HALEP, Suriye — Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile Halife Hefter güçleri arasında çatışmalar devam ederken, Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) kurduğu Milli Ordu’ya bağlı yüzlerce savaşçı aralık ayında UMH saflarında çarpışmak üzere Libya’nın yolunu tuttu.
Bu gelişme, Hefter’in başkent Trablus’a yönelik taarruzuna karşı Türkiye’nin UMH’ye destek sözü vermesinin ardından yaşandı. Muhalif medyaya sızan bilgilere göre aralık ayında bir araya gelen Türk güvenlik yetkilileri ile ÖSO yöneticileri, Suriye’deki savaşçıların maaş karşılığında Libya’ya gönderilmesini ele aldılar. Libya görevini kabul eden savaşçıların ayda 2 bin doları bulan maaşlar alacağı, komutanlara ise 3 bin dolar verileceği iddia ediliyor.
Haberleri ne Türk tarafı ne de Suriye muhalefeti teyit etse de Milli Ordu savaşçılarından oluşan gruplar peyderpey Libya’ya ulaşmış durumda. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi 20 Ocak itibarıyla Trablus’a 2 bin 400 Suriyeli savaşçının ulaştığını bildirdi.
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ise 15 Ocak’taki açıklamasında Milli Ordu üyelerine Libya’da savaşma karşılığında Türk vatandaşlığı ve para verildiğini yalanladı. CNN Türk kanalına konuşan bakan, iddiaların “tamamen gerçek dışı” olduğunu söyledi. UMH de 29 Aralık’ta Trablus’ta Suriyeli savaşçıların bulunmadığını söyledi.
Suriye rejiminin kara ve hava operasyonlarına devam ettiği İdlib ve Halep kırsalında Libya konusu muhalif güçler arasında da tartışmalara neden oldu. Muhalefetin kurduğu geçici hükümetin “Savunma Bakanlığı” 25 Aralık’ta açıklama yapmak zorunda kaldı ve Suriye’nin dışına savaşçı göndermek için Türkiye’den herhangi bir talep gelmediğini söyledi.
Açıklamada, “Herhangi bir kuvvet veya askeri oluşumumuzun Libya’ya gönderildiğini kesinlikle reddediyoruz. Milli Ordu’nun önceliği Suriye halkını, rejim milislerine ve onları destekleyen Rusya ve İran’a karşı savunmaktır” denildi. Suriyeli savaşçıların Libya’ya gönderildiğini ÖSO da yalanladı.
Ne var ki sosyal medyada, Trablus’un Selahaddin bölgesindeki El Tekbali kampından Milli Ordu mensupları oldukları iddia edilen savaşçıların görüntüleri paylaşıldı. Ayrıca yüzlerce Suriyeli savaşçının Libya yolcusu olduğuna dair bilgiler dolaşıma girdi.
Milli Ordu komutanlarından Abdülselam Abdülrezzak Al-Monitor’a yaptığı açıklamada Libya’daki çatışmalarda Suriyeli savaşçıların yer aldığını doğruladı ancak bunların kendi iradeleriyle Libya’ya gittiklerini, Milli Ordu’yu ya da ona bağlı grupları temsil etmediklerini söyledi.
Abdülrezzak, Milli Ordu’nun Libya savaşına katılımı yalanladığını çünkü Libya’ya savaşçı gönderme konusunda resmi herhangi bir karar alınmadığını vurguladı.
Libya’ya gidenlere teklifin Türkiye’den geldiğini Abdülrezzak, “Türkiye’nin teklifi onlara cazip görünüyor. Çünkü bu kişiler, devrim sırasında evlerini, topraklarını, Suriye’de sahip oldukları neredeyse her şeyi kaybettiler. Para için bu teklifi kabul etmek zorunda kaldılar” diye konuştu.
Komutan sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabii, Milli Ordu yöneticilerine büyük sorumluluk düşüyor. Suriyelilerin Libya savaşına katılımını engellemeleri gerekirdi. Bu savaşçılardan Suriye’de yararlanmak gerekirdi. Ülke dışında savaşmak yerine rejim güçleriyle mücadele ederek, Suriye devrimine hizmet ederek faydalı olabilirlerdi. Suriyeliler kendilerini, kendi devrimlerini savunmak için silaha sarıldılar, asla kiralık olmadılar.”
Daha önce Halep kırsalında ÖSO saflarında savaşmış olan Ahmed Kusa, bugün Libya’da UMH saflarında savaşıyor. Al-Monitor’a konuşan Kusa Libya’ya gitme nedenini şöyle anlattı: “Halep kırsalında iş bulamıyordum. Bulsam bile düşük maaşlı, ancak geçinmeme yetmeyecek bir iş olurdu. Buraya gelmemin başlıca sebebi para. Bu para sayesinde aileme daha iyi bir hayat sağlayacağım. Ödeyemediğim çok fazla borcum var. Libya’da savaşıp Suriye’ye döndüğüm zaman borçlarımı ödeyebilirim, düzgün bir hayat yaşayabilirim. Ölürsem de bu zalim hayattan kurtulmuş olurum.”
Libyalı bir insani yardım aktivisti olan Ravan Erkais ise Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Suriyeli savaşçılar paraya muhtaç oldukları için kullanılıyorlar. Libya’da savaşmayı para için kabul ettiler. Ancak bu onların canına mâl olabilir. Bu durum, savaşan tarafların hiçbirinin menfaatine hizmet etmiyor. Umarız sağ salim ülkelerine dönerler. (…) Suriyeli savaşçıların gelişi bizim için bir kriz teşkil etmiyor. Zira Libya’ya zaten pek çok ülke müdahil olmuş durumda.”
Halep kırsalından olup şu an Libya’da bulunan bir diğer Suriyeli savaşçı Hamid El Salih ise Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Libya’nın meşru hükümeti olan UMH’nin yanında savaşmak, ahlâki bir görevdir. Bundan taviz verilemez. Bizler Libyalıları, Libya’yı yıkmaya çalışan milislere karşı savunuyoruz. Beni Libya’da savaşmaya iten şey alacağım maaş oldu. Maaşım ayda 2 bin dolar ki bu 2 milyon Suriye Lirası eder. Suriye’deki yoksulluk düşünüldüğünde bu, büyük bir para. Ölürsem de çocuklarım onlara kalacak parayla daha güzel bir hayat sürerler.”
Geçtiğimiz yıl kurulan Suriye Ulusal Demokratik Hareketi isimli muhalif partinin lideri Muhammed Şekib Elhalid’e göre “Suriyeli gençlerin kiralık paralı askerlere dönüşmesi utanç verici.”
Al-Monitor’a konuşan Elhalid sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne yazık ki bölgesel ve uluslararası ittifaklara alet edildik ve bunun bedelini ağır ödeyeceğiz. Yoksul olmak, eve zar zor ekmek getirmek gibi nedenler ikna edici değil. İnsan ruhunu para için satamaz, binlerce şehidin bedel ödediği ÖSO’nun imajını bozamaz. Örgütler, karar ve iradeleri çalınmış maşalar oldular. Artık Türkiye’nin menfaatleri için çalışıyorlar.”
Orient TV’de çalışmış olan ve şu an İdlib’de yaşayan Suriyeli gazeteci Basil El Gazavi’nin değerlendirmesi de şöyle oldu: “Bu savaşçılar Suriye’de, kendi halkını katleden Suriye rejimine karşı savaşmalıydı. Suriyelilerin dış savaşlara gitmesinin hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Suriyelilerin Libya savaşına katılımı ideolojik ve fikirsel ise eğer, o zaman öncelik Suriye’deki mücadelede olmalı. Sırf para için savaşa gidenler, paralı askerden başka bir şey değildir.”
Gazavi sözlerini şöyle sürdürdü: “Suriyeli savaşçılar kendi davalarını, kendi devrimlerini savunmalıdır. ÖSO’nun Libya savaşına katıldığını yalanlaması, halkın öfkesini yatıştırmaya dönük çaresiz bir çabadır. Savaşçılar paralı asker gibi görünsün istemiyorlar. İşin aslı ÖSO, savaşçılarının Libya’ya gidişini engelleyemez çünkü ÖSO Türkiye’nin emirlerini uyguluyor.”