Ana içeriğe atla

Libya yüzünden Mısır ile yeni bir bahar zor

Libya’da tek taraflı adımlar Türkiye’nin Mısır’la normalleşme sürecini sabote etti. Müslüman Kardeşler’e yönelik bazı önlemler de Kahire’yi teskin etmiyor.
Libyan Foreign Minister Najla al-Mangoush (R) and Turkish Foreign Minister Mevlut Cavusoglu.

Türkiye’nin enerji ve deniz yetki alanları kavgasına sahne olan Doğu Akdeniz’deki denklemi kendi lehine çevirmek için bölgesel ilişkileri normalleştirme çabası sarpa sarmış görünüyor. Ankara Libya’da hidrokarbon ve askeri işbirliğine yönelik yeni anlaşmalarla el yükseltirken Mısır’la başlayan diyalog sürecini baltaladı. 

Türk hükümeti Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Suudi Arabistan ve İsrail’le yakaladığı bahar havasını Mısır’la taçlandırmak isterken yeniden duvara tosladı. Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe ile yapılan ikili anlaşmalar Kahire’nin öfkesini çekti. Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükri, Türkiye ile iki turla sınırlı kalan görüşmeleri dondurduklarını açıkladı. Mısırlı bakan bu kararı Türkiye’nin Libya’daki pratiklerinin değişmemesine bağladı. 

Hâlbuki Dışişleri Bakan Yardımcıları arasındaki iki istikşafi görüşmeden sonra bakanlar düzeyinde bir temas bekleniyordu. Türkiye, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el Sisi’ye yergiden övgü aşamasına da geçti. Türkiye'nin Kahire Maslahatgüzarı Salih Mutlu Şen, Mısır medyasına "Sisi yönetiminde Mısır'ın sosyoekonomik kalkınmada gerçekleştirdiği etkileyici ilerlemeyi beğeniyle karşılıyoruz” sözleriyle dikkat çekti. 

Temasların dondurulduğu günlerde Ankara, Müslüman Kardeşler’le ilgili aldığı bazı önlemlerle Sisi’nin hassasiyetlerini dikkate aldığı izlenimi veriyordu. Şark’ul Evsat’a göre 6-18 Kasım tarihlerinde Mısır’ın Şarm el Şeyh kentinde yapılması planlanan BM İklim Konferansı (COP27) sırasında Sisi yönetimine karşı gösteri çağrısında bulunan Müslüman Kardeşler üyesi 34 kişi Türk polisi tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında gazeteciler de vardı. 11 Kasım’da halkı sokaklara davet eden bu kişiler kamu güvenliğini tehlikeye sokma şüphesiyle G-87 tahdit kodu ile sınırdışı edilenler listelerine alındı. Bu kişiler, Türkiye’de Mekamilin, El Şark ve El Vatan kanallarına getirilen kısıtlamalardan sonra İngiltere gibi ülkelerde kurulan El Şuub (Halk) ve “El Hurriye 11/11” (Hürriyet 11/11) gibi yeni kanallar için çalıştıkları da öne sürüldü.

Bu kanallardan, Mekamilin Londra’ya taşınırken, El Şark sosyal medya üzerinden yayınlarını sürdürüyor. 

28 Ekim’de El Şark’ın eski Genel Yayın Yönetmeni Hüsam el Ghamri’nin Twitter hesabından “Bugün Türk polisi Hüsam el Ghamri'yi tutukladı ve sınır dışı edildiğini bildirdi” mesajı geçildi. Müslüman Kardeşler’le bağlantılı hesaplar, Ghamri’nin sınır dışı işlemlerinin başlatıldığını duyururken sosyal medyadan kampanya başlatıldı. Nihayetinde Ghamri 30 Ekim’de bırakıldığını ve eve döndüğünü açıkladı. Ghamri 25 Ekim’de Mısır’da üniversitede okuyan ve 11 Kasım çağrılarına katılan oğlunun güvenlik güçlerince kaçırıldığını yazmıştı. 

Mutaz Matar, Muhammed Nasır, Hamza Zuba ve Hişam Abdullah gibi isimlerin programlarını askıya aldırtan ve uyarıları dikkate almayan kanalları kapatan Türkiye yine de Kahire’yi tatmin edebilmiş değil. 

Gözaltılarla da yanıltıcı bir görüntü oluşturulduğu anlaşılıyor. Gözaltıları duyuranlar Müslüman Kardeşler’le bağlantılı hesaplar olmasına karşın Türk yetkililer sadece bir gazetecinin gözaltına alınıp daha sonra bırakıldığını, Arap medyasının Müslüman Kardeşler liderlerini huzursuz etmek için bu tür spekülasyonlara başvurduğunu savundu. 

Bu görüntü Mısır tarafında Türkiye’nin ikili oynadığı kanaatini güçlendiriyor.

Fakat Mısır’ın üzerinde durduğu asıl koşulun Libya olduğu söylenebilir. 3 Ekim’de petrol ve doğalgaz sahalarında ortak çalışma yapmak üzere Dibeybe yönetimiyle imzalanan anlaşma bir kırılma yarattı. Ardından 25 Ekim’de Dibeybe’nin İstanbul ziyareti sırasında iki askeri işbirliği mutabakatı imzalandı.

Türkiye bu şekilde Dibeybe’nin koltuğunu sağlamlaştırırken Mısır, Ulusal Birlik Hükümeti’nin görev süresinin 2021’de dolduğunu belirtip Temsilciler Meclisi’nin atadığı alternatif hükümetin başındaki Fethi Başağa’ya destek veriyor. Başağa’nın desteklenmesi Müslüman Kardeşler’in başlı başına Kahire’nin tutumunu belirleyen faktör olmadığını gösteriyor.

Libya’da Müslüman Kardeşler’in önde gelen isimleri Dibeybe’ye karşı Başağa’dan yana duruyor. Hâlbuki düne kadar Türkiye’nin oyununda Müslüman Kardeşler’in yeri büyüktü. Ankara kendi çıkarlarını korumak için kartlarını yeniden kararken Müslüman Kardeşler hattının geleceği garanti etmediğini anladı.

Beri tarafta Sisi, Müslüman Kardeşler’in fişini çekmediği halde Katar’la normalleşme sürecini hızla tamamlayıp yatırımcı çekmeye çalışıyor. Mısır yönetimi, eylülde Kahire’de düzenlenen Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısında Libya Dışişleri Bakanı Leyla Manguş’un oturum başkanlığını protesto ederek artık Dibeybe hükümetini tanımadığını açıkça ortaya koydu.

Ankara, Mısır’ı Libya’da Halife Hafter kampını desteklemeye iten faktörün BAE’nin parası olduğunu düşünüyordu. Hafter’i finanse eden BAE, Türkiye’nin 2019’da Trablus kuşatmasını başarısızlığa uğratması sonrası Libya’da daha fazla öne çıkmadı. Türkiye-BAE ilişkileri normalleşirken Libya da iki ülke arasında bir restleşme konusu olmaktan çıktı. Burada Başağa’nın Müslüman Kardeşler’den destek almasının BAE’nin tutumunu etkilediği de düşünülüyor. 

Ankara da Mısır-BAE ortaklığının Libya’da çözüldüğü ve finansal destek olmadan Kahire’nin eskisi kadar kırmızı çizgilerden bahsedemeyeceği değerlendirmesiyle hareket ediyor. Ayrıca Ankara, Ukrayna savaşının yarattığı koşullarda kendi diplomatik tecridini kırdığı için Kahire’yi daha az umursuyor. Türkiye Libya’da bir yandan Rusya ile paslaşırken diğer yandan ABD ve İngiltere gibi ortaklarından gördüğü “örtülü” destekle dilediği gibi hareket ediyor. 

Yine de Mısır’la ilgili bir değerlendirme hatası yapılıyor. Mısır bütün Kuzey Afrika’da nüfuz çemberini genişletmeyi hedefleyen Türkiye’nin Libya’da askeri varlığını ciddi bir tehdit olarak görmeye devam ediyor. Bazı Arap kaynakların iddiasına göre Sisi, 1-2 Kasım’da Cezayir’de düzenlenen Arap Birliği zirvesine katılmak için Rönesans Barajı nedeniyle Etiyopya’ya karşı ortak Arap duruşunun yanı sıra bildiride Türkiye’nin kınanması şartını koştu. Bildiride Türkiye açıkça anılmadı ancak Arap ülkelerine “dış müdahalelerin” reddedildiği vurgulandı ve bu ifade yaygın şekilde Türkiye ve İran’a yönelik mesaj olarak yorumlandı. 

Mısır, Türkiye’nin Libya ile imzaladığı deniz yetki alanları anlaşmasına karşı Yunanistan’la dayanışmasını da sürdürüyor.

Join hundreds of Middle East professionals with Al-Monitor PRO.

Business and policy professionals use PRO to monitor the regional economy and improve their reports, memos and presentations. Try it for free and cancel anytime.

Already a Member? Sign in

Free

The Middle East's Best Newsletters

Join over 50,000 readers who access our journalists dedicated newsletters, covering the top political, security, business and tech issues across the region each week.
Delivered straight to your inbox.

Free

What's included:
Our Expertise

Free newsletters available:

  • The Takeaway & Week in Review
  • Middle East Minute (AM)
  • Daily Briefing (PM)
  • Business & Tech Briefing
  • Security Briefing
  • Gulf Briefing
  • Israel Briefing
  • Palestine Briefing
  • Turkey Briefing
  • Iraq Briefing
Expert

Premium Membership

Join the Middle East's most notable experts for premium memos, trend reports, live video Q&A, and intimate in-person events, each detailing exclusive insights on business and geopolitical trends shaping the region.

$25.00 / month
billed annually

Become Member Start with 1-week free trial
What's included:
Our Expertise

Memos - premium analytical writing: actionable insights on markets and geopolitics.

Live Video Q&A - Hear from our top journalists and regional experts.

Special Events - Intimate in-person events with business & political VIPs.

Trend Reports - Deep dive analysis on market updates.

We also offer team plans. Please send an email to pro.support@al-monitor.com and we'll onboard your team.

Already a Member? Sign in