VAN, Türkiye -- ABD’nin 20 yılın ardından geçtiğimiz yıl Afganistan’dan çekilmesi ve Taliban’ın iktidarı ele geçirmesiyle birlikte 3 bin 26 kilometrelik yolun neredeyse tamamını yürüyerek Türkiye’ye gelmeye başlayan Afgan sığınmacılar ile uyuşturucu kartellerinin yolu sınır hattında kesişti. Yüz binlerce insan, Afganistan, Pakistan ve İran’da kaçakçılar tarafından belirlenen rota üzerinden Türkiye’ye göç ederken sığınmacılara uyuşturucu taşıttırıldığına dair işaret ve iddialar artıyor.
Bu rota aynı zamanda onlarca yıldır Avrupa'yı hedefleyen eroin kaçakçılığının kilit rotası. Emniyetin uyuşturucu raporuna göre 2018 yılında Afganistan hariç dünyada yakalanan eroinin yaklaşık yüzde 60'ı, “Balkan Rotası” olarak bilinen Afganistan-İran-Türkiye-Balkanlar güzergâhında ele geçirildi. Afganistan’dan yola çıkan bir sığınmacının yoluna devam edebilmesi için İran topraklarından mutlaka geçmesi gerekiyor. Afganlarla birlikte Pakistan başta olmak üzere başka ülkelerden de pek çok kaçak göçmen Türkiye’ye giriş yapıyor. Kartellerin İran’a kadar getirdikleri uyuşturucuyu insan kaçakçıları ile yaptıkları anlaşmalarla sığınmacıların taşımasını sağlamaya çalıştıkları anlaşılıyor.
İran’ın Hoy kentinden olan ve üç ay önce sınırı kaçak geçen 30’lu yaşlarının başındaki bir rejim muhalifinin anlatımına göre kaçakçılar sınırın geçileceği günün gecesinde poşetler hâlinde uyuşturucu maddeleri hazırlıyor ve yüzlerce kişinin olduğu gruplar içerisinden seçtikleri 10–15 kişiye bu poşetleri zorla veriyorlar. Poşetleri almak istemeyenler sınırın karşı tarafına geçirilmemekle tehdit edilerek uyuşturucu taşımaya zorlanıyor. Uyuşturucu maddeyi karşıya geçirme teklifini kabul eden sığınmacılara ise fazladan yemek ve su, sınırı geçerken oluşan kalabalık gruplardan ayrı olarak geçiş üstünlüğü, rehber eşliğinde yolculuk ve diğer sığınmacı grupların yaptığı gibi beş-altı saatlik yürüyüş yerine at sırtında sınırı geçmek gibi ayrıcalıklar sunuluyor.
Türkiye’nin doğusundaki İran sınırının sıfır noktasında bulunan Van’ın Çaldıran ilçesi, bu rotanın merkezi konumunda. İçişleri Bakanlığı periyodik olarak yaptığı açıklamalarda sınır hattında sıkı tedbirler aldığını söylüyor ama sınırın sıfır noktasından gelen fotoğraf ve video görüntüleri bakanlığın yaptığı açıklamalarla çelişiyor.
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Göç İdaresi Başkanlığı’nın 15 Nisan’daki açıklamasına göre yıl başından itibaren Türkiye genelinde 55 bin 627 “düzensiz göçmen” yakalandı ve çoğu Afgan ve Pakistanlı olmak üzere 21 bin 87 yabancı sınır dışı edildi.
Öte yandan, sığınmacıların ana rotasında yaptığım gözlemler ve geri itmeye maruz kalmış sığınmacılar ile gerçekleştirdiğim görüşmelerden pek çok sığınmacının en geç 48 saat içerisinde tekrar aynı rotayı kullanarak Türkiye’ye geri geldiği anlaşılıyor.
Sınır köylerinde yaşayan köylülerin anlatımları ve yine sınır hattında bulunan onlarca köyden alınan bilgilere göre, kışın donma tehlikesi ve doğada vahşi hayvanlar tarafından parçalanma riskine rağmen Türkiye’ye günde ortalama en az bin sığınmacının giriş yaptığı tahmin edilebilir. Sayının bu denli yüksek ve sığınmacıların sınırı görece kolay geçiyor olması, uyuşturucu kaçakçılarını da cezbediyor.
Emniyetin uyuşturucu raporuna göre küresel afyon üretiminin yaklaşık yüzde 84’ü Afganistan’da gerçekleşiyor. Görünen o ki Afganistan’dan Batı’ya doğru başlayan göç dalgası Afganistan’da üretilen uyuşturucuyu Batı’ya sevk etmek için uygun taşıma yöntemlerinden biri olarak görülmüş. Uyuşturucu kaçakçıları muhtemelen bu yöntemi daha risksiz ve yakalanma ihtimali daha düşük görüyor.
Bu rota üzerinden Türkiye’ye kaçırılan ve Van’da yakalanan birçok göçmenin dosyasında çalışan Avukat Ümit Avcı’ya göre, “Kaçakçılar, güvenliğin ve kontrolün daha zayıf veya gevşek olduğu Özalp ve Saray sınır köylerinden gece geçiş yapıyor. Sığınmacıların yoğun geçişleri ve o esnada kaçma veya sıvışma imkânının daha fazla olması, baronların bu yöntemi daha güvenli bulmasını sağlıyor.”
Van Valiliği’nin, hudut birliklerinin 3 Temmuz 2021’de yaptığı bir operasyona ilişkin verdiği bilgiler de sığınmacılara uyuşturucu taşıttırıldığı iddiaları ile paralellik taşıyor. Açıklamaya göre Çaldıran’da göçmen kaçakçılığıyla mücadele için bölgede düzenlenen devriye sırasında yetkililerin “dur” ihtarına uymayarak kaçan üç şahsın geride bıraktığı sırt çantalarında 80 paket hâlinde 41 kilogram eroin ele geçirildi.
İran sınırına 600 metre uzaklıkta bulunan Van’ın Özalp ilçesine bağlı Bakışık mezrasında yaşayan ve ismini vermemek kaydıyla yaşananları anlatmayı kabul eden bir köylü şunları aktarıyor: “Bu sınırdan gelmeyen bir şey yok. Hayvanlardan tut insanlara, motorinden tut sigara ve uyuşturucuya kadar her şey geliyor. Uyuşturucu maddelerin de bir sürü ismi var. Oradan (İran sınır hattını gösteriyor) tiryak, eroin, cam (metamfetamin) bunların hepsi geliyor. Bu hattan bir tek kokain gelmiyor.”
Uyuşturucu taşımaya zorlandığını iddia eden İranlı rejim muhalifi sığınmacı ise yaşadıklarını şöyle aktarıyor: “Türkiye'ye geçeceğimiz gece sınırın sıfır noktasına gelen kaçakçılar bize ‘Bu poşeti çantalarınızın içine koyup kendinizle beraber sınırdan geçirin’ dedi. Kabul etmek istemiyordum ama kaçakçılar bizi zorluyordu. Ben de öyle bir durumdaydım ki kabul etmemem mümkün değildi. Sınırı geçmek için mecburen içerisinde uyuşturucu olan naylon poşetleri alıp kendi çantama koydum. Türkiye tarafına geçtiğimizde ise başka bir kaçakçı, sürdüğü atıyla beraber gelip poşeti benden alarak gitti.”
Bu yeni yöntem uyuşturucu taşımacılığının içinde kolluk güçlerinden kimi memurların da olduğu iddia ediliyor. Bu yöndeki şüpheler, insan kaçakçılığı ve taşıdığı mülteciler üzerinden uyuşturucu ticareti yaptığı iddia edilen bir şahsın 2019’da polis tarafından vurularak öldürülmesinin ardından mahkeme tutanaklarına da yansıdı.
2019’da Van’a 90 kilometre uzaklıkta bulunan ve İran sınırını geçtikten sonra İstanbul’a gitmek isteyen sığınmacıların ana geçiş güzergâhından biri olan Bitlis’in Hizan ilçesinde 28 Afgan mülteciyi taşıyan aracın sürücüsü Orhan Günbay seyir hâlindeyken polis tarafından açılan ateş sonucu öldü.
Resmi tutanaklara göre polis araçta ve mülteciler üzerinde yaptığı aramada uyuşturucu madde buldu. Savcının olay hakkında hazırladığı iddianamede maktul Günbay ile ateş açan polislerden birinin olay öncesinde tanıştıklarını öne sürmesi ve bu iddiayı destekleyen görgü tanıklıklarının olması, kaçakçılık ağında kimi polislerin de rol aldığına dair şüpheleri güçlendirdi. Kasten adam öldürme suçuyla yargılanan polis memurlarının yargı süreci devam ederken tahliye edilmeleri ve göreve dönmeleri ile dava daha da tartışmalı bir hâle geldi.