SYUNİK, Ermenistan — Güney Ermenistan’ın Syunik bölgesinde durgun bir turistik belde olan Goris’teki Mirhav oteli Batılı güçler, Türkiye, Rusya ve İran arasında jeopolitik manevraların döneceği bir ortam gibi durmuyor. Ancak Ermenistan ve Azerbaycan’ın yeniden çatışabileceği endişesi yükselirken – ki bu çatışmadan en büyük zararı İran görebilir -- antika halı ve bakır eşyalarla dolu üç rüstik kır evinden oluşan bu küçük otel tam da böyle bir mekâna dönüşmüş durumda.
Aslen ihtilaflı Dağlık Karabağ bölgesinden olan çok sayıda aile haftalardır burada barınıyor. Zira Azerbaycan, 12 Aralık’ta, hiçbir çevrecilik geçmişi olmayan kendinden menkul bir grup Azerbaycanlı “aktivistin” Rus barış güçlerini aşıp Dağlık Karabağ ile Ermenistan’a bağlayan tek yolu kapatmasına izin verdi ve bu ailelerin memleketlerine girişini fiilen engellemiş oldu.
Nüfusu çoğunlukla Ermeni olan Dağlık Karabağ, uluslararası alanda Azerbaycan toprağı olarak tanınıyor ancak Sovyet Birliği’nin çöküşünden bu yana Artsah Cumhuriyeti adı altında kendi kendini yönetiyor.
Bölgesel güçler çekişirken bölgede ciddi bir insani kriz yaşanıyor. Bebek maması ve ilaç dâhil yaşamsal pek çok ürünü bulmak günbegün zorlaşıyor. Hava sıcaklığının sıfırın altına düştüğü şu günlerde Azerbaycan gaz ve elektrik tedarikini aksatmaya devam ediyor. Okullar kapatıldı ve Dağlık Karabağ’da yaşayan 120 bin kişi karneye bağlandı. Ermenistan yönetimi Azerbaycan’ı, Dağlık Karabağ halkını açlığa mahkûm ederek gitmeye zorlamak ve bu yoldan bölgede etnik temizlik yapmaya çalışmakla suçluyor.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev 10 Ocak’taki televizyon mülakatında bu yönde imada bulundu ve şöyle dedi: “[Dağlık Karabağ’da] Azerbaycan bayrağı altında yaşamak isteyenler için koşullar oluşturulacak. Azerbaycan yurttaşları gibi onların da hakları ve güvenlikleri sağlanacak. Yurttaşımız olmak istemeyenler varsa yol kapalı değil, açık. Gidebilirler. Kendi başlarına ya da [Rus] barış gücüyle gidebilirler veya otobüse binebilirler. [Ermenistan’a giden] yol açık.”
Kuşatma bugün 51’nci gününe girerken, Avrupa Birliği’nin uyarıları ve ABD’nin daha sert açıklamaları şu ana kadar pek etkili olmadı. Uluslararası Kriz Grubu, 2023’te yakından izlenmesi gereken 10 çatışma arasında Dağlık Karabağ’ı Ukrayna’nın ardından ikinci sıraya koyarken, bu hafta yayınladığı raporda “Avrupa’nın doğu kanadında yeni bir savaş tehdidi ciddidir” diyor.
Eşi ve iki çocuğu başkent Stepanakert’te (Hankendi) kalan İnna Gasparyan, “Ben de burada diğer iki çocuğumla mahsur kaldım. Bu, tahammül edilebilir bir durum değil ve ne zaman sona ereceğine dair hiçbir fikrim yok” diyor. Al-Monitor’a Mirhav’ın yemek salonunda konuşan ve çaresizlikten sesi titreyen kadın, “Çocuklar için sebze lazım. Dükkânlar boş. Size daha ne söyleyeyim?” diye yakınıyor.
Yakındaki bir masada bir grup erkek ve kadın kendi aralarında fısıldaşıyor, diğer konuklarla göz teması kurmaktan kaçınıyorlar. Bunlar, Mirhav’ı merkez edinen Avrupa Birliği’nin 40 kişilik sivil gözlemci misyonunun üyeleri. Misyon, Azerbaycan askerlerinin 12 Eylül’de sınırı geçerek Ermenistan tarafında bazı stratejik tepeleri ele geçirmesinin ardından 250 kilometrelik ateşkes hattını izlemek üzere konuşlandırıldı. Ateşkes, iki gün sonra Rusya tarafından sağlanmış (Ermenistan Meclis Başkanı’na göre ABD önemli rol oynadı) ancak o saate kadar iki taraftan toplam 300 asker hayatını kaybetmişti. Bu, 2020 yılındaki ikinci Karabağ savaşından sonra Ermenistan ve Azerbaycan arasında patlak veren en ciddi çatışmaydı.
Ermenistan’ın Goris kasabasındaki Mirhav otelinde konuşlanan AB gözlemci misyonu, 19 Ocak 2023 (Amberin Zaman/Al-Monitor)
2020’deki savaşı Türkiye ve İsrail’in desteğiyle Azerbaycan kazandı. SSCB dağılırken patlak veren ilk savaşta Ermenistan’ın işgal ettiği tüm topraklarını geri alan Azerbaycan, İran’ın Ermenistan’la olan fiili sınırını da kısaltmış oldu, ayrıca Dağlık Karabağ’ın yaklaşık üçte birini aldı. Azerbaycan’ın şu an kabaca 200 kilometre kare Ermenistan toprağını kontrol ettiği tahmin ediliyor. Ancak güçlenen Bakü için bu yeterli değil.
İran için felaket
Aliyev’in, Rusya’nın Ukrayna’daki dertleri ve İran’ın iç sorunlarından faydalanarak daha da büyük bir kazanım elde etmeye çalışacağından endişe ediliyor. O da Azerbaycan’ı, Ermenistan’ın en güney ucundaki Syunik ili üzerinden Nahçıvan’a ve oradan Türkiye’ye bağlayacak bir kara ve demiryolu koridoru. Böyle bir koridor İran için Batı pazarlarına erişimde kritik bir basamak teşkil eden tek Hristiyan komşusu Ermenistan’la kara bağlantısının kopması anlamına gelecek. Ermenistan da en dostane komşusu olan İran’ın potansiyel askeri desteğinden mahrum kalacak.
Berlin merkezli düşünce kuruluşu SWP’de misafir araştırmacı olan İranlı uzman Hamidrıza Azizi’ye göre “Zangezur koridoru” olarak anılan bu koridor “İran için jeopolitik bir felaket” olur.
Ermenistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Vahan Kostanyan Al-Monitor’a verdiği özel mülakatta şöyle konuştu: “Azerbaycan’ın üç amacı var: Dağlık Karabağ’ı etnik olarak temizlemek, bölgede büyük çaplı bir askeri gerilimi kışkırtmak ve son olarak Ermeni tarafını ilave bir kara koridoru vermeye zorlamak.”
İran’ı “önemli bir ortak” olarak niteleyen Kostanyan, “İran sınırı bizim için son derece mühim. Türkiye ve Azerbaycan’la sınırlarımız kapalı. Dolayısıyla İran ve Gürcistan dış dünyaya açılan yegâne kapılarımız” dedi.
Azerbaycan ise Ermenistan’ın uluslararası destek çağrılarının propagandadan ibaret olduğunu, Kızılhaç ve Rus barış gücünün Dağlık Karabağ’a gıda ve ilaç akışını sağladığını söylüyor.
AB 23 Ocak’ta Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası çerçevesinde Ermenistan’da bir misyon kuracağını açıkladı. Bu kapsamda, Azerbaycan sınırındaki ateşkeslerin uygulanmasını sağlamak üzere 100 kadar sivil gözlemci görevlendirilecek.
Aslen beyin cerrahı olan Mirhav otelinin İranlı Ermeni işletmecisi Schahen Zaytounchian, “Gözlemcilerin varlığı bana bir nebze güvenlik sağlıyor. Buraya ancak bir aptal saldırıda bulunabilir” diyor.
Ancak gözlemcilerin yetki alanı Dağlık Karabağ’a kadar uzanmıyor. Bunun için Azerbaycan’ın onayı lazım ve bu pek olası görünmüyor. AB’nin hamlesine sert tepki veren Rusya Dışişleri Bakanlığı, AB’nin ABD’yle işbirliği yaparak “ne pahasına olursa olsun bir köprübaşı tutmaya” çalıştığını söyledi.
AB’yi eleştirenlere göre temmuzda Azerbaycan’la yeni gaz anlaşması imzalayan AB, Bakü’yü iyice cesaretlendirdi ve şimdi bunu telafi etmeye çalışıyor. Anlaşmada, AB’nin Ukrayna bağlantılı yaptırımlar nedeniyle kaybettiği Rus gazını ikame etmek için Azerbaycan’dan aldığı gaz miktarı iki katına çıkarıldı.
Ermenistan’ın İran sınırındaki Meghri kasabasında Sovyet dönemindeki trenlere hizmet veren eski bir istasyon, 20 Ocak 2023 (Stepan Adamyan)
İran, arka bahçesine yeni yabancı aktörlerin eklemlenmesine her zaman direnmiştir. Ancak İran-AB ilişkileri hiç olmadığı kadar bozulmuş olsa da Azizi’ye göre “Avrupalıların orada olması Azerbaycan’ı dengeleyebilir ve bu da İran’ın menfaatine.”
Zangezur Koridoru’na dair planlarını gizlemeyen Aliyev, koridorun “tarihsel bir gereksinim” olduğunu ve “Ermenistan istese de istemese de mutlaka açılacağını” defalarca söyledi. İran ise sınırları değiştirmeye dönük herhangi bir teşebbüsü “kırmızı çizgi” ilan etti.
İkisi de Şii ağırlıklı olan İran ve Azerbaycan arasındaki gerilim Ermenistan bağlamı dışında da yükseliyor. 27 Ocak’ta Tahran’daki Azerbaycan Büyükelçiliği’ne giren silahlı bir kişi sefaretin güvenlik şefini öldürdü, iki korumayı yaraladı.
Aliyev yaptığı açıklamada “Bu terör eyleminin soruşturulmasını ve teröristlerin cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi. İranlı yetkililer ise İran vatandaşı olan saldırganın siyasi bir amaç gütmediğini ve eylemin bir “aile meselesinden” kaynaklandığını söylediler. Ancak Azerbaycan ikna olmadı ve kapsamlı bir soruşturma yapılana kadar büyükelçiliğini kapattığını, Tahran’daki tüm diplomatik personelini geri çektiğini açıkladı (Tebriz’deki Azerbaycan konsolosluğu açık kalacak). Saldırganın elinde tüfekle elçiliğe girdiği sırada kapıdaki İranlı güvenlik görevlisinin yerinde oturduğunu gösteren kamera görüntüleri Azerbaycan’da infial yarattı.
İsrail’in gözetleme karakolu
Bazı Azerbaycanlı yetkililere göre İran bu saldırıyı, Azerbaycan’ın 30 yıldır ilişki içinde olduğu İsrail’e geçtiğimiz günlerde ilk kez büyükelçi atamasına misilleme olarak düzenledi. Uluslararası Kriz Grubu’nun Güney Kafkasya analisti Zaur Shiriyev, Bakü’nün Dağlık Karabağ meselesinde Arap ülkelerinin desteğini korumak adına bugüne kadar İsrail’e büyükelçi atamaktan imtina ettiğini belirtti. Ancak Azerbaycan-İsrail ilişkileri uzun yıllardır gelişiyor.
Al-Monitor’a konuşan Erivanlı yorumcu Benyamin Poghosyan, “Azerbaycan İsrail’in bölgedeki ileri karakolu hâline geliyor. Bakü’de sürekli olarak bulunan İsrailli danışmanlar var” diyor.
İsrailli askeri yetkililerin varlığı sık sık söylenti konusu olsa da bunu kanıtlamak mümkün değil. Fakat İsrail’in başlıca petrol tedarikçilerinden biri olan Azerbaycan’ın İsrail’den büyük miktarlarda silah aldığı herkesin malumu. 2020 savaşı boyunca Azerbaycan’a silah taşıyan nakliye uçakları, açık istihbarat kaynaklarından tespit edilmişti. İsrail’in İran’ı gözetlemek için Azerbaycan’ı kullandığı da sır değil.
Bakü’yü yanına çekmeye çalışan Tahran, 2020 savaşının başlarında en azından söylem düzeyinde Azerbaycan’ı desteklemiş, onun bu kadar ilerlemesine Rusya’nın izin vereceğini hesap edememişti. Ermenistan da benzer bir hesap hatası yaparak 2020’de Tel Aviv’de elçilik açma kararı almış ama İsrail’in tümüyle Azerbaycan yanlısı tavrı değişmemişti.
Bakü’de bugün Tahran için çalışmakla suçlanan bazı medya kuruluşlarına baskınlar düzenlendi. “İran’ın casus ağında” yer almakla itham edilen yedi kişi gözaltına alındı.
Ermenistan’ın Kapan kentinde yeni açılan İran konsolosluğu, 28 Ocak 2023 (Amberin Zaman/Al-Monitor)
Öte yandan, İran Devrim Muhafızları 2021 yılından beri Azerbaycan sınırında büyük çaplı askeri tatbikatlar düzenliyor. Bunların sonuncusu ekim ayında gerçekleştirildi. “Güçlü İran” adındaki bu tatbikat, iki ülkeyi ayıran Aras Nehri’nin seyyar köprülerle geçilmesini içeriyordu.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir-Abdullahian 19 Ekim’de devlet ajansı IRNA’ya verdiği mülakatta şu ifadeyi kullandı: “İran Ermenistan’la olan bağlantı güzergâhının kapatılmasına izin vermeyecek. Bu amaç doğrultusunda İran İslam Cumhuriyeti söz konusu bölgede de savaş tatbikatı başlattı.”
Dini Lider Ayetullah Ali Hameney ise 3 Ekim’deki Twitter mesajında “Kim kardeşi için kuyu kazarsa o kuyuya kendisi düşer” diye uyarıda bulundu.
İran’ın Ermenistan büyükelçisi Abbas Bedehşan Zuhuri 20 Ocak’ta Syunik’in idari başkenti Kapan’da yeni kurulan İran konsolosluğunu ziyareti sırasında yerel basına “Ermenistan’ın güvenliği İran’ın güvenliğidir” şeklinde demeç verdi. Gri binaya çekilen dev İran bayrağıyla yakındaki dağlarda bulunan Azerbaycan askerlerine güç mesajı verilmek isteniyor.
İran’ın şahin tavrı Ermenistan’ı memnun ediyor. Dışişleri Bakan Yardımcısı Kostanyan Al-Monitor’a şöyle konuştu: “Azerbaycan geçtiğimiz eylül ayında Ermenistan’a saldırdığında daha büyük saldırıların planlandığı yönünde istihbaratımız vardı. İran’ın eylem ve açıklamaları durumun daha da kötüye gitmesini engellemekte etkili oldu.” Bir başka görüşe göre Bakü’yü caydıran ABD oldu.
İran sınırındaki küçük Meghri kasabasında restoran işleten Asya Sarkisyan 2020 savaşından bu yana işlerin kesat olduğunu söylüyor. Savaş tehdidi yeniden yükselirken Sarkisyan şöyle diyor: “Buradan gitmek istemiyorum ama çocuklarımı düşünmek zorundayım. Burada Meghri’de umudumuz İran. Ama onlar da tabii kendi menfaatlerine göre hareket edecek.”
Syunik’in İran’la güçlü kültürel ve tarihsel bağları var. Bunlar, bugünkü Ermenistan’ın büyük bölümünün Pers yönetiminde olduğu 16. yüzyılın başlarına kadar uzanıyor. 17. yüzyıla ait Meghri’deki Aziz Hovhannes Kilisesi’nde Pers minyatürünün incelikli tarzında yapılmış duvar resimleri de bunun izlerini taşıyor.
Erivan Devlet Üniversitesi Şarkiyat Fakültesi’nde İran bölümünün başkanı olan Vardan Voskanyan, “İran’dan pek çok şey aldık. Ermenistan adeta bir antik ortaçağ İran’ı müzesidir” diyor.
Al-Monitor’a konuşan Voskanyan şöyle devam ediyor: “Türkiye sınırı kapattığında bizi ekonomik olarak destekleyen tek ülke İran oldu. Batı’ya güven olmaz. Onlar ancak Ermenistan Rusya için yeni bir Ukrayna olduğu zaman, ancak İran karşıtı olduğu zaman bize yardım ederler.”
Ermenistan’ın İran sınırındaki Meghri kasabasında bulunan 17. yüzyıla ait Surp Hovhannes Kilisesi, Pers etkisinin izlerini taşıyor, 20 Ocak 2023 (Amberin Zaman/Al-Monitor)
Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın kasımdaki Tahran ziyaretinde İran’ın elektrik alımı karşılığında Ermenistan’a sattığı doğal gazı iki katına çıkaran anlaşma imzalandı.
İki komşu ülke arasındaki ticaret hacmi geçtiğimiz yıl yüzde 43 oranında arttı. İçki ve dünyevi hazlar peşinde olan İranlılar için Erivan popüler bir adres olmaya devam ediyor. Öyle ki geçtiğimiz günlerde Ermeni bir meslektaşımla Erivan merkezinde bir bodrum katında yer alan Manoto gece kulübüne gittiğimizde kapıdaki koruma “İçeride herkes Fars, kardeş” diyerek şaşkınlığını gizleyemedi. Hakikaten de mekânda çalan disko müziğinin arasında Farsça konuşmalar duyuluyor, farklı yaşlardaki sakallı erkekler yanıp sönen mor ışıkların altında kıvırtan dansçı kızlardan gözlerini alamıyorlardı.
Yalnız demokrat
Ermenistan’da uzun yıllar süren yolsuz ve baskıcı yönetime son veren 2018’deki Kadife Devrimi’nin lideri olan Paşinyan ihtiyatlı davranmak zorunda. Paşinyan Batı’nın desteğine muhtaç, özellikle de Washington’un. Kimliğinin saklı kalmasını isteyen üst düzey bir Ermeni yetkilinin dediği gibi, “ABD demokratik bir Ermenistan’ı koruma konusunda AB’ye göre daha istekli.”
Azerbaycan’ın eylüldeki saldırısından birkaç gün sonra ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi başkanlığındaki bir heyet Erivan’a gitmişti.
Paşinyan hırpalanan Ermeni ordusunu da acilen toparlamak zorunda. Rusya Ermenistan’ın başlıca silah tedarikçisi olarak bilinse de Erivan’ın parasını ödediği milyarlarca dolarlık silahı halen teslim etmiş değil. Söz konusu silahlar Ukrayna cephesine gönderilmiş olabilir. Ermenistan’a silah satan diğer tek ülke de Hindistan ki bunun ana sebebi, baş düşmanı Pakistan’ın Azerbaycan’a sarsılmaz destek vermesi. Askeri teçhizat için İran doğal bir kaynak sayılır ancak Tahran’ın böyle bir sevkiyat yaptığına dair en ufak bir işaret, üç milyonluk Ermenistan’ın Moskova’dan bağımsızlığını kazandığı 1991’den bu yana hiç olmadığı kadar zayıf düştüğü bir dönemde Batı yaptırımlarını tetikleyebilir.
Nitekim Kostanyan da İran’dan silah alımı sorulduğunda “Gündemimizde böyle bir şey yok” dedi.
Azerbaycan tarafı ise böyle bir itidal göstermiyor. O da İran gibi sınırda askeri tatbikatlar gerçekleştiriyor. Aralıkta Türkiye’yle beraber düzenlediği son tatbikat “Kardeş Yumruğu” adını taşıyordu.
Bakü’nün 2020’deki zaferine insansız hava araçları ve askeri danışmanlarla katkıda bulunan Ankara, Çin’e kadar uzanan bir güzergâhın önünü açacak olan Zangezur Koridoru’nu da destekliyor. Türkiye Orta Asya pazarlarına ulaşmak için şu an İran’a bağımlı ve Zangezur Koridoru bu bağımlılığı ortadan kaldıracak.
Rusya’nın Yukarı Karabağ için 9 Kasım 2020’de sağladığı ateşkes “bölgedeki tüm ekonomik ve ulaşım bağlantılarının açılacağını” söylüyor. Net bir dille ifade edilmeyen şartlara göre Ermenistan söz konusu güzergâhlardan engelsiz geçiş sağlayacak ve her şey Rus sınır muhafızlarının denetiminde olacak. Ancak Bakü, Syunik üzerinden geçecek bu hattı Ermenistan’ın gümrük kontrolü olmaksızın kullanmak istiyor. Ermenistan ise egemenliğini zedeleyeceği gerekçesiyle bunu kesinlikle reddediyor. Bu durumda Azerbaycan – muhtemelen Türkiye’nin desteğiyle – el yükseltip Nahçıvan’ı anakaraya bağlamak için Syunik’in bir parçasını yutabilir mi?
Bu soru, Goris’in hemen kuzeybatısında bulunan ve Eylül 2022’deki “iki gün savaşında” Azerbaycan roketlerinin vurduğu Akner köyünü de kara kara düşündürüyor. Roketlerden biri, mobilya satıcısı Edgar Salbuntz’un eşi Ramela ve ebeveynleri Arevik ve Kim’le yaşadığı evin çatısına isabet etmiş. Al-Monitor’a konuşan Salbuntz, “Tanrıya şükür ki roket düştüğünde komşulardaydık, yoksa hepimiz ölmüştük” diyor ve çekmeceli bir dolaptan Rus yapımı Grad roketinin parçası olduğunu söylediği bir nesne çıkarıyor.
Çok sayıda tarihi manastır ve bakır madeninin bulunduğu bu dağlık bölgedeki pek çok kişi gibi Salbuntz da Syunik’i “Ermenistan’ın omurgası” diye tanımlıyor. “Syunik giderse Ermenistan olmaz” diyor. Ardından düşünceye dalarak “Ama Azerbaycan’a kim mani olabilir ki?” diye soruyor. Kâğıt üzerinde bu sorunun cevabı Rusya ve Rus barış gücü.
Ermenistan’ın Goris kasabasının yakınında bulunan bir eve Azerbaycan güçleri tarafından 13 Eylül 2022’de atılan bir roketin parçası. Fotoğraf 19 Ocak 2023’te çekildi. (Amberin Zaman/Al-Monitor)
Ermenistan, altı eski Sovyet devletinin Rusya önderliğinde kurduğu Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nün (KGAÖ) üyesi. Üyelerden biri saldırıya uğrarsa diğerlerinin onun yardımına koşması gerekir. Ancak 2020 savaşının ilk günlerinde Ermeni güçleri büyük darbeler alırken Moskova hareketsiz kaldı ve Rusya’nın desteği konusunda şüpheler oluşmaya başladı. Moskova’nın geçtiğimiz eylülde Azerbaycan’a müdahale etmemesi de bu hissiyatı artırdı.
Uluslararası Kriz Grubu’nun kıdemli Güney Kafkasya analisti Olesya Vartanyan Al-Monitor’a yaptığı değerlendirmede “Ukrayna savaşından bu yana özgüveni daha da artan bir Azerbaycan görüyoruz. Rusya’nın frenleme ve caydırma rolü tamamen ortadan kalkmış durumda” dedi.
Türkiye hayal kırıklığı yarattı
Türkiye Ermenistan’la normalleşme arayışına girse de bu güç boşluğundan faydalanarak Azerbaycan’ın yanında duruyor. Paşinyan açısından Türkiye’yle barışmak Azerbaycan’ın yeni saldırılarının önüne geçmek demekti. Ancak şu ana dek her iki konuda eli boş kaldı.
Dört tur yüz yüze görüşmenin ardından Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişkiler halen kurulmuş değil. Yine de Ermeni tarafı, martta Antalya’da düzenlenecek diplomasi forumuna Ermeni Dışişleri Bakanı’nın kara sınırından geçerek katılmasına Türkiye’nin izin vereceği umudunu koruyor.
Türkiye-Ermenistan kara sınırı iki ülkenin vatandaşlarına halen kapalı. Geçtiğimiz yıl atılan ufak bir adımla başka ülkelerin vatandaşları kara sınırından geçebiliyor. İkinci bir adım, kargo uçuşlarının başlaması oldu. Ancak, bağımsız bir düşünce kuruluşu olan Erivan’daki Bölgesel Çalışmalar Merkezi’nin kurucu direktörü Richard Giragosian, “Kargo uçuşları saçmalık. Buna zaten talep yok” diyor.
Görüşmelere yakından vakıf olan Ermeni bir kaynak da şöyle konuştu: “Türkiye’yle yakınlaşmak hiçbir fayda sağlamadı. Türkiye Kafkasya’daki varlığını iyice pekiştirdi. Bu görüşmeler sayesinde daha da etkili bir oyuncu hâline geldi.” Kimliğinin saklı kalmasını isteyen kaynağa göre Türkiye, artan etkinliğini taraflar arasında gerilimi düşürmek için kullanmıyor, aksine “uç taleplerde bulunan Azerbaycan’ı teşvik ediyor”.
Ermenistan Ulusal Bilimler Akademisi’nde İran Çalışmaları Bölümü’nün başkanı olan Gohar İskandaryan da “Son iki yüzyılda üstünlük Rusya’daydı. Kafkasya’da şimdi Türkiye yükseliyor” yorumunda bulundu.
Benzer görüşte olan Erivanlı yorumcu Tigran Grigorian, “Savaş başladığından beri Rusya Türkiye ve Azerbaycan’a aşırı bağımlı hâle geldi” şeklinde konuştu.
Ancak gerçek durum çok daha bulanık görünüyor. Chatham House uzmanlarından Laurence Broers’in Al-Monitor’a değerlendirmesi şöyle: “Kafkasya’daki jeopolitik halen oturmuş değil. 2020’de Rusya ve Türkiye’nin Batılı güçleri dışlayarak ve Ermenistan-Azerbaycan barış sürecini bölgeselleştirerek Kafkasya’nın kaderini belirlediği görüntüsü vardı. Ancak felakete dönüşen Ukrayna işgaliyle Rusya’nın Güney Kafkasya’daki ‘güvenlik patronu’ konumu yerle bir oldu ve bu da Moskova ile İran arasında yeni bir stratejik yakınlığa neden oluyor.”
Ukrayna’da, gözden düşen Rus savaş makinası artan ölçüde İran yapımı insansız hava araçlarına bel bağlıyor. Türkiye’nin meşhur Bayraktarları ise Kiev’in savunmasında kritik rol oynadı. Rusya, İran ve Türkiye’nin Güney Kafkasya’daki hedefleri Suriye’de olduğu gibi hem rekabet eden hem de birbirini tamamlayan yönlere sahip.
Broers’in öngörüsü şöyle: “Bu güçler arasında oldukça dinamik bir durum görmeye devam edeceğiz diye düşünüyorum – tek bir hegemonun kontrol sağlayamadığı, adeta bir tür hiper kutupluluk.”
Dağ manzaraları ve tarihi kiliseleri ile gezginler için bir cennet olan Ermenistan’ın Syunik bölgesi, 19 Ocak 2023 (Amberin Zaman/Al-Monitor)
Rusya’dan beklenen yardım gelmiyor
Görünen o ki Rus barış gücünün Laçin Koridoru’nu kapatan Azerbaycanlı “protestocuları” engelleyememesi – ya da bazılarının dediği gibi Rusya’nın bu konuda isteksiz olması – Paşinyan için bardağı taşıran son damla oldu. 10 Ocak’ta Ermenistan’ın artık KGAÖ’nün yıllık barış koruma tatbikatına ev sahipliği yapmayacağını örgüte bildirdiğini duyuran Paşinyan, sitemini şöyle dile getirdi: “Tepkisiz kalmaları, Ermenistan’daki Rus askeri varlığının Ermenistan’ın güvenliğini temin etmediği, aksine Ermenistan’ın güvenliğine yönelik tehditler yarattığı anlamına geliyor.”
Gerçekten de Ermenistan’da üst düzey yetkililer dâhil pek çok kişi, Rusya’nın Aliyev’in Zangezur Koridoru planını desteklediğine inanıyor. Buna göre Rusya bu koridorla Türkiye’ye karadan direkt erişim sağlayacak ve Batı yaptırımlarını delmek için yeni imkânlar elde edecek.
Güzergâhın Rus barış gücü tarafından kontrol edilmesi ve bunların yanına Ermeni güçlerin de konuşlanması öngörülse de Ruslara güven olmayacağı görüşü hâkim. Rus karşıtlığı sıradan Ermeni yurttaşlar arasında da günbegün artıyor. Ocak ayı başında Türkiye sınırındaki Gümrü kentinde Rusya’ya ait 102. Üs’ün önünde düzenlenen Rusya karşıtı gösteride onlarca protestocu gözaltına alındı. Kalabalığın attığı sloganlar, Ermenistan’ın KGAÖ’den çıkması ve Rus güçlerinin gitmesi yönündeydi.
Uluslararası Kriz Grubu son raporunda şu tespitlerde bulunuyor: “Moskova, Bakü’yle veya müttefiki Ankara’yla arasını bozmak istemediğini ortaya koymuş durumda. Azerbaycan güçleri Ermenistan sınırları içinde kontrol ettikleri yüksek noktalardan aşağı doğru inerek daha fazla toprak ele geçirebilir ve böylece güney Ermenistan’ın ülkenin diğer kesimleriyle bağlantısını keserek Erivan’ı yeni tavizlere zorlayabilir. Görüşmelerin gidişatından hoşnutsuz kalması hâlinde Bakü’nün tam da böyle bir hamleyle şansını deneyebileceği kaygısı var.”
Yakın zamanda gerçekleştirdiğimiz Goris ziyaretinde Rus barış gücü askerlerinin üslerinin dışında sigara içtiğini ve açıkça sıkıldığını gözlemledik. Bazıları da zengin ürün çeşitleriyle dikkat çeken yerel süpermarkette rafları inceledikten sonra muz ve mandalina aldılar.
Ruslar için arma ve başka ufak tefek eşyalar yapan bir esnaf şöyle konuştu: “‘Bize yardım etmek için neden hiçbir şey yapmıyorsunuz?’ diye sorduğumuzda boş boş bakıyorlar ya da buraya askerlik yapmaya gönderildiklerini ve ne yapmaları gerektiğini bilmediklerini söylüyorlar.” İsmini vermek istemeyen esnaf, “Şuna bak” diyerek Rus bayrağının renklerinde ve üzerine Ukrayna savaşına desteğin simgesi olan kocaman bir Z harfinin işlendiği bir beysbol şapkası gösterdi.
Akner’de Salbuntz’un evinin onarılmasına yardım eden inşaat işçisi Gevorg Mirzoyan da Rusya’ya artık güven duyulamayacağını düşünüyor ve “Bence İran iyi bir müttefik” diyor. İran’la Azerbaycan arasındaki derinleşen anlaşmazlıklar Syunik’teki bu hissiyatı güçlendiriyor.
Ermenistan’ın Goris kasabasının yerlileri, bölgede görev yapan Rus güçleri için armalar ve diğer bazı ufak tefek eşyalar üretiyor, 20 Ocak 2023 (Amberin Zaman/Al-Monitor)
Aliyev daha da ileri giderek etnik kartı da oynamaya başladı. İran’da nüfusun yüzde 15-20’sini oluşturan büyük bir Azeri azınlık var. Aliyev 25 Kasım’daki konuşmasında şu ifadeleri kullandı: "Onlardan korkmadığımızı göstermek için İran sınırında askeri tatbikat yaptık. Azerbaycan’ın ve dünyadaki tüm Azerbaycanlıların laik yaşam tarzını korumak için elimizden geleni yapacağız. Buna İran’daki Azerbaycanlılar da dâhildir. Onlar da milletimizin parçasıdır.”
Aliyev şöyle devam etti: “İran’da Ermenice eğitim veren okullar var ama Azerbaycan dilinde eğitim verenler yok. Bu nasıl olabilir? Bunun iç işlerine karışmak olduğunu söyleyen varsa, bunu kesinlikle reddediyoruz. Azerbaycan’ın dış politikası apaçık ortada. Biz hiçbir devletin iç işlerine karışmadık, karışmayız.”
Bu açıklamalar önemli bir değişime işaret ediyor. Bölgeyi yakından izleyen eski BBC Kafkasya editörü Firdevs Robinson’un Al-Monitor’a değerlendirmesi şöyle: “Azerbaycanlı milliyetçilerin İran’daki Azerbaycanlı azınlıkla dayanışma duyguları ve Ermenistan’ın yanında duran İran’a duydukları düşmanlık yeni değil. Asıl dikkat çekici olan, Bakü’den son aylarda giderek artan hasmane bir söylemin gelmesi.”
SWP uzmanı Azizi’ye göre Azerbaycan’ın İran’da ayrılıkçılığı kışkırtma çabaları fazla etkili olmaz: “İran’da son dönemde yaşanan gösterilerde etnik faktör oldukça önemsizdi. Ayrıca, İranlı Azerilerin bir otoriter rejimden ayrılıp bir diğerine katılmak istemesi hiç olası değil.”
Meghri ile Goris arasında yol kenarına park eden birkaç İranlı Azeri kamyon sürücüsüyle yaptığımız mülakatlar Azizi’nin haklı olabileceğine işaret ediyor.
İran’dan Ermenistan’a 15 yıldır petrol taşıyan Hüseyin İsmaili şöyle konuştu: “Evet, Azerbaycan bize kültürümüzü, haklarımızı savunmamız gerektiğini söylüyor. Bunları Azerbaycan ve Türkiye televizyonlarından duyuyoruz. Özgür olmamız gerektiğini söylüyorlar. Bizim yeterince özgürlüğümüz var. İran iyidir. İran güzeldir. Ben ‘Hayır, teşekkürler’ diyorum.”
Ancak İran’daki Azeri nüfusun sınırın diğer tarafındaki soydaşlarıyla silahlı bir çatışmaya tepki vereceği muhakkak.
Azizi’ye göre “Tahran’ın sahip olduğu ve üzerinde çalıştığı tek gerçek seçenek, Azerbaycan’a karşı Ermenistan’ı destekleme şeklindeki geleneksel politikasına dönüş yapmak. İran’ın Ermenistan’a insansız hava araçları ve benzer ekipmanlar verme olasılığını dahi dışlayamıyorum.”
Erivan’da, İran uzmanı İskandaryan, İran’ın böyle bir adım atmasından memnun olacağını söylüyor ve ekliyor: “Ulus olarak yok olmak ile Amerika’nın yaptırımlarına maruz kalmak arasında seçim yapacaksak ben ikincisini tercih ederim.”