Petrol ve gaz rezervleri bakımından zengin bir bölge olan Doğu Akdeniz’de yetki alanları ve arama hakları nedeniyle gerilimin yüksek olduğu bir dönemde Katar bölgedeki varlığını güçlendiriyor.
Katar devletine ait Qatar Energy şirketi ile Amerikan devi ExxonMobil’den oluşan ortaklık 10 Aralık’ta Kıbrıs yönetimi (Rum kesimi) ile bölünmüş adanın açıklarında 5 numaralı saha olarak tanımlanan bölge için arama ve üretim paylaşımı anlaşması imzaladı.
Bu, Katar’ın Kıbrıs açıklarındaki ikinci arama sahası. Qatar Energy ve ExxonMobil Şubat 2019’da 10 numaralı sahada yer alan Glaucus-1 kuyusunda büyük bir doğal gaz yatağı bulduklarını açıklamışlardı. 142 milyar ila 227 milyar metreküp arasında tahmin edilen buradaki rezerv, Kıbrıs açıklarında şu ana kadar keşfedilen en büyük gaz yatağı.
Kıbrıs yönetimiyle imzalanan yeni anlaşmaya göre Qatar Energy 5 numaralı sahada yüzde 40’lık hisseye sahip olacak. ExxonMobil ise geri kalan yüzde 60’lık hissenin sahibi ve sahanın işletmecisi olacak.
Türkiye ile Yunanistan-Kıbrıs ikilisi yıllardır Doğu Akdeniz’deki yetki alanları nedeniyle ihtilaf hâlinde. Ege Denizi’ndeki ihtilaflar ve etnik olarak bölünmüş olan Kıbrıs adasıyla ilgili sorun da cabası… Her ikisi NATO üyesi olan Yunanistan ve Türkiye kıta sahanlıklarının sınırları konusunda anlaşamıyor. Kıbrıs’a gelince, Türkiye ne kıta sahanlığını ne de Kıbrıs hükümetini tanıyor.
Kıbrıs, 1974’te Yunanistan’ın azmettirdiği darbe üzerine Türkiye’nin askeri müdahalede bulunması sonucu halen ikiye bölünmüş durumda. Adanın kuzeyi Kıbrıslı Türklerin, güneyi de Kıbrıslı Rumların kontrolünde. Kuzey Kıbrıs’ı bağımsız devlet olarak tanıyan tek ülke olan Türkiye, Avrupa Birliği üyesi Kıbrıs yönetimi ile diplomatik ilişkilere sahip değil.
Ankara yeni anlaşmayı reddetmekte gecikmedi ve Kıbrıs yönetimini, söz konusu arama ruhsatıyla Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığını ihlal etmekle suçladı. Açıklamada, iki şirketin arama faaliyetlerine izin verilmeyeceği tehdidinde bulunuldu.
Öte yandan, Türkiye Katar’ın güçlü bir müttefiki. İkili ilişkiler, Katar’ı Körfez’de diplomatik parya hâline getiren Haziran 2017’deki krizden sonra bilhassa güçlendi. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Mısır, terörü desteklemek ve finanse etmek ile suçladıkları Katar’la diplomatik ilişkilerini kesmişti. Taraflar arasındaki anlaşmazlıklar, bu yılın ocak ayında Suudi Arabistan’ın El Ula kentinde imzalanan anlaşmayla çözüme kavuştu.
Türkiye’nin bölgesel rakibi olan Mısır ise Cumhurbaşkanı Abdül Fettah El Sisi’nin iktidara geldiği 2014 yılından sonra Yunanistan ve Kıbrıs ile yakın ilişkiler geliştirdi. Enerji, gaz arama çalışmaları, terörle mücadele ve deniz sınırlarının belirlenmesi konusunda üçlü zirveler yapan taraflar, Ankara’nın Doğu Akdeniz’deki politikalarını da sık sık hedef alıyor.
İngiltere’de yaşayan Orta Doğu analisti Andreas Krieg, Kıbrıs’taki son sözleşmesinin birkaç yıldır gündemde olduğunu, bölgede son zamanda görülen yumuşama iklimiyle uygulanabilir hâle geldiğini belirtti.
Al-Monitor’un sorularını yanıtlayan Krieg şöyle konuştu: “Katar Doğu Akdeniz’de oldukça tarafsız bir oyuncu konumunda. Ankara-UMH anlaşmalarına dayanan Türk iddialarını destekliyor, aynı zamanda Kıbrıs’la çalışarak önemli kazanç potansiyeli taşıyan bir iş fırsatını yakalamak istiyor.”
Türkiye Kasım 2019’da dönemin Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile deniz yetki alanlarını belirleyen bir anlaşma imzalamıştı. Mısır ve Yunanistan Ağustos 2020’de imzaladıkları anlaşmayla Ankara-UMH anlaşmasını fiilen geçersiz kıldılar. Mısır ve Yunanistan Ankara-UMH anlaşmasını uluslararası hukuka aykırı ve gayri meşru olarak görüyor. Yunanistan’a göre anlaşma özellikle Girit açıklarında Yunan kıta sahasını ihlal ediyor.
Al-Monitor’a konuşan uzmanlar, Katar’ın Doğu Akdeniz’deki artan etkinliğinin Mısır’la daha kapsamlı bir siyasi işbirliği için başlangıç noktası olabileceğine ve Katar’a Türkiye ile Mısır’ı yakınlaştırmak için arabuluculuk imkânı vereceğine inanıyorlar.
Washington merkezli Orta Doğu Enstitüsü’nün uzmanlarından Muhammed Süleyman, Kıbrıs’ın Qatar Energy ve ExxonMobil ile imzaladığı gaz arama anlaşmasına Mısır’ın olumlu bakacağını belirterek, “Doğu Akdeniz ticari ve siyasi fırsatlarla dolu. Bu da Mısır ve Katar için yeni bir işbirliği fırsatı olabilir” dedi.
Mısır ile Katar arasında üç yıldan fazla süren soğukluğun El Ula anlaşmasıyla son bulması üzerine Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad geçtiğimiz ağustos ayında Bağdat’ta ilk kez bir araya geldiler. İyileşen ilişkilerin işareti olarak taraflar karşılıklı olarak büyükelçiler atadı.
Krieg’e göre “Katar’ın geçmişte kendisine abluka uygulayan ülkelerle yakınlaşmasına bakıldığında en yakın ilişkiler Mısır’la sağlanmış durumda. Mısır ve Katar herhangi bir ön şart koymadan koşulsuz diyalog kurarak normal bir çalışma ilişkisine dönüşü kolaylaştırdılar. Filistin konusundaki yakın işbirliğinin yanı sıra Katar ve Mısır özellikle enerji, lojistik ve altyapı alanlarında karşılıklı yarar sağlayan ve sadece ekonomik değil siyasi getirisi de olan yatırımlar üzerinde anlaştılar.”
Tüm bunlara rağmen Mısır’la Türkiye arasında arabuluculuğa gelince Katar’ın işi kolay olmayacağa benziyor. Rakip bölgesel güçler olan Mısır ve Türkiye’nin ilişkileri, Mısır ordusunun, 2012-2013’teki hükümet karşıtı halk gösterilerinin ardından Müslüman Kardeşler’e mensup Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi devirmesi üzerine bozuldu. İki ülke Kasım 2013’te büyükelçilerini geri çağırdılar ve ilişkiler dondu.
Devamında Kahire-Ankara kavgası, özü siyasal İslam üzerine olan daha geniş bir bölgesel çekişmeye dönüştü. Mısır makamları Müslüman Kardeşler’i terörist örgüt ilan ederken, İslamcı Adalet ve Kalkınma Partisi’nin lideri olan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın desteğini alan yüzlerce Müslüman Kardeşler mensubu Mısır’dan kaçarak Türkiye’ye sığındı.
İki ülke Libya’daki iç savaşta da karşıt tarafları destekleyerek anlaşmazlığa düştüler. Şubat 2020’de Libya’da nihayet yeni bir başkanlık konseyi ve ulusal birlik hükümeti seçildi. Birleşmiş Milletler himayesindeki bu geçiş süreci, bu yılın sonuna kadar yapılması planlanan genel seçimlere hazırlık olarak öngörüldü.
Savaşın sürdüğü günlerde Türkiye Trablus merkezli UMH’ye destek olarak asker ve binlerce Suriyeli paralı savaşçı göndererek Mısır, BAE ve Rusya’dan destek alan Halife Hafter liderliğindeki doğu Libya güçlerinin Trablus’a saldırısının püskürtülmesine yardımcı oldu.
Mısır, yabancı güçler ile paralı savaşçıların Libya’dan çekilmesini defalarca talep etti. Ancak Türkiye, Libya’daki askeri varlığının UMH ile imzaladığı askeri işbirliği anlaşmasına dayandığını söylüyor. Söz konusu anlaşma, doğu ve batı Libya arasındaki kanlı iç savaş devam ederken imzalanmıştı.
Bu arada Mısır Doğu Akdeniz’deki ittifaklar çekişmesinde Türkiye’yi yalnızlaştırmaya çalıştı. Mısır, Kıbrıs, Yunanistan, İsrail, İtalya, Ürdün ve Filistin Yönetimi Ocak 2019’da Kahire merkezli hükümetler arası bir örgüt olan Doğu Akdeniz Gaz Forumu’nu kurdular. Bu oluşum, sadece ekonomik amaçlarla değil Türkiye’ye karşı siyasi saiklerle kuruldu.
Yıllarca süren siyasi rekabet ve askeri müdahalelerle bölgesel nüfuzunu ortaya koyan ama Arap dünyasındaki ilişkilerini bozan Türkiye, bu yılın başlarında daha esnek bir yaklaşım benimsedi ve ABD’nin müttefiki ülkelerle işbirliği köprüleri kurma çabası kapsamında Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve İsrail’le ilişkilerini yeniden düzenlemeye yöneldi.
Krieg’e göre Katar arabulucu rolünü üstlenerek Türkiye-Mısır normalleşmesine yardımcı olma fırsatına sahip. Normalleşme konusunda şu ana kadar Ankara Kahire’ye göre daha hevesli göründü.
Krieg şöyle konuştu: “Katar hiç değilse tansiyon yükseldiği zaman gerilimin yatışmasına yardımcı olabilir. Zira kendisinin de artık bölgede menfaati var. Tabii, bu menfaatin jeostratejik önemi Doğu Akdeniz’deki diğer aktörlerinki kadar büyük değil. Ancak yine de bu, Katar’ı ihtilafları körüklemeye değil, aksine gerilimi düşürme çabalarına teşvik edebilir.”
Mısır ve Türkiye mart ayı başında aralarındaki diplomatik temasların yeniden başladığını duyurmuşlardı. “İstikşafi istişareler” diye adlandırılan görüşmelerin 8 Eylül’deki ikinci turundan sonra yapılan ortak açıklamada, ikili sorunların aşılması ve ilişkilerin normalleştirilmesi doğrultusunda görüşmelerin sürdürülmesine karar verildiği belirtildi.
Ancak mayıs ve eylülde gerçekleşen iki tur görüşmenin ardından süreç aniden kesilmiş görünüyor. Kahire Ankara’nın ilişkileri onarma konusunda ciddi olmadığını düşünüyor.
Krieg değerlendirmesini şöyle tamamladı: “ExxonMobil ve Qatar Energy’nin Kıbrıs’taki gaz arama anlaşması belli ki Erdoğan’ın [6-7 Aralık’taki] Doha ziyareti sırasında Türkiye ile önceden görüşüldü. Türkiye, Mısır’la yakınlaşmasına Katar’ın yardımcı olabileceği umuduyla anlaşmaya razı oldu.”