HALEP, Suriye — Suriyeli muhalifler, Rusya destekli Suriye rejim güçlerinin İdlib ve çevresinde süren ilerleyişine misilleme olarak 19 Ocak’ta rejim kuvvetlerinin Ebu Defne köyündeki mevzisine bir baskın düzenledi. Yoğun bombardıman ve çatışmalarda rejim tarafı da kayıp verdi.
Rejim güçlerinin İdlib çevresi ile Halep’in batısında haftalardır sürdürdüğü yoğun kara ve hava operasyonları yüzünden binlerce sivil yurdundan olmuş durumda.
İdlib’de yaşayan aktivist Muhammed Raşit son saldırıya ilişkin Al-Monitor’a şunları aktardı: “İdlib’in doğusundaki Ebu Defne’ye düzenlenen baskın, rejimin bölgeye harekât amaçlı çok sayıda askeri araç ve birlik sevk ettiğinin fark edilmesi üzerine düzenlendi. Planlanan harekâtı önlemek için karşı saldırı yapıldı. Muhalif güçler rejim güçlerini püskürttükten sonra köyden çekildi.”
Rejim güçlerinin sivilleri bölgeyi terk etmeye teşvik etmek için 13 Ocak’ta Suriye’nin kuzeybatı vilayeti İdlib’den üç koridor açtığı ve geçiş güvenliği için koridorun rejim kontrolündeki tarafında Rus özel kuvvetleri ile askeri polisin görev yaptığı bildiriliyor.
Lazkiye’deki Hmeymim Rus hava üssünde bulunan Rusya Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Suriye Uzlaşı Merkezi’nin Başkanı Yuri Burenkov 11 Ocak’ta Russia Today’e koridorların İdlib’deki sivillerden gelen talep üzerine açıldığını söyledi. Burenkov İdlib’deki çatışma bölgelerinde yaşayan sivillerin, rejim tarafından ele geçirilen güney ve doğu bölgelerdeki evlerine geri dönmek istediklerini kaydetti.
Burenkov’un verdiği bilgilere göre koridorlardan ikisi İdlib’in güneydoğusundaki Ebu El Duhur ile El Habit’te üçüncüsü de Halep’in güneyinde bulunan El Hıdır’da açıldı.
Muhalefet ise koridorların tamamen kozmetik amaçlı olduğunu ve Suriye rejimine yakın medyanın haberlerinin aksine henüz üç koridordan da hiçbir sivilin geçmediğini savunuyor.
Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) bağlı Ulusal Kurtuluş Cephesi (UKC) komutanlarından Muhammed Asvad Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Rejim güçleri ve Rusya tarafından açılan bu koridorlar bir aldatmacadır. Son aylarda bu kadar sivilin yurdundan olmasının sebebi olan bu güçlerin itibar kazanmak için başvurdukları biçare bir girişimdir.” Ebu El Duhur’a açılan koridorun yakınlarında olduğunu belirten Asvad, bir yılı aşkın zamandır kapalı olan geçitten açıldıktan sonra hiçbir sivilin geçiş yapmadığını da ekledi.
Halep’in güneyinde yaşayan aktivist Favaz Cavit de Al-Monitor’a El Hıdır’daki koridorun ticari faaliyetler için kullanıldığını belirterek “Siviller bugüne kadar o geçidi hiçbir zaman kullanmadı ve şu ana kadar da kullanmış değiller” dedi.
Rejim helikopterleri 12 Ocak’ta Halep’in batısındaki Atarib ve İdlib’in güneyine bildiriler atarak sivillere bölgeden ayrılma çağrısı yaptılar. UKC komutanlarından Üsteğmen Ebu Yarub ise Al-Monitor’a konuya ilişkin şöyle konuştu: “İdlib’e koridor açma girişimi rejim güçleri tarafından defalarca denenmiş bir senaryo. Kendilerini sivil hayatları, sivillerin evlerine güvenli dönüşünü önemsiyormuş gibi lanse etmeye çalışıyorlar. Ancak insanlar bunları kullanmayacak, Rusya ve rejim güçleri de yine muhaliflerin halkın geçişine engel olduğunu iddia edecek.”
Nitekim, Suriye’nin resmi SANA haber ajansı 18 Ocak’ta şu haberi geçti: “İnsani koridorlar altı gündür açık (...) ve teröristler, bölgeden kaçmak isteyen sivillerin Suriye Arap Ordusu tarafından temizlenen yerlere kaçmasını engellemek için her türlü suça imza atıyorlar.”
İnsan hakları aktivisti Ubeyde Danduş ise muhaliflerin sivillerin rejim kontrolündeki bölgelere geçişini engellediğine dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek Al-Monitor’a şunları aktardı: “Rejime isyan eden zaten sivil halktır ve rejimin kontrolündeki bölgelere gitmek istemiyorlar. Buraya rejimin kontrolündeki bölgelerden kaçarak geldiler ve rejim karşısında diz çökmek istemiyorlar. İdlib sığınacakları tek yer.”
UKC Sözücüsü Yüzbaşı Naci Mustafa da Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Rejim helikopterlerden attığı propaganda bildirileriyle sivillerin moralini bozmaya, onları terörize etmeye çalışıyor. Hâlbuki karadan ve havadan yoğun bombardımanla sivillerin yaşadığı kentleri ve kasabaları hedef alan onlar. Psikolojik baskı ve bombardımanla insanlara iki seçenek sunuyorlar: Ya rejim saldırısında ölürsünüz ya da o koridorlardan geçersiniz.”
İnsanların rejim kontrolündeki gözaltılar ya da hapishanelerde öldürüldüğünü ve vatandaşın bu risklerin farkında olduğunu kaydeden Mustafa, şöyle devam etti: “Rejim bir taraftan koridorları sivillerin emniyeti için açtığını iddia ederken bir taraftan da bombalarla evlerini enkaza çeviriyor.”
ÖSO’ya bağlı Suriye Ulusal Ordusu komutanlarından Yüzbaşı Mustafa Mareti ise Al-Monitor’a şunları aktardı: “İdlib, Suriye rejimine teslim olmaya direnerek buraya kaçan insanların son sığınağı. İnsanlar rejim kontrolündeki bölgelere dönmektense burada ölmeyi tercih ederler. ÖSO’ya bağlı hiçbir grup sivillerin geçişine engel olmamıştır ama halk gitmek istemiyor.”
İdlib merkezli bir sivil toplum kuruluşu olan Müdahale Koordinasyon Ekibi’nin Başkanı Muhammed El Hallaç da rejimin suçlamalarını reddetti: “İnsanlar tutuklanma ya da zorunlu askerlik gibi birçok endişeden ötürü rejim kontrolündeki bölgelere gitmekten korkuyorlar. Bu nedenle koridorlardan hiç geçiş olmadı.”
İdlib’e kaçanların son birkaç yıl içinde yaklaşık 4 milyona ulaştığını hatırlatan Hallaç, rejim güçlerinin Suriye’nin güneyi, doğu Guta, Humus kırsalı ve diğer bölgeleri ele geçirmesinin ardından vilayetin sığınacak tek liman olduğunu söyledi.
Aktivist Muhammed El Hüseyin de sivillerin El Hıdır geçişini kullanarak İdlib’den kaçtığı iddiasını çürütmek için Facebook hesabından kısa bir video paylaştı. Hüseyin Al-Monitor’a “Rejim sivillerin güvenli bölgelere gönüllü olarak geçmesini teşvik etmeye çalışıyor ama şu an için hiçbir sivil buradan geçiş yapmış değil” dedi.