Ekim ayı başında Türkiye’nin ABD ile tartışmalı bir konsensüs içinde Suriye sınırını geçerek başlattığı askeri harekâtın gerekçelerinden biri, “Türkiye’deki 3,7 milyon sığınmacının önemli bir kısmına, oluşturulacak güvenlikli bölgede yerleşim yeri açmak” idi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan sık sık sığınmacılar için Türkiye’nin bugüne kadar 40 milyar dolar harcadığını, Batı’nın ise neredeyse hiç katkıda bulunmadığını ifade ediyor. Gerçekten 40 milyar dolar harcandı mı? Sığınmacılar bu gelirle mi ayakta duruyorlar yoksa çok zor koşullarda Türkiye’de çalışarak mı hayatlarını idame ettiriyorlar? İddia edilen 40 milyar dolar kayıtlarda net görünmüyor. Sadece resmen açıklanan yıllara yayılmış bazı harcamalar var ama toplamı 40 milyar doların çok altında. Bu muğlaklık, anayasal denetim kuruluşu Sayıştay raporlarına da yansımış durumda.
Suriye’de 2011’de başlayan iç savaşta yaklaşık nüfusun dörtte biri, 5 milyon Suriyeli, kurtuluşu komşu ülkelere sığınmakta buldu. Türkiye, Suriye krizi mağdurları için “açık kapı politikası” uyguladı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonunda savaştan kaçan Suriyeli sığınmacılara “geçici koruma” statüsü sağladı, çeşitli yardımlarla destek verdi, uluslararası yardımları koordine etti.
İçişleri Bakanlığı’nın Eylül 2019 açıklamasına göre geçici koruma altında kayıtlı bulunan Suriyeli sayısı 3 milyon 667 bin, ülkesine geri dönen Suriyelilerin sayısı ise 360 bin dolayında.
Suriyeli sığınmacılar konusunda Erdoğan, 19 Şubat 2019’da Budapeşte Süreci 6. Bakanlar Konferansı açılış yemeğindeki konuşmasında “Sığınmacılar için kendi milli imkânlarımızla harcadığımız rakam, BM kriterlerine göre şu an itibarıyla 37 milyar doları aştı” diyordu. “Barış Pınarı” operasyonundan sonra ise bu tutar artık 40 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Erdoğan 10 Ekim’de bir toplantıda özellikle Avrupa Birliği’ni eleştirerek şöyle konuştu: "Ey Avrupa Birliği, bizim ordumuzu işgalci olarak nitelerseniz kapıları açarız 3.6 milyon mülteciyi size yollarız. Şimdi kalkmış para hesabı yapıyorlar. Siz daha önce söz verdiğiniz parayı verdiniz mi ki? Bugüne kadar 40 milyar dolar harcadık yine harcarız ama kapıları da açarız."
Erdoğan’ın telaffuz ettiği 40 milyar dolarlık harcama hesabının nasıl yapıldığı bilinmiyor. Başta bütçe ve yıllık programlarda bu tutara yaklaşan bir veriye rastlanmıyor. Muhalefet partileri, Suriyeli sığınmacılar için yapıldığı ifade edilen yardımların abartılı olduğunu, sığınmacıların önemli bir kısmının yaşamını ucuz işgücü olarak kendilerinin kazandığını ifade ediyorlar. Örneğin iki yıl önce harcamalar 30 milyar dolar olarak ifade edildiğinde, ana muhalefet partisi CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu şöyle konuşmuştu: “Bu para nereye harcandı şu ana kadar öğrenmiş değiliz. Bakkal bile defter tutarken gelirini giderini yazar. Kimse bilmiyor, adım gibi biliyorum Erdoğan da Yıldırım da bilmiyor.”
Suriyeliler için yapıldığı söylenen harcamalarda kayıt sorunu olduğu, kamu kuruluşlarının hesaplarını denetleyen anayasal kuruluş Sayıştay’ın raporlarına da yansıdı. O dönemde Başbakanlığa bağlı olan AFAD’ın 2016 yılı hesaplarını denetleyen Sayıştay, “Ulusal ve uluslararası insani yardımlar kapsamında başlatılan kampanyalar ile toplanan nakdi bağışların harcamalarının muhasebeleştirilmediğini” belirtti. Hazırlanan raporda, “Ulusal ve uluslararası insani yardım harcamalarına ilişkin yönetim ve denetim yetkilileriyle kamuoyuna gerekli bilgilerin sağlanması amacıyla muhasebe sisteminin kurulması gerektiği değerlendirilmektedir” önerisinde bulunuldu.
Suriyeli sığınmacılara harcanan meblağ, hamasi konuşmalarda yer alanların dışında resmi belgelerde var mı, ne kadar? Cumhurbaşkanlığı 2019 Yılı Programı’nda şu bilgiler var: “Türkiye’nin 2016 yılında 5,9 milyar ABD Doları olarak gerçekleşen RKY (Resmi Kalkınma Yardımı M.S.) niteliğindeki insani yardım tutarı 2017 yılında 7,3 milyar ABD Doları seviyesine ulaşmıştır. 2017 yılında ülkemizdeki Suriyelilere yönelik olarak gerçekleştirilen toplam insani yardım tutarı ise 7,2 milyar ABD Dolarıdır.”
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı’nın (TİKA) Türkiye Kalkınma Programı Yardımları 2017 raporundaki verilere göre ise 2013-2017 arasında Suriye ağırlıklı olarak gerçekleştirilen RKY tutarı 21 milyar dolara yaklaşmış görünüyor.
Bu beş yılda 21 milyar dolar olarak açıklanan yardımın yüzde 80’i Suriyeliler için yapılmış olsa, yaklaşık 17 milyar dolar ve her yıl başına 3,4 milyar dolar ediyor. 2018 ve 2019 yılları için aynı miktar harcama yapıldığı kabul edilip toplama eklense, 2013-2019 toplamı 24 milyar doların biraz altında kalıyor. Bu tahmini tutar, 40 milyar dolar harcama iddiasından 16 milyar dolar eksik.
Öte yandan sığınmacı Suriyeliler için 2016 ve 2017 dönemi için insani yardım, eğitim, sağlık ve işgücü piyasası alanlarında Avrupa Birliği 3 milyar Avro destek sağlamayı taahhüt etmişti. Bu bağlamda 3 milyar Avro 72 proje kapsamında sözleşmeye bağlanmış, bunun 1,94 milyar Avrosu uygulayıcı kurumların hesaplarına aktarılmıştı. Söz konusu anlaşmanın ikinci fazı için öngörülen 2018-2019 yılları için beş proje sözleşmeye bağlanarak 450 milyon Avro taahhüt altına alınmıştı.
Son verilere göre sayıları 3,7 milyona yaklaşan Suriyeli sığınmacılardan sadece 145 bin kadarı 25 “barınma merkezinde” yaşarken neredeyse 3,5 milyonu Türkiye’nin değişik il merkezlerinde yaşamlarını kazanarak tutunmaya çalışıyorlar.
Aldıkları yardımlardan çok, Suriyeliler iş kurarak, işgücü satarak hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Bu konuda Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun yazılı soru önergesini yanıtlarken önemli bilgiler ortaya çıktı. Bakan Pekcan, 26 Şubat 2019 tarihi itibarıyla en az bir ortağı Suriye uyruklu olan şirket sayısının 15 bin 159 olduğunu söyledi. Bakan Pekcan söz konusu şirketlerin en fazla İstanbul, Gaziantep, Mersin, Hatay ve Bursa'da, toptan ve perakende ticaret alanında faaliyet gösterdiğini bildirdi.
Bakan Pekcan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın verilerine göre ise Suriye uyruklu firmalarda 10 bin 46 Suriyeli işçinin istihdam edildiğini belirtti. Pekcan, "Ayrıca 31 Mart 2019 tarihi itibarıyla ülkemizde geçerli çalışma izni bulunan yabancı sayısı 96 bin 972 olup, bunlardan 31 bin 185'i Suriye uyrukludur” dedi.
Bakanın belirttiği 31 bin dolayında çalışma izni olan Suriyeli işçiler, kayıt dışı çalışanların yanında çok küçük bir sayı. Kayıt dışı istihdamla çok düşük ücretlerle hayatlarını kazanmaya çalışan Suriyeli çalışan sayısının yüz binlerle ifade edilebileceği öne sürülmektedir.