GAZZE ŞEHRİ, Gazze Şeridi — Türkiye İçişleri Bakanlığı kasımda yaptığı açıklamada eski El Fetih yöneticisi Muhammed Dahlan’ın en çok aranan teröristler listesine alınacağını duyurmuş, yakalanmasına yardım edenler için 700 bin dolar ödül belirlemişti.
Halen Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yaşayan Dahlan, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın siyasi muhalifi. Filistin Yönetimi Interpol aracılığıyla Dahlan için kırmızı bülten çıkarmaya çalışmıştı. Bu talep ilk olarak 27 Eylül 2017’de, daha sonra da 21 Mayıs 2019’da iki kez reddedildi. Interpol ret kararına gerekçe olarak siyasi nitelikli meselelere müdahil olmasını yasaklayan hukuki düzenlemelere işaret etti.
Dahlan 2011 yılında “görevi ihmal” suçlamasıyla, yani içinde bulunduğu siyasi harekete ters düştüğü için Abbas’ın talimatıyla El Fetih’ten ihraç edilmişti. Abbas Dahlan’ı İsrail’le işbirliği yapmak ve eski Filistin lideri Yaser Arafat’ın ölümünde parmağı olmakla da itham ediyor. Dahlan tüm bu suçlamaları reddediyor.
Türkiye ise Dahlan’ı BAE hesabına çalışmak ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşı 2016’da düzenlenen darbe girişiminde parmağı olmakla suçluyor. Türkiye’nin Hürriyet gazetesi 22 Kasım’da Dahlan için “karanlıklar prensi” tabirini kullandı.
Dahlan ise Facebook sayfasından verdiği yanıtta “Arap dünyasındaki hayal ve emelleri çöken Erdoğan, bu 700 bin doları bir psikiyatriste harcasın” dedi.
Türkiye’de yaşayan ve Türkiye konusunda uzman olan Filistinli yazar ve siyasi yorumcu Muin Naim’e göre Ankara Dahlan’ı terör listesine alırken Temmuz 2016’daki darbe girişiminde Dahlan’ın dahli olduğu iddiasına dayandı ancak işin içinde daha derin sebepler var.
Al-Monitor’un sorularını yanıtlayan Naim, şöyle konuştu: “Darbe yeni bir şey değil. Ankara Dahlan’ı BAE’nin ‘kolu’ olarak görüyor, siyasi menfaatlerinin aleyhine gördüğü bölgedeki karşı devrimle Dahlan’ın bağlantılı olduğuna inanıyor. Bu nedenle Dahlan’ı köşeye sıkıştırmaya, BAE’nin kolunu zayıflatmaya çalışıyor. Bu, Filistin Yönetimi’nin işine geliyor çünkü o da önümüzdeki günlerde yapılacak Filistin seçimlerinde Dahlan’ın rekabetinden korkuyor.”
Interpol’ün Filistin’deki ulusal ofis müdürü Mahmud Selahaddin, konuyla ilgili yorumunu soran Al-Monitor’a bu konuda verilecek bilgi olmadığını söyleyerek soruları yanıtlamak istemedi.
Kimliğinin saklı kalması kaydıyla konuşan bir El Fetih yöneticisi ise Dahlan’ın tüm izlerini silmeye çalışan Abbas’ın konuya büyük ilgi duyduğunu ve Türkiye’nin Dahlan’ı yakalamak için yürüteceği adli prosedürün Filistin Yönetimi için adeta “bir hediye” olacağını belirtti.
Kaynağa göre “Türkiye’nin attığı adım, Filistin Yönetimi’ni Interpol’e yeni bir kırmızı bülten başvurusu yapmaya sevk edebilir. Ayrıca bu konuda Filistin ve Türk emniyetleri arasında işbirliği kanalları açılabilir.”
Filistin’de yapılacak meclis ve başkanlık seçimleri öncesinde Dahlan’ı siyasi sahnenin dışına itmek, etkisini azaltmak için Filistin güvenlik birimlerinin Abbas’ın talimatıyla Türkiye’ye gerekli yardımı sağlayabileceğini belirten kaynak, “Zaten bu seçimlerin gecikmesinin bir nedeni de Dahlan ve onun siyasi emelleridir” dedi.
Dahlan önderliğindeki Demokratik Reformcu Akım (DRA) grubunun sözcüsü İmad Muhsin Al-Monitor’a yaptığı açıklamada, “Filistin Yönetimi siyasi muhaliflerini şöyle ya da böyle devre dışı bırakmak için fırsat kolluyor” diyerek Filistin Yönetimi’nin Türkiye’nin kararını kendi çıkarları için kullanabileceğini teslim etti.
Erdoğan hükümetinin Filistin Yönetimi’ni destekleyerek ve Abbas’ın rakibi olan Dahlan’ın peşine düşerek Filistin’in iç siyasetinde taraf hâline geldiğini savunan Muhsin, “Türkiye artık sadece Filistin davasını destekleyen bir ülke değildir. Türkiye’nin Dahlan’a yönelik suçlamaları siyasi olup Filistin seçimleri öncesinde gündeme getirilmiştir” dedi.
Filistin halkı halen Abbas’ın meclis ve başkanlık seçimlerinin tarihini belirleyecek kararnamesini bekliyor. Gazze Şeridi’ni kontrol eden Hamas dâhil tüm Filistinli gruplar sandığa gidilmesini kabul etmiş durumda.
Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu’nca düzenlenen uluslararası konferansın 9 Aralık’taki açılışında konuşan Abbas, “Tüm grupların onay vermesiyle seçimlere gidiyoruz” demiş ancak ilgili kararnameyi ne zaman yayınlayacağını belirtmemişti.
Ankara’nın Dahlan’la yönelik adımının seçimlere herhangi bir etkisi olmayacağını düşünen Muhsin, “Siyasi birliktelik için çalışanların kimler olduğunu halkımız gayet iyi biliyor” dedi.
Benzer şekilde yazar ve siyasi yorumcu Mustafa El Savaf, DRA’nın Gazze Şeridi’ndeki konumunun Türkiye’nin adımından zarar görmeyeceğine inanıyor.
Al-Monitor’un sorularını yanıtlayan Savaf, şöyle konuştu: “Türkiye’nin elinde Dahlan’ın 2016’daki darbede dahli olduğuna dair bazı işaretler ve bulgular var. Dahlan’la Abbas arasındaki büyük husumet dolayısıyla Türkiye’nin açıklaması, Filistin Yönetimi’ne Dahlan’ın yakalanması için Interpol’e yeni bir başvuru yapma fırsatı sunuyor.”
Ancak Savaf, Dahlan grubunun siyasi ve toplumsal faaliyetlerde bulunduğu Gazze Şeridi’nde Dahlan-Hamas ilişkisinin etkilenmeyeceğini savundu. Hamas Siyasi Büro Şefi İsmail Haniye’nin 8 Aralık’taki Türkiye ziyaretinin bunun en açık kanıtı olduğunu söyledi.
Haniye başkanlığındaki Hamas heyetinin Türkiye ziyareti, Malezya, Rusya, Katar, Lübnan, Moritanya ve Kuveyt’i de kapsayan bir tur çerçevesinde gerçekleşti. Haniye, Siyasi Büro başkanlığına getirildikten sonra ilk kez uluslararası bir tur gerçekleştiriyor.
Savaf’a göre “Ankara Hamas’la ilişkilerini geliştirecek, bu ilişkilerin Dahlan meselesinden etkilenmesine izin vermeyecektir.”