İsrail ile Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin ısınması iki ülkenin ekonomik ilişkilerine de yansıyacak.
2010’daki Mavi Marmara olayının ardından ilişkilere gerilim hâkim oldu ancak bu 10 yıllık dönemde bile ekonomik ilişkiler minimal zarar gördü ve ikili ticarette sadece kısmi gerilemeler oldu. Örneğin Türkiye’nin İsrail’e ihracatı 2011 yılında 2.3 milyar dolar, 2015’te 2.6 milyar dolar, 2020’de 4.6 milyar dolar olarak gerçekleşti. İsrail’den Türkiye’ye ise 2011 yılında 2 milyar dolar, 2015’te 1.6 milyar dolar, 2020’de de 1.5 milyar dolar tutarında ihracat yapıldı.
Gerilimden en büyük darbeyi İsrail’den Türkiye’ye turist akışı aldı. Diğer sektörlerde ise ticaret büyümese de az çok aynı tempoda devam etti. İlişkiler şimdi yeniden ısınırken ikili ticaretin önemli ivme kazanması bekleniyor.
Son istatistikler İsrail’in Türkiye’nin başlıca 10 ticaret ortağı arasında yer aldığını gösteriyor. Türkiye Ticaret Bakanlığı verilerine göre 2021 yılının ilk yedi ayında 3.3 milyar dolar olan ikili ticaret hacmi, bu yılın aynı döneminde yaklaşık 4.2 milyar dolara ulaştı.
İsrail-Türkiye Ticaret Odası Başkanı Gad Shushan Al-Monitor’a yaptığı açıklamada 2021’de 7 milyar doların biraz altında kalan ikili ticaretin bu yıl 8 milyar dolar civarına ulaşmasının beklendiğini belirtti. Shushan şöyle konuştu: “Büyük bir patlama olmadı ama istikrarlı bir artış yaşandı. Ancak şimdi ilişkilerin ısınmasıyla yeni ticaret kollarının resme dâhil olmasını ve 2023’teki artışın çok daha çarpıcı olmasını bekliyorum.”
Ticaretteki mevcut denge Türkiye lehine. Türkiye’den İsrail’e ihracat ikili ticaretin yüzde 80’ini teşkil ediyor. Bunun büyük bölümünü, Türkiye’deki Renault, Toyota ve Volkswagen fabrikalarında üretilen otomobiller, çok büyük miktarda inşaat çimentosu ve demir ve cam gibi hammaddeler oluşturuyor. Buna karşılık İsrail Türkiye’ye taze meyve sebze, damla sulama ve sera malzemeleri gibi tarımsal ekipmanlar, petrol ürünleri ve yenilenebilir enerji üretiminde kullanılan teçhizat ihraç ediyor.
İki devlet arasında husumetle geçen bunca yıla rağmen ikili ticaret nasıl oldu da zarar görmedi?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın akıllı biri olduğunu ve Türkiye’den İsrail’e ihracatın etkilenmemesi yönünde stratejik karar aldığını belirten Shushan şöyle devam etti: “Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında sekizinci sıradayız. Dahası, Türk halkı genel olarak İsrail karşıtı değil. Mavi Marmara krizinin zirve yaptığı dönemde bile İsrailli olduğumu gizlemeden Türkiye’nin her yerine gittim ve hep sıcak karşılandım.”
Mavi Marmara krizi, Filistin yanlısı aktivistlerin Gazze’ye uygulanan ablukayı kırmaya çalışması ve gemiye baskın düzenleyen İsrailli güçlerin dokuz Türk aktivisti öldürmesi üzerine patlak vermiş, iki ülke büyükelçilerini geri çağırmıştı. İsrail 2016 yılında kurbanların ailelerine tazminat ödemeyi kabul etti. Fakat ilişkiler soğuk seyretmeye devam etti ve ancak bu yıl iyileşmeye başladı. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog mart ayında Ankara’ya giderek Erdoğan’la görüştü ve süreç tarafların karşılıklı olarak büyükelçi atama kararıyla sonuçlandı.
Bu yumuşama süreci geçtiğimiz haziran ayında bir güvenlik testinden de geçti. Mossad, İran’ın Türkiye’de İsrailli turistleri hedef almayı planladığı konusunda Türk makamlarını uyardı ve yakın işbirliği sonucu teröristlerin çoğu yakalandı.
Shushan ve İsrail Ekonomi Bakanlığı’ndaki yöneticilerin beklentisi, ilişkilerdeki yumuşamanın ticaret alanında ve özellikle İsrail’in Türkiye’ye ihracatında çarpıcı bir artışa yol açacağı yönünde.
Shushan şöyle konuştu: “Diplomatik ilişkilerin ısınmasıyla önümüzdeki sene İsrail’in Türkiye’ye ihracatında, topraktan daha çok verim alınmasını sağlayan akıllı tarım teknolojileri gibi onların ihtiyaç duyduğu ürünler başta olmak üzere çok büyük bir artış bekliyoruz. Bunların arasında mahsul kontrolünde kullanılan planörler, genetik olarak işlenmiş tarımsal ürünler, arıların yerine polinasyon yapan robotlar gibi en gelişkin tarım teknolojileri olacak.”
Shushan, Türkiye’de çok sevilen bir gıda maddesi olan ve normalde tropikal bölgelerde yetişen vanilyanın üretimine yönelik özel sera ihracatını da gündeme getirdi. Bir İsrail firmasının ürettiği ve bakımını yaptığı seralar hâlihazırda Türkiye’de kuruluyor ve sayılarının önemli oranda artması bekleniyor. Bir başka önemli alan da su arıtma. Türkiye’nin çoğu bölgesinde su kıtlığı söz konusu değil ancak içme suyunun ıslahı ve kanalizasyon suyunun arıtılıp tarımda kullanımı yetersiz.
Erdoğan, Akdeniz’in bir başka önemli ülkesi Mısır’la da ilişkileri düzeltmeye çalışıyor. Bu çabaların özünde Doğu Akdeniz’deki geniş doğalgaz kaynakları ve bunların, Rus gazına bağımlılığından kurtulmak isteyen Avrupa’ya ulaştırılması yatıyor. İsrail hâlihazırda Avrupa Birliği’ne Mısır üzerinden gaz satmak için bir anlaşma imzalamış durumda. Bir diğer olasılık, İsrail kıyılarındaki gaz yataklarından Türkiye kıyısına kadar boru hattı döşenmesi ve gazın buradan mevcut boru hatları üzerinden Avrupa’ya taşınması.
Bir diğer önemli alan turizm. İsrail hükümeti 4 Eylül’de İsrailli hava yolu şirketlerinin Türkiye’ye sefer düzenlemesini sağlayan anlaşmayı onayladı. Temmuzda imzalanan bu anlaşmayla iki ülke arasında yolcu sayısının önemli ölçüde artması bekleniyor.
İsrailli şirketler yıllardır Türkiye’ye uçmuyordu. Seferlerin çoğu 2007 yılında kesilmişti. Türk Hava Yolları ise İsrail ile İstanbul arasında günde en az 10 sefer yapmaya devam etti, Pegasus gibi başka Türk şirketleri de bu durumdan faydalandı.
Anlaşmayı imzalayan İsrail Ulaştırma Bakanı Merav Michaeli, durumu daha dengeli bir hâle getirmeyi, Türkiye’ye ve oradan dünyanın farklı köşelerine uçan İsrail vatandaşlarının artan talebini karşılamayı amaçladıklarını belirtti. Bakan, “Havacılıkta bölgedeki diğer ülkelerle ilişkilerimiz, İsrail ekonomisini geliştirmek ve İsrail’in bölgedeki direncini korumak için stratejik bir araçtır” ifadesini kullandı.
Bu sözün başka alanlar için de geçerli olduğu muhakkak.