Rus Başbakanı Mihail Mişustin’in imzaladığı anlaşma taslağına göre Rusya Sudan’ın Kızıldeniz kıyısında Rus donanmasının lojistik merkez olarak kullanacağı bir askeri üs kurmaya hazırlanıyor.
11 Kasım’da açıklanan metinde, üs arazisinin Sudan tarafından bedelsiz olarak 25 yıllığına tahsis edileceği belirtiliyor. Anlaşma 10 yıllık sürelerle otomatik olarak uzatılabilecek. Anlaşmayı sonlandırmak isteyen taraf süre dolmadan bir yıl önce karşı tarafa bildirimde bulunacak.
Üssün kapasitesi dört gemiyle sınırlı olmakla birlikte nükleer motorlu gemilere demirleme izni tanınması, Rus donanmasının Kızıldeniz ve Hint Okyanusu’ndaki muharebe yeteneğini önemli ölçüde artıracak. Mutabakata göre üstte kalan askeri personelin sayısı 300’ü geçmeyecek. Rusya, üssün işleyişi ve “savaş gemilerinin icra edeceği görevler” için gerekli olan “her türlü silah, mühimmat ve teçhizatı” Sudan’daki deniz ve hava limanları üzerinden taşıma hakkına sahip olacak. Sudan bu sevkiyatlardan gümrük vergisi ya da başka vergiler almayacak.
Metne göre üs, liman kenti Port Sudan’ın yakınlarında kurulacak. Üssün dış güvenliği Sudan tarafından sağlanırken, deniz alanının emniyeti ve hava savunması Rusya’ya ait olacak.
Ayrıca, Sudan makamlarının talebi üzerine Rus tarafı, Sudan karasularında sualtı sabotaj girişimlerine karşı operasyonel destek verebilecek, arama-kurtarma çalışmalarına katılabilecek, Sudan deniz kuvvetlerine hava savunması desteği sağlayabilecek ve Sudan’ın askeri kabiliyetlerinin artırılmasına yardımcı olacak. Anlaşmaya göre Rusya bu amaçlar doğrultusunda Sudan’a silah, asker ve özel teçhizat tedarik edecek, bu desteğin şekli ve koşulları ise ayrı protokolle belirlenecek.
Sovyetler Birliği 1991’de dağıldıktan sonra Rusya, Sovyet donanmasının gücünü aynen koruyamadı. Mevcut donanma, gemi sayısı ve muharebe yetenekleri bakımından Sovyet donanmasının epey gerisinde. Deniz kuvvetlerinde personel de yetersiz. Tüm bunlar, Rus ordusunu dünyanın çeşitli bölgelerinde kalıcı deniz üsleri kurma ve buralarda bulunduracağı savaş gemileriyle etkili olma çabasına itiyor.
Sudan’da üs kurma projesi, Sovyetlerin çöküşüyle Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Hint Okyanusu’nda kaybedilen Rus nüfuzunu yeniden kazanmayı amaçlayan bir dizi girişimin sonuncusu. 2015’te Suriye’de kurulan Hmeymim hava üssü bunlardan biri. Suriye’nin Akdeniz kıyısındaki Tartus’ta bulunan Rus deniz üssü de yeniden yapılandırıldı.
1964-1977 döneminde Sovyetlerin Somali’nin Berbera kentinde askeri üssü vardı. Etiyopya’daki Sovyet yanlısı Mengistu Haile Mariam rejimiyle 1978’de imzalanan anlaşmayla da Kızıldeniz’deki Nokra adasında deniz üssü kuruldu. Dahlak takımadasının parçası olan Nokra bugün Eritre’ye ait. Buradaki tesis, Hint Okyanusu’nda faaliyet gösteren SSCB donanmasının 8’nci Operasyonel Filosu’na kalıcı üslenme ve bakım-onarım sağlıyordu. Eritreli isyancıların takımadayı tehdit etmesi nedeniyle Nokra üssü 1990’da boşaltıldı.
Rusya’nın Kızıldeniz’e dönüşü aynı zamanda bir itibar meselesi. Kızıldeniz’de askeri varlık bulundurmak, Hindistan ve Doğu Asya’dan Avrupa ve ABD’nin doğu kıyısına giden ticari mal akışını kontrol etme imkânı veriyor. Körfez bölgesinden Avrupa ve Kuzey Amerika’ya petrol ve sıvılaştırılmış gaz sevkiyatlarının ana güzergâhı da bu bölgeden geçiyor.
Yemen’deki savaş ve Husilerin Kızıldeniz’de gemilere saldırması, ayrıca Somalili korsanların Hint Okyanusu’nun kuzeybatısında faaliyetlerini artırması tüm büyük güçleri, bölgede askeri üs edinmeye itti. Üsler Cibuti’de yoğunlaştı. ABD, Fransa, İtalya ve hatta Japonya bu ülkede askeri tesisler kurdular. Birleşik Arap Emirlikleri ise Assab (Eritre), Berbera (Somali) ve Yemen’in Perim ve Sokotra adalarında üsler kurdu. Türkiye Sudan’ın Sevakin adasında askeri tesis kurmak için görüşmeler yapıyordu ancak Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir’in Nisan 2019’da devrilmesiyle bu planları suya düştü. Tüm bunlar olurken Moskova da bölgede askeri üs kurma sürecine katılma ihtiyacı hissetti.
Rusya daha önce Cibuti’de üs kurmayı düşünmüştü. 2012-2014 döneminde Cibuti ile arazi tahsisi için görüşmeler yapıldı. Ancak Cibuti yönetimi, altyapısız bir sahilde Rus ordusu için pek kullanışlı olmayan küçük bir arazi önerdi. Burada üs inşa etmenin maliyeti 1 milyar dolar gibi fahiş bir rakama ulaşıyordu. Neticede Moskova öneriyi reddetti ve bu plana son verildi.
Ancak Kızıldeniz’de üs kurma konusu gündemden kalkmadı ve eski Sudan Cumhurbaşkanı Ömer El Beşir’in Kasım 2017’deki Moskova ziyaretinde yeniden canlandı. Rusya’nın Port Sudan’da deniz üssü kurması etraflıca görüşüldü ve ön mutabakatlar sağlandı. Süreç çok daha hızlı ilerleyebilirdi fakat Beşir’in devrilmesiyle sonuçlanan Sudan’daki ihtilal buna engel oldu. Moskova, protesto gösterileri sırasında Beşir’e destek olmaya çalıştı. Rus özel askeri şirket mensuplarının Sudan’da görüldüğü iddia edildi. Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yetkililer de bu haberleri doğruladı.
Ancak Beşir’in devrilmesine rağmen Rus ordusu ile özel askeri şirketlerin Sudan ordusuyla irtibatı kesilmedi, aksine devam etti. Zira Rusların hükümet karşıtı gösteriler sırasında sağladığı destek, doğrudan Beşir’e değil, daha ziyade orduya yönelikti. Aynı ordu Beşir’e önce destek verdi, sonra darbe yaptı. Dolayısıyla askeri üsle ilgili mutabakat Sudan’daki yönetim değişikliğiyle kadük hale gelmedi, aksine nihai anlaşma safhasına ulaştı.
Üs anlaşması ikili ilişkilerde olumlu ivmeyi güçlendiriyor ve Rusya’nın Sudan’daki nüfuzunu tasdik ediyor. Rusya ve Sudan savunma bakanlıkları 2019’da askeri-teknik işbirliği anlaşmaları imzalamıştı. Bu anlaşmalarla Sudan ordusu nezdinde daimi bir Rus askeri misyonunun kurulması sağlandı.
Bazı haberlere göre Rusya, üçüncü ülkeler üzerinden yaptırımları baypas ederek Sudan’a çoktandır silah gönderiyor. Örneğin 2008’de Belarus üzerinden MiG-29 savaş uçaklarının gönderildiği iddia ediliyor. Bu arada Ağustos 2020’de Moskova yakınlarındaki Kubinka’da düzenlenen askeri forumda Sudan’la detayları açıklanmayan yeni silah anlaşmaları imzalandı.
Rusya-Sudan işbirliği Libya’ya da uzanıyor. Doğu Libyalı komutan Halife Hafter’e destek verenler arasında Rus paralı askerlerinin yanı sıra Sudanlı Cancavid milislerinin de yer aldığı çeşitli kaynaklarca iddia edildi.
Öte yandan, üs anlaşmasında bir hava unsuru veya bir piste dair herhangi bir madde yok. Bu bağlamda Port Sudan’da kurulacak tesisin, Rus nüfuzunu Sahra Altı Afrika’ya yansıtma ya da buradaki askeri operasyonları destekleme gibi bir işlevinin olması zor. Dolayısıyla bu üs öncelikle Rus deniz kuvvetlerince kullanılacak, Afrika’daki Rus askerleriyle paralı savaşçıların lojistik desteği ise Suriye’deki Hmeymim üssünden sağlanmaya devam edecek.
Ancak Rusya’nın Libya’da yeni askeri tesisler kurma ihtimali dışlanamaz. Sudan örneğinde olduğu gibi paralı savaşçıların peşinden Rus ordusu gelebilir ve Sahra Altı Afrika’daki menfaatlere odaklı üsler kurabilir. Nitekim Libya’daki El Vatiyye üssü, Trablus güçlerinin kontrolüne geçmeden önce Rus özel askeri şirketlerinin kargo uçakları tarafından kullanılıyordu.
Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi’nin askeri uzmanlarından İlya Kramnik, Al-Monitor’a yaptığı değerlendirmede Port Sudan’daki üssün Rus donanmasının Kızıldeniz’de ve dolayısıyla Hint Okyanusu’ndaki varlığını temin etme amacı taşıdığını vurguladı.
Üs, deniz korsanlığıyla mücadelede, silah ve insan kaçakçılığı, yasadışı göç gibi “kara trafiklerin” önlenmesinde, gelecek vadeden petrol ve gaz projelerinde güvenliğin sağlanmasında etkili olacak. Adı açıklanmayan bazı Rus şirketleri Port Sudan’da petrol rafinerisi kurmak için 2018’de Sudan Enerji Bakanlığı’yla anlaşma imzalamıştı.
Üssün bölge ülkelerine deniz güvenlik hizmetleri vermek için de kullanışlı bir çıkış noktası olacağını düşünen Kramnik, “Kızıldeniz’de ve genel olarak kuzeydoğu Afrika çevresinde belli bir deniz güvenliği açığı var. Mısır dışındaki devletler bu durumla baş edemiyor” dedi.