İsrail savunma sanayi sektörü müşteri listesine bir isim daha ekliyor. Rafael İleri Savunma Sistemleri şirketinin bölge direktörü Al Zaher Sırp devlet televizyonu RTS’ye yaptığı açıklamada “Sırbistan’da devlete ait savunma sanayi üreticisi Jugoimport-SDPR ile birlikte hareket ediyor ve SPIKE LR2 roketleri üzerinde çalışıyoruz” dedi.
Havada, karada ve denizde taktiksel hassasiyet kazandıran tanksavar SPIKE LR2 füzeleri hâlihazırda 26 ülkenin askeri envanterinde bulunuyor. Bu gelişme aslında sürpriz sayılmaz. Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic Mart 2020’de İsrail yanlısı güçlü bir lobi olan Amerikan-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi’nin (AIPAC) yıllık toplantısında konuşmuş ve ardından Jerusalem Post’a Sırbistan’ın İsrail’den silah almayı planladığını açıklamıştı. Yine de bu, sıradan bir askeri alışveriş değil. Belgrad hükümetinin daha kapsamlı, siyasi hesapları var.
Sırbistan niçin İsrail’den füze alıyor? Başlıca sebep, Sırbistan’ın, çoğu Yugoslavya döneminden kalma eskiyen savunma teçhizatını yeniliyor olması. Sırbistan yeni silah alımlarında siyasi seçicilik uygulamıyor. Çin’den insansız hava araçları, Fransa’dan da Mistral tipi omuzdan atılan, kızılötesi hava savunma sistemleri tedarik ediyor. Hava filosunu modernize etmek için de Rusya ve Belarus’tan MiG-29 savaş uçakları alıyor. 2008-2018 döneminde Sırbistan’a en çok askeri hibe yapan ülke ABD oldu, ikinci sırada ise Çin yer aldı. Batı ya da Doğu, Avrupa ya da Orta Doğu, Belgrad için fark etmiyor.
Peki, söz konusu füzeler olası bir silahlı çatışmada kullanılabilir mi? Son birkaç yıldır Sırbistan’la komşusu Hırvatistan arasında adeta bir silahlanma yarışı yaşanıyor. Hırvatistan’ın edindiği bazı teçhizatlar – örneğin Almanya’dan aldığı Panzerhaubitze 2000 tipi obüsler ve ABD’den aldığı Bradley tipi muharebe araçları – düzlük araziden oluşan Sırbistan-Hırvatistan sınırlarında muharip kullanım potansiyeline sahip. İsrail’den gelecek tanksavar füzeler teorik olarak iyi bir dengeleyici niteliğinde. Ancak yeni bir çatışmanın çıkması olası değil. Sırbistan NATO üyeleriyle çevrelenmiş durumda. Kendisi NATO üyesi olmasa da NATO’nun Barış İçin Ortaklık programında yer alıyor ve üye olmayan bir devletin NATO’yla yapabileceği en ileri işbirliğini ifade eden Bireysel Ortaklık Eylem Planı uyguluyor. Dahası, Sırbistan ve diğer Balkan ülkeleri sosyoekonomik durgunluk yaşıyor ve demografik olarak zayıflıyor, dolayısıyla savaş bu ülkelerin işine gelmediği gibi savaşma kapasiteleri de yetersiz. Bu bağlamda, Balkanlar’daki silah alımları çoğunlukla komşulara çıkışmanın ve iç kamuoyunda milliyetçi puanlar kazanmanın yolu olarak görülüyor.
Hâl böyle olunca Sırbistan’ın SPIKE füzesi alma niyetinin sadece askeri gerekçelere dayanmadığı, siyasi bir arka planının da olduğu açık. O da şu: SPIKE füzesi gibi silahlar Sırbistan’a hem Batı’ya hem de komşularına karşı pazarlık gücünü arttırma imkânı veriyor. Sırbistan Balkanlar’da patlak verebilecek sınırlı çatışmalar için yeterli askeri kabiliyete sahip olursa, Batılı ve komşu ülkeler Kosova’nın statüsü gibi bölgesel meselelerin müzakerelerinde Sırbistan’a karşı daha uzlaşmacı olabilir. Dolayısıyla SPIKE füzeleri gibi ekipmanlar bir imha aracından ziyade güç oyununun aracı olarak görülebilir.
Sırbistan’ın İsrail’den füze almasının bir başka amacı da ikili ilişkilerdeki bir sorunu aşmak. 2020’de, dönemin ABD Başkanı Donald Trump’ın aracılığıyla sağlanan ekonomik normalleşme anlaşması kapsamında Kosova ve İsrail birbirlerini tanıma konusunda anlaşmış, Kosova Kudüs’te elçilik açmayı, Sırbistan da Tel Aviv’deki büyükelçiliğini Kudüs’e taşımayı kabul etmişti. Ne var ki Sırbistan’ın bu anlaşmaya imza atmasının başlıca gerekçesi Trump yönetimiyle yakınlaşmaktı, dolayısıyla şimdi Beyaz Saray’da Joe Biden otururken büyükelçiliğini Kudüs’e taşıması anlamsız. Sırbistan, elçiliğini Kudüs’e taşıyarak Müslüman dünyası ve Avrupa Birliği ile ilişkilerinde sıkıntı yaşamaktan da korkuyor. Dolayısıyla bu maliyetli taşınmadan kaçınmak istiyor ama İsrail’le ilişkilerin bozulmasını da istemiyor. Bu bağlamda silah anlaşmaları, Kosova’nın bağımsızlığını tanıyan İsrail ile ilişkileri geliştirmeye ve elçiliği taşımaktan kurtulmaya hizmet ediyor.
Son olarak, Sırbistan’da İsrail’den füze alımını savunanlar, bu yoldan ABD’deki İsrail yanlısı grupların etkili liderleriyle yakınlaşma sağlanacağını umuyor. Belgrad yönetimi ABD’ye doğru çark ederek Kosova meselesini Trump yönetiminin desteğiyle çözmeye çalışmıştı. Ancak şimdi Biden yönetiminden çekiniyor çünkü Biden’ın Sırbistan’a karşı daha sert olmasını, hem demokratik gerileme hem de Rusya ve Çin’le ilişkiler konusunda daha zorlayıcı olmasını bekliyor. Biden yönetimi Sırbistan’ın Kosova’yı tanımasını istediğini şimdiden dile getirmiş durumda. Sırbistan hükümeti İsrail’den alışveriş yaparak Biden yönetiminin olası baskılarını hafifletme konusunda Washington’daki İsrail lobisinden yardım almayı umuyor. Nitekim Sırbistan Cumhurbaşkanı’nın AIPAC toplantısında konuşma yapmasının bir amacı da İsrail lobisi üzerinden Amerikan politika yapıcılarına erişim sağlamaktı.
SPIKE füzelerine ilişkin görüşmelerin Sırbistan’a beklenen kazanımları sağlayıp sağlamayacağını zaman gösterecek. Ancak bu temaslar, Sırbistan hükümetinin İsrail’le ticari ilişkileri sürdüreceğini gösteriyor. Bundan en çok yeni bir müşteri kazanmak üzere olan İsrailli savunma sanayi şirketleri memnun olmalı.