Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de 2020 pandemi yılından sonra 2021’de de turizm sektörünün kolay kolay belini doğrultamayacağı korkusu hakim duruma geliyor.
Türkiye, pandemi öncesi yaklaşık 30 milyar dolar seyahat geliri ile iyi bir yıl geçirmişti. Pandemi yılı 2020’de gelir 10 milyar dolara düştü. Hava yolculuğundan elde edilen gelirler ise pandemi yılında 3,5 milyar dolara inerek 8 milyar dolar kayıp yaşadı. Bu sayılar, turizm sektörü için dehşetli bir küçülme demek. Sektör, hükümetten dişe dokunur bir destek alamadan yılı kapadı ve umudunu 2021'e bağladı. Ancak hem pandemide izlenen yanlış politikaların sonucu yaşanan başarısız sonuçlar hem de Türkiye'ye turist gönderen ülkelerin ihtiyatlı duruşları 2021 için umutlu olmayı zorlaştırıyor.
Pandemi öncesinde Türkiye’ye en çok turist gönderen üç ülke ve kişi başı harcamada yine ayrışan üç ülke Almanya, İngiltere ve Rusya sektör için özel önem oluşturuyor. 2019’da gelen yabancıların üçte birini oluşturan bu ülkelerin sektörün ayağa kalkmasında yine özel önemleri var. Ancak Almanya ve İngiltere’nin Türkiye’de kaydedilen son vaka yükselişleriyle beraber seyahat kısıtlamalarını gevşetmeleri çok mümkün görünmüyor.
Türkiye’ye en çok turist gönderen Rusya ise uçuşları 1 Haziran’a kadar durdurdu. Türkiye’nin Ukrayna’ya yakın duruşunun bu kararda etkili olduğu belirtilirken, kararın değişmesi Rusya ile dış politikada yaşanacak gelişmelere bağlı görünüyor.
Dünya turizm endüstrisi tarihinin en ağır döneminden geçiyor ve pandemi öncesine, yani 2019 şartlarına dönmenin birkaç yılı alacağı karamsarlığı sektöre hakim. Kısa adı UNWTO olan Dünya Turizm Örgütü’nün tahminlerine göre 2020'de dünya turizm trafiği yüzde 74'lük düşüş gösterdi ve bu karanlık tablo ile en derin krizini yaşıyor. Oysa 2019’de turizm endüstrisi yüzde 4 büyüme ile parlak bir yıl geçirmiş, seyahat sayısı 1,5 milyarı bulmuştu. Dünya turizminin 2020 beklentileri de yüzde 3-4 arası büyüme doğrultusundaydı.
COVID-19 salgınının baş göstermesi ile birlikte yaygın kısıtlamalar ve talebin büyük ölçüde düşmesi sonucu uluslararası seyahatler 2020’de bir önceki yılın dörtte birine geriledi. UNWTO’ya göre uluslararası seyahatlerdeki düşüş, gelirlerde tahmini 1,3 trilyon USD kayba yol açtı. Bu, henüz bir yıllık fatura ve tek başına 2009 küresel ekonomik kriz sırasındaki kaybın 11 katından fazla.
Pandemi nedeniyle dünya turizminin kaybı, bir yıllık faturadan ibaret kalsa herkes şükredecek ama öyle değil. Beklentiler, olumsuzluğun 2021, hatta 2022’de de süreceği yönünde. UNWTO Uzmanlar Paneli anketine katılanların ancak yarıya yakını (yüzde 45) 2020’ye göre 2021 için daha iyi beklentiler öngörürken, yüzde 25’i 2020 benzeri olumsuz bir performans bekliyor. Turizm deneklerinin yüzde 30’u ise sonuçlarda kötüleşme öngörüyor.
Uzmanlar, açık hava ve doğa temelli turizm faaliyetlerine yönelik talebin kıpırdadığını gözlerken iç turizm ve “yavaş seyahat” deneyimlerinin ilgiyi artıracağını öngörüyor. Turizmin bazı kanaat önderleri ise salgın öncesi seviyelere 2023’ten önce geri dönüş olamayacağı görüşünde. Aslında, UNWTO anketine katılanlara sorulan “Pandemi öncesine dönüş ne zaman mümkün?” sorusuna verilen yanıtta deneklerin yüzde 43’ü 2023'ü işaret ederken yüzde 41’i 2024 veya sonrası şeklinde yanıt verdi.
Özetle, uluslararası turizmin 2019 seviyelerine dönmesinin iki buçuk ilâ dört yıl arası bir süreyi alabileceği öngörülüyor. COVID-19 aşısının yaygın biçimde uygulanmasının tüketici güvenini yeniden kazanmaya yardımcı olması, seyahat kısıtlamalarını kolaylaştırmaya katkıda bulunması ve önümüzdeki yıl boyunca seyahati ağır ağır normalleştirmesi umuluyor.
Pandemi öncesinde, yani 2019’da turizm gelirleri 30 milyar dolara ulaşan Türkiye açısından turizmde bir an önce eskiye dönüş yaşamsal önemde. Sektör, ileri-geri bağlantıları, yani gıdadan tekstile, ulaştırmadan hediyelik eşya vb. sektörlerle ilişkisi ile birlikte düşünüldüğünde Türkiye ekonomisi için önemi tahminlerden de öte. Sadece 2020 yılında gelirlerin 3’ten 1’e düşmesi, her şeyden önce döviz açığında, yani cari açığın yıllık 37 milyar doları bulmasında önemli bir yer tuttu.
Benzer bir kaybın 2021’de de yaşanması ihtimali uykuları kaçırtıyor. Ne var ki 2021’in turizm için yeniden bir kayıp yıl olması muhtemel görünüyor. 2020’de gerçekleşen 10 milyar dolarlık gelirin 2021’de bir kat artırılması, hiç olmasa 20 milyar dolara çıkarılması hedeflense de bunun gerçekleşmesi zor görünüyor.
Her şeyden önce Türkiye’de COVID-19 vaka sayılarının sezona giriş yapılırken hızla artmış olması endişe verici. AKP rejiminin şeffaf olmayan pandemi yönetiminin sonuçları ürkütücü ve yeni kapanmaları, seyahat kısıtlamalarını zorunlu kılıyor. Bu başarısız pandemi yönetimi bekleneceği gibi Türkiye’ye turist göndermesi beklenen ülkeleri “bekle-gör” pozisyonuna geçiriyor. Bunun yanı sıra Türkiye’nin omurgasız dış politika duruşları özellikle Rusya’dan turist girişinde sorun yaratacağa benziyor.
Avrupalıların, özellikle de en çok turist gönderen iki ülke Almanya ve İngiltere’nin, vaka sayısının ve ölümlerin tırmanış halinde olduğu nisan ortalarında Türkiye’ye seyahatleri daha çok kısıtlamalarına muhakkak gözüyle bakılıyor.
Aynı çekinceyi Rusya’dan görmek de sürpriz olmayacak. Türkiye’ye en çok turist gönderen Rusya Türkiye’ye uçuşları 1 Haziran’a kadar durdurdu. Görünür gerekçe, Türkiye'deki vaka sayısının çok artmış olması. Ama Türkiye'nin çatışmanın eşiğine gelen Rusya ve Ukrayna arasında taraf görünmesi ve Ukrayna'nın yanında yer alması, Rusya’yı kızdırmış durumda ve seyahat kartı kullanılıyor.
Rusya her ne kadar uçuşları 1 Haziran’a kadar durdurduğunu açıklasa da ümit edilen, bu kararını gözden geçirilmesi. Rusya tarafında da bu yasağa karşı çıkan geniş bir kitle olduğu belirtiliyor. Turizm planları yapan Rus vatandaşları ve bu organizasyonları gerçekleştiren girişimciler ve tur operatörleri, uçuşların başlamasından yana. Türkiye turizm sektörü için, özellikle de 2020’de en ağır hasarı yaşayan “turizmin başkenti” Antalya için umut, bu baskının sonuç vermesinde.
Turizmde 2021 de büyük kayıpla kapanırsa hem Türkiye’nin 2021 döviz ihtiyacı daha da artacak hem de turistik işletmeler çok daha zora girecek. Turizmde ücretli çalışanların, bu tesislere her tür mal ve hizmet satanların tahammül güçleri iyice azalmış durumda. Turistik işletmelerden alacağı olan ama bu alacaklarının takibi ertelenmiş olan bankaların geri dönmemiş kredileri daha büyük sorun olacak. Kredi borçları yeniden erteleme yoluna gidilmezse işletmeleri tümden sıkıntıya sokacak. Öte tarafta, yeni bir erteleme olursa bu defa bankacılık sistemi zorlanabilecek.
Hükümetin ise atabilecek bir can simidi maalesef ortalıkta yok.