde haberler çıkmıştı. İsmi geçen herkes haberi yalanlamış ancak Liberman daha 2014 yılında Dahlan’la temas hâlinde olduğunu sezindirmişti. Dolayısıyla Filistin tarafında liderlik mücadelesi ne zaman kızışsa Dahlan’a “İsrail ajanı” damgası vuruluyor. Bu koroya şimdi Türkiye de katılmış durumda.
Filistin Yönetimi yakın gelecekte seçime gitmekten söz ediyor ama Abbas’ın bu konudaki niyetinin ne kadar ciddi olduğu kuşkulu. Abbas’ın dahli olsun veya olmasın “terörist” Dahlan’ın başına konulan ödül, potansiyel rakiplerin bıçaklarını şimdiden bilemeye başladığını ve bazılarının Erdoğan gibi “hamileri” olduğunu açıkça ortaya koyuyor.