Ana içeriğe atla

İran ve Türkiye arasında su gerilimi krizlerin anası mı?

Dicle ve Aras nehirleri üzerindeki barajlar Türkiye-İran ilişkilerini alttan alta kızıştıran temel faktör olarak öne çıkıyor. 
Recreational boats along the shore of the salt lake of Urmia and Shahid Kalantari causeway crossing it in Iran.

Son zamanlarda Irak’ta hükümetin oluşumu ve Şengal’in kontrolü konusunda birbirine ters düşen İran ve Türkiye arasında bir de su krizi patlak verdi. Türkiye’nin Aras ve Dicle nehirleri üzerinde yürüttüğü baraj çalışmalarından rahatsız olan İran, diplomatik kanallardan ilettiği tepkisini ithamlar eşliğinde ileriye taşıdı. 

Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan 10 Mayıs’ta meclisteki özel oturumda Aras ve Dicle üzerindeki baraj çalışmalarına karşı olduklarını belirtip Türkiye’yi İran ve Irak’a zarar vermekle suçladı. Baraj inşaatlarının çevre koşullarını bozacağını, bölge halkı için sorun yaratacağını ve İran’a girecek suyu azaltacağını savunan Abdullahiyan, “Türkiye, 1997 New York Sözleşmesi'ne taraf olsaydı dava açabilirdik. Fakat Türkiye o sözleşmeye taraf olmadığı için diyalog ve ikili müzakereler yoluyla sorunu çözmek zorundayız” dedi. 

İranlı bakan, “Türkiye gibi ülkelerin uluslararası mekanizmaların eksikliğini hem İran hem de Irak’ta çevresel koşulları değiştirmek için kullanmasına izin vermemeliyiz” diye ekledi. 

Konuyu son sekiz ayda Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile New York ve Tahran’daki görüşmelerde ele aldığını, bir kez de telefonda konuştuğunu anlatan Abdullahiyan’a göre dört ay önce iki ülke arasında ortak su komitesinin kurulması önerildi. Üç ay önce İran’dan Dışişleri ve Enerji Bakanlıklarından bir heyet Türkiye’de temaslarda bulundu. Türk tarafından da bir heyet Tahran’a gidecek.

İran Meclis Başkanı Muhammed Bakır Halibaf da meseleyi ulusal güvenlik perspektifinden ele aldıklarını söyledi.

Tahran’a göre Dicle üzerindeki Ilısu Barajı sadece Irak değil İran için de çevresel felaket riski taşıyor. Türkiye’nin verilerine göre Kurna’da Fırat ile birleşerek Şatt’ül Arab’ı oluşturan Dicle’nin sularının yüzde 51’i Irak, yüzde 40’ı Türkiye ve yüzde 9’u İran’dan kaynaklanıyor. 

İranlı yetkililer, Dicle ve Fırat suyunu kesip kuraklığa yol açtığı gerekçesiyle toz ve kum fırtınalarından da Türkiye’yi sorumlu tutuyor. 

Ankara Irak, İran ve Suriye’nin su konusundaki suçlamaları karşısında şerbetli. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç iklim değişikliğine bağlı arazi tahribatı, ormansızlaşma, çölleşme ve kuraklığın etkisiyle artan toz ve kum fırtınalarının asıl kaynağının Afrika ve Orta Doğu olduğunu belirtip “İddialar bilimsellikten uzak" yanıtını verdi. Bilgiç sınır aşan sular konusunda da Türkiye’nin akılcı ve bilimsel her türlü işbirliğine açık olduğunu vurguladı. 

Türkiye’nin eski Bağdat Büyükelçisi Fatih Yıldız ise “İran’ın, sınır aşan sular bağlamındaki uygulamalarının Irak’ta yol açtığı sonuçları müşahede etmiş biri olarak son derece ironik buldum bu açıklamayı” diye tweet attı. 

Aras nehri üzerinde enerji amaçlı Sefaköy Barajı faaliyette. Söylemez Barajı’nın yapımı sürerken inşaatı tamamlanan Karakurt Barajı su tutma aşamasında. Aras’ın yan kolu Acı Çay üzerinde Ünlendi Barajı yapılıyor. Yetkililer Ünlendi rezervinin yüzde 25'inin içme suyu, yüzde 75'inin sulamada kullanılacağını açıklamıştı

Beri tarafta İran’ın Aras üzerinde Ermenistan ve Azerbaycan’la ortak barajları bulunuyor. 

Türkiye’nin ilgili kurumları, İran’daki su sıkıntısını Tahran’ın kötü ve verimsiz su yönetimine, Türkiye’ye yönelik suçlamaları da İran kamuoyundan gelen tepkileri geçiştirme çabasına bağlıyor. Türk tarafı Dicle ve Aras üzerindeki barajlar sayesinde kurak dönemlerde nehirlerdeki normal akışın üzerinde su bırakıldığını belirtiyor. Yine Türk tarafı suçlayıcı yaklaşımların iki ülke arasındaki işbirliği potansiyelini baltaladığını vurguluyor. Irak ve Türkiye arasında 2017’de su kalitesi, sınırda ortak barajlar, ölçüm, eğitim, çölleşme, kum ve toz fırtınaları üzerine beş çalışma grubu oluşturulmuştu. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nu su konusundaki işbirliğini artırmak için Irak özel temsilcisi olarak atamıştı. 

İranlılar Irak adına da konuşuyor ama Iraklılar da İran’ın su politikasından muzdarip. Hatta Bağdat İran’a karşı Uluslararası Adalet Divanı’na gitmeyi gündemine almıştı. 

Al-Monitor’un Türkiye’nin su diplomasisine yakın kaynaklardan edindiği bilgilere göre Türk ve İran heyetleri üç aylık periyodlarla bir araya gelerek, Türkiye’den İran’a geçen sular üzerinde üç ayrı istasyonda ortak akım ölçümleri yapıyor. Bu uygulama iki ülke arasında 1955’de imzalanmış bir protokole dayanıyor. Benzer bir işbirliği Dicle üzerindeki Ilısu barajının su tutma sürecinde hem Irak hem İran’la sergilendi. Ilısu Barajı’nda dip savak sayesinde dolum aşamasında da Irak’a su verildi. Ilısu’da 2018’de başlaması öngörülen su tutma işlemi kuraklık yüzünden ertesi yıla bırakılmıştı. 2019’da aşırı yağışlar neticesinde su tutulmaya başlanmıştı. Kurak geçen 2021’de Dicle’de akış seviyesinin iki katı barajdan su bırakıldı. Türk tarafına göre komşulara zarar vermeme konusunda İran aynı hassasiyeti göstermiyor. Bu konuda üzerinde durulan birkaç örnek var: 

İran’ın Karhe nehri üzerinde inşa ettiği barajlar ve sınır bölgesinde bataklığı ikiye bölen set nedeniyle Irak’a giden su önemli ölçüde kesildi. Dicle alt havzasındaki Havice bataklığını besleyen suların dörtte biri Karhe’den geliyor.

Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) ve Irak Su Kaynakları Bakanlığı, İran’ı Dicle’yi besleyen suyun yönünü değiştirmekle suçluyor. İran, Küçük Zap suyu ile yüzde 90 oranında kuruyan Urumiye gölünü canlandırmaya çalışıyor. Ayrıca Sirvan nehrinin suyunu Nevsud kanalıyla Kirmanşah ve batı bölgelerine yönlendiriyor. 

Irak’ta Küçük Zap’ta su seviyesi yüzde 80, Sirvan’da yüzde 85 düştü. Dicle’yi besleyen Hilvan nehrinin suları da kesiliyor. KBY Baraj Müdürlüğü 2020’de 100 bin kişinin su kaynağı olan Dukan Barajı’nı besleyen Küçük Zap’ın su akışının tamamen kesildiğini duyurmuştu. Tahran’a göre Küçük Zap ve Sirvan İran’ın kuzeybatısında Zagros dağlarından kaynaklanıyor; hâliyle faaliyetler hukuki.

İran baraj hamleleriyle dikkat çekiyor. 2012’de irili ufaklı 316 olan baraj sayısı altı yılda 647’e yükseldi. 2019’da iki yılda 109 baraj inşa etme planı açıklamıştı. İran’ın Sirvan üzerinde yaptığı barajların sayısı 2020 itibarıyla 18’i buldu. Plan, baraj rezervuarlarındaki fazla suyun kuraklıkla yüzleşen kentlere yönlendirilmesi yönündeydi. 

İran uzmanı Arif Keskin Ankara ile Tahran arasındaki pek çok restleşmenin altında su meselesinin olduğunu düşünüyor. Al-Monitor’a değerlendirmelerde bulunan Keskin, “İranlı yetkililer Türkiye’nin baraj projelerinin sadece İran değil Irak ve Suriye’deki kuraklığın en önemli nedeni olarak göstermeye çalışıyor. Hatta Suriye’deki halk ayaklanmasının altındaki kuraklık faktörü nedeniyle Türkiye’yi suçlayanlar var. Bu yüzden Türkiye’nin barajlarını İran’ın milli güvenliğiyle ilişkilendirerek ele alıyorlar” diyor. 

Arap nüfusun yoğun olduğu Huzistan’da geçen yaz patlak veren gösterileri tetikleyen de kuraklıktı. 

Keskin, “Çok ciddi suçlamalar yöneltiyorlar. İran, Aras’ın yatağını değiştirecek kadar kendinde tasarruf hakkını görüyor ama Türkiye’nin bu kadar baraj yapma hakkının olmadığını söylüyor. Bunu İran’a karşı bir komplo olarak da nitelendiriyorlar. Hatta İran’ın Afgan sığınmacıların Türkiye’ye geçişlerini kolaylaştırmasında su konusundaki kızgınlığın etkisi var” ifadelerini kullanıyor. 

Keskin, İran’ın su yönetiminde ciddi hatalar yaptığını ve öfkeyi Türkiye’ye yönlendirmeye çalıştığını belirtiyor: “Su miktarına göre tarımsal planlama ve ürün seçimi yapılmıyor, verimli sulama teknikleri uygulanmıyor, barajların çevresel etkileri değerlendirilmiyor. Projeler Devrim Muhafızları’nın kontrolünde. İran yönetimi kendi başarısızlıklarını örtmek için Dicle meselesini kullanıyor.”

Son dönemlerde İran ve Türkiye, Suriye’den Irak’a, sığınmacı akınından “terörle mücadeleye” kadar pek çok alanda karşı karşıya geldi. Fakat su meselesi üçüncü ülkeler üzerindeki nüfuz savaşları ya da kavgalardan çok farklı. İlişkileri daha fazla yıpratma potansiyeli taşıyan bir mesele giderek ciddiyet kazanıyor.

Join hundreds of Middle East professionals with Al-Monitor PRO.

Business and policy professionals use PRO to monitor the regional economy and improve their reports, memos and presentations. Try it for free and cancel anytime.

Already a Member? Sign in

Free

The Middle East's Best Newsletters

Join over 50,000 readers who access our journalists dedicated newsletters, covering the top political, security, business and tech issues across the region each week.
Delivered straight to your inbox.

Free

What's included:
Our Expertise

Free newsletters available:

  • The Takeaway & Week in Review
  • Middle East Minute (AM)
  • Daily Briefing (PM)
  • Business & Tech Briefing
  • Security Briefing
  • Gulf Briefing
  • Israel Briefing
  • Palestine Briefing
  • Turkey Briefing
  • Iraq Briefing
Expert

Premium Membership

Join the Middle East's most notable experts for premium memos, trend reports, live video Q&A, and intimate in-person events, each detailing exclusive insights on business and geopolitical trends shaping the region.

$25.00 / month
billed annually

Become Member Start with 1-week free trial
What's included:
Our Expertise

Memos - premium analytical writing: actionable insights on markets and geopolitics.

Live Video Q&A - Hear from our top journalists and regional experts.

Special Events - Intimate in-person events with business & political VIPs.

Trend Reports - Deep dive analysis on market updates.

We also offer team plans. Please send an email to pro.support@al-monitor.com and we'll onboard your team.

Already a Member? Sign in