RAMALLAH, Batı Şeria — İsrail’in Kudüs ve Batı Şeria’da el koyduğu araziler üzerindeki haklarını kanıtlamak için mücadele eden Filistinlilerin yardımına Osmanlı arşivlerinden çıkan asırlık tapular yetişti.
Türkiyeli yetkililer İsrail’in eline geçen mülklerin geri alınmasına yardımcı olmak için Osmanlı’dan kalma belgelerin Filistinlilere verileceğini 2015 yılında duyurmuştu. Hükümete yakın Daily Sabah gazetesinde yer alan habere göre 2014-2016 döneminde Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı’nın başında bulunan Kudret Bülbül, Kudüs ve Filistin bölgelerinde Filistinlilerin mülkiyet haklarını kanıtlayan tapu kayıtları, padişah fermanları ve diğer tarihi belgelerin incelendiğini söylüyordu. 2018 itibarıyla Osmanlı’nın Filistin topraklarındaki dört asırlık idaresini kapsayan 140 bin belgelik bir elektronik arşiv oluşturulmuştu.
İsrail’in Hayom gazetesi “Erdoğan’ın Sessiz Cihadı” başlığıyla 2 Ocak’ta yayımladığı haberde “Kudüs ve Tapınak Tepesi’nde [Harem-i Şerif] nüfuz ticareti” peşinde olan Türkiye’nin, Osmanlı arşivlerinden 140 bin sayfalık mikrofilmi Filistinlilere verdiğini yazdı. Habere göre “Filistinliler bu belgeleri İsrail’e karşı verdikleri toprak mücadelesinde dönüm noktası olarak görüyor. Filistinliler bu arşivi kullanarak ülkenin çeşitli yerlerindeki arazi ve gayrimenkullerin İsrail sahipliğine meydan okumaya başladılar bile.” Yazıda mikrofilmlerin Ankara’daki Filistin elçiliğine teslim edildiği kaydedildi.
Sömürgeleşme ve Duvara Direniş Komisyonu Başkanı Velid Asaf’a göre komisyona bağlı avukatlar bu kayıtların yardımıyla 2019’da yüzlerce araziyi İsrail’den geri aldı. FKÖ’yle bağlantılı olan komisyon, mülklerini savunmak için İsrail mahkemelerine başvuran kişilere hukuki destek sağlıyor.
5 Ocak’ta Ramallah’ta basın toplantısı düzenleyen Asaf, komisyona bağlı avukatların 2019’da toplam 6 bin dönüm (6 milyon metrekare) arazinin geri alınmasını sağladığını belirtti. Asaf, 2015’ten bu yana 40 bin dönüm arazinin de hileyle elde edildiğinin kanıtlanarak iadesinin sağlandığını kaydetti.
Asaf’a göre Türkiye’deki Osmanlı Arşivleri Müdürlüğü Filistin’le ilgili arşivlerin kopyasını Türkiye’deki Filistin Büyükelçiliği’ne verdi, elçilik de bunları Mart 2018’de Filistin Evkaf ve Diyanet İşleri Bakanlığı’na bağlı olan Mesak Miras ve İslami Araştırmalar Merkezi’ne teslim etti.
Bakanlık daha sonra arşivleri Filistin Toprak Kurumu ile Sömürgeleşme ve Duvara Direniş Komisyonu’yla da paylaştı. Arşivlerde, Filistin’de 1516’dan 1917’ye kadar süren Osmanlı idaresinden kalma haritalar, belgeler ve gayrimenkul planları yer alıyor.
Osmanlı arşivlerinin Filistinlilere muazzam fayda sağladığı anlaşılıyor. Arşivler sayesinde özellikle “C Bölgesi” diye adlandırılan bölgede İsrail’in kuruluşundan önce var olan pek çok tapu senedine, mülk bilgisine ulaşılabiliyor. 1995 Oslo II Anlaşmaları uyarınca oluşturulan C Bölgesi, Batı Şeria’nın yüzde 60’ını kapsıyor. Anlaşma İsrail’e C Bölgesi üzerinde yargısal yetki ve güvenlik kontrolü verirken, Filistin tarafı İsrail’in bölgede Yahudi yerleşimleri kurarak, burada yaşayan Filistinlileri sürerek bölgenin tamamını ilhak edip egemenlik ilan etmeyi planladığını iddia ediyor.
Filistin Toprak Kurumu Başkanı Musa Şakarna Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Filistin’deki dört asırlık Osmanlı yönetimine ait tarihi sahiplik belgelerinin varlığı çok önemli. İsrail toprakların çoğuna devlet arazisi oldukları gerekçesiyle el koymuştu. Belgeler bu toprakların, İsrail’in kuruluşundan asırlar önce Filistinlere ait olduğunu kanıtlamak için önem taşıyor.”
Hukuki yetkilere ve mali ve idari bağımsızlığa sahip bir kamu kuruluşu olan Filistin Toprak ve Su Tahkim Komisyonu da çalışmalarında Osmanlı arşivlerinden yararlanıyor. Komisyonun görev alanında mülkiyet hakkı tespiti, vatandaşlar arasındaki ihtilafların çözümü, Filistin Toprak Kurumu’na arazi kayıtlarının yapılması gibi faaliyetler yer alıyor.
Şakarna, tüm Filistin topraklarını kayıt altına almak amacıyla 2016’da faaliyete geçen komisyonun bazı arazilerin sahipliğini doğrulamak için arşiv belgelerine başvurduğunu söyledi.
Şakarna şöyle devam etti: “Tapu kayıt projesini başlattığımız 2016 yılından bu yana 1 milyon dönüm arazinin durumunu karara bağladık ve bunların tamamını resmi kayıtlara sahiplerinin adına tescil ettik. Yaklaşık 2 milyon dönüm arazi de şu an bu işlemlerin son aşamasında. Komisyon 2022 yılına kadar Batı Şeria’daki arazilerin tamamını kayıt altına alacak.”
Arşivlerden çıkan tapu bilgileriyle yüreklenen Mesak Miras ve İslami Araştırmalar Merkezi, bazı Arap devletlerinden de Filistin’le ilgili tarihi belgeler almak için çalışmalar yürütüyor.
Merkezin müdürü Halil Karaca El Rıfai, Maan Haber Ajansı’na 2 Ocak’ta verdiği demeçte Arap Birliği ile işbirliği hâlinde önemli bazı yeni belgelere ulaştıklarını, bunların yakında kamuoyuna açıklanacağını söyledi.
Asaf ise Al-Monitor’a yaptığı açıklamada Filistin tarafına sunulan Osmanlı arşivinin, Ürdün’ün Filistin Yönetimi’ne 1993’teki kuruluşundan sonra verdiği arşive kıyasla çok daha fazla belge ve el yazması metin içerdiğini söyledi. Bölgeyi 400 yıl yöneten Osmanlı İmparatorluğu geriye çok daha geniş bir arşiv bıraktı.
Asaf’a göre Osmanlı arşivi, Osmanlı’nın kimsenin tasarrufunda olmayan, işlenmemiş ve ücra arazilere ilişkin Arazi-i Mevat hükümlerinin yorum ve uygulamasında da Filistinlilerin İsrail’e karşı elini güçlendirecek. Söz konusu düzenleme, hükümetin onayı ve üç yıl içinde olmak koşuluyla şahısların bu tür arazileri ihya etmesine izin veriyordu. Üç yıl içinde ihya edilmeyen arazi başkasına verilebiliyordu. Şahıs izinle ihya ettiği araziyi belli bir kayıt ücreti karşılığında kendi adına tescil edebiliyordu.
İsrail’in 1980’lerin başında Osmanlı’nın bu düzenlemesini devreye sokarak arka arkaya üç yıl kullanılmamış arazilerin devlet arazisi olacağına hükmettiğini ve bunun sonucunda binlerce dönüm toprak üzerinde kontrol sağladığını anlatan Asaf, “Bu belgeler sayesinde İsrail’in devlet arazisi ilan ettiği pek çok arazinin iadesini sağladık ve binlerce dönümü daha geri alacağız” dedi.
Asaf’a göre arşiv başlıca iki amaçla kullanılıyor: İçeride vatandaşlar arasındaki arazi anlaşmazlıklarını çözmek ve İsrail mahkemelerinde İsrail’in kontrolünde olan arazilerin iadesini sağlamak için. Asaf, “Osmanlı arşivlerini kullanarak Kudüs, Beytüllahim ve Selfit’te arazi iadeleri sağladık” dedi.
Filistin Yönetimi Osmanlı arşivleriyle bazı toprakların sahipliğini kanıtlayabilir ama Kudüs’te ve özellikle El Aksa Camii civarındaki önemli bazı mülklerin geri alınmasını sağlayamayabilir. İsrail Kudüs’ün tamamına egemenliğini dayatıyor ve bu konuda, Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyan, Batı Şeria’daki C Bölgesi’nin ilhakına yeşil ışık yakan ABD yönetimine güveniyor.