Karabağ savaşından sonra Ermenistan’ın Zengezur bölgesinden Nahçıvan’a koridor açma planları nedeniyle Azerbaycan ile İran arasında artan gerilimler Tahran-Ankara ilişkileri için de potansiyel mayına dönüşüyor.
Ermenistan-İran arasındaki sınırı değiştirmeye yönelik herhangi bir plana izin vermeyeceğini belirten İran, geçtiğimiz ay sınırda askeri tatbikatlarla diş gösterirken bir de tartışmanın merkezindeki Syunik eyaletinin (Zengezur) merkezi Kapan'da konsolosluk açtı.
Bakü de bu tehditkârlık karşısında artık alttan almıyor.
Azerbaycan makamları 2 Kasım’da Şii örgütü Müslüman Birliği Hareketi’nden 19 kişiyi İran için casusluk ve terörist saldırı hazırlığı yapma suçlamasıyla tutukladı. Bu operasyon, İran istihbaratının 26 Ekim’de Şiraz’daki türbede 15 kişinin ölümüyle sonuçlanan saldırının “ana koordinatörünün” Azerbaycan vatandaşı olduğunu ve Bakü’den geldiğine dair açıklamasına yanıt olarak görüldü.
Devlet Başkanı İlham Aliyev 8 Kasım’da İran’a "Sınırımızda Ermenistan'a destek için askeri tatbikat yapanlar da bilsin. Bizi kimse korkutamaz” diye çıkıştı. Her iki ülke de karşı tarafın elçilerini dışişlerine çağırarak nota verdi.
Aliyev 11 Kasım’da, tarihte İran imparatorluğun simgesel şehirlerinden biri olan Semerkant’ta düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) zirvesinde de Tahran’a parmak salladı. Aliyev, Azerbaycan dışında yaşayan 40 milyon Azerbaycanlının anadilde eğitim, güvenlik ve kültürel haklarını savunma yükümlülükleri olduğundan bahsetti.
Medya üzerinden yürütülen savaş ise kırmızı çizgileri tamamen aştı. Azerbaycan medyası Tahran’da “bölünme komplosu” olarak ele alınan İran’ın Azerbaycan bölgesine ilişkin “Güney Azerbaycan” ya da “Bütün Azerbaycan” söylemine döndü. Hâlbuki 1990’larda Tebriz merkezli birleşik Azerbaycan devleti hayalini kuran eski Devlet Başkanı Ebulfeyz Elçibey’den sonra Haydar Aliyev ve oğlu İlham Aliyev döneminde bu tür referanslar rafa kaldırılmıştı.
Bir dönem Bakü’de istenmeyen kişi ilan edilen Güney Azerbaycan Milli Uyanış Hareketi lideri Mahmudali Çehreganlı devlet televizyonu AzTV’de demeçler verip “Büyük Azerbaycan faşist molla rejiminin sonu olacak” diyebiliyor. “Rus, Fars, Ermeni; bunlar Türk’ün düşmanı” şiarıyla hareket eden bu hareketin hedefi bağımsız Güney Azerbaycan Cumhuriyeti’ni kurmak.
Hükümetle bağlantılı Caliber.az, İran’daki Türklerin sorunlarına değinip “Güney Azerbaycan İran’dan ayrılmalı” çağrısı yaptı. Bakü TV sunucusu Tebriz’in hava durumunu verirken başörtüsünü çıkartarak ‘Güney Azerbaycan’a selam gönderdi.
Bu tırmanışta İran’da Azerbaycan Türkçesiyle yayın yapan Sahar TV, Azerbaycan’ın tarihsel olarak İran’ın parçası olduğu, Nahçıvan halkının da İran’a katılmak istediği savlarına yer veriyor.
Kaçar Hanedanlığı ile Çarlık Rusya arasında 1828’de imzalanan Türkmençay Antlaşması’yla Aras Nehri sınır olarak kabul edilmiş ve Azerbaycan ikiye bölünmüştü. Çarlık Rusya ile 1881’de imzalanan Ahal Antlaşması ile de Türkmenistan bölünmüştü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2020’de Aras’taki bölünmeyi anlatan Bahtiyar Vahapzade'nin şiirini okuması krize neden olmuştu. AzTV bu şiiri farklı yaş gruplarından insanlara okutup “Erdoğan’ın okuduğu şiir direnişin fitili oldu. Bu şiirden sonra Güney Azerbaycan’da yaşayan 30 milyondan fazla Azerbaycanlı ayağı kalktı” yorumunu yaptı.
Diplomasi cephesinde de Tahran’ın kızdıracak bir adım atıldı: Bakü yönetimi Tel Aviv’de elçilik açma kararıyla İsrail’le savunma alanında geliştirdiği dayanışmayı ileri bir aşamaya taşıdı.
Türkiye’nin güçlü desteğini hissetmese Bakü’nün bu denli İran’ın kırmızı çizgilerini aşan çıkışlar yapması zor.
Türkiye, Ermenistan’la normalleşmenin de önkoşulu hâline gelen koridor planını sürekli canlı tutarken bölgedeki altı ülkeyi kapsayan altılı forum önerisiyle Tahran’ı cepheye almamaya çalıştı. Fakat Tahran, Türkiye’nin kazandığı, İran’ın kaybettiği bir çıkarımla tepki veriyor. Türkiye’nin Zengezur koridoruyla Orta Asya’ya bağlanma ve İran rotasını baypas etme planları Tahran’da İran’ı Kafkasya’dan koparacak bir girişim olarak görülüyor. Buna “Turan Koridoru” diyenler de çıkıyor.
Bunun yanı sıra Orta Asya’da etkinliğini artırma çerçevesinde Türkiye’nin TDT’yi ete kemiğe büründürme çabası kaygıyla izleniyor. İranlılar Türkiye’nin Türk dünyasında etkinliğini artırmasını İran’ın kuzeyinde Azerbaycanlılar, Kaşkaylar ve Türkmenlerin yer aldığı etnik çemberi istikrarsızlaştıracağını düşünüyor. Ayrıca Türkiye’nin desteğiyle konumunu güçlendiren Azerbaycan’ın İran’daki Türkler için çekim merkezi olacağı endişesi paylaşılıyor.
İran dini lideri Ali Hamaney, 19 Temmuz’daki Astana Zirvesi nedeniyle Tahran’da kabul ettiği Erdoğan’a Ermenistan ile İran arasındaki sınırın kapanmasına neden olacak hiçbir plana izin vermeyeceklerini söylemişti. Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri de 22 Eylül’de Tahran’daki askeri törende “Sınırlarının değişmesini asla kabul etmeyeceğiz” diye çıkışmıştı.
Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 13 Ekim’de Astana’da Aliyev’le görüşmesinde tarihi sınırlar, bölgenin jeopolitiği ve İran-Ermenistan transit yolunun değiştirilmesini reddettiklerini belirtmişti. Devrim Muhafızları Ordusu’nun 17-20 Ekim’de Azerbaycan sınırındaki askeri tatbikatı da yeterince tehditkârdı.
İran’ı Zengezur koridorunu jeopolitik felaket olarak değerlendirmeye iten endişeler şöyle özetlenebilir:
- Ermenistan’la sınır ortadan kalkacak, doğrudan ulaşım hatları kesilecek.
- Kafkasya ve Rusya’ya ulaşım zorlaşacak. İran Kafkasya denkleminden çıkacak.
- NATO bu proje sayesinde İran’ı çevrelemiş olacak.
- Azerbaycan-Nahçıvan bağlantısı İran üzerinden sağlanmayacağı için ekonomik kayıp yaşanacak ve Bakü üzerindeki etki gücü zayıflayacak.
- İran’ın Asya-Avrupa arasında güzergah olma avantajını yitirecek.
- Çin’in Yol ve Kuşak Projesi’nde İran’ın stratejik değeri azalacak.
- Türkmen gazının da bu koridorla Türkiye-Avrupa’ya bağlanması İran gazına talebi azaltacak.
- İran’ın Karadeniz’e ulaşması engellenecek.
- Aliyev’in “Azerbaycan’ın ata toprağı” dediği Zengezur’da statüko değişirse Aras Nehri'nin kontrolü Azerbaycan'ın ele geçecek.
Türk tarafı bu endişeleri yersiz bulurken Aliyev, İran’ın rahatsızlığını “uyuşturucu rotasını kaybedeceği” iddiasıyla izah ediyor. Ayrıca İran’ın gerilimi tırmandırmasını gösteriler nedeniyle sıkışan rejimin dikkat dağıtma çabası olarak görme eğilimi de var.